Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Geçmişten günümüze

Geçmişten günümüze

Yorulduğumun farkındayım..
Kırıldığımın farkındayım..
Bugün içimden yazı yazmak gelmiyor.. Köşe boş kalamaz.. Öyleyse eski şiirlerimden bir demet sunayım sizlere..
MERAK
Özümden âleme kuşlar uçurdum
Hangisi menzile vardı bilmem ki.
Engin denizlerden kağnı geçirdim
Hangi göz izini gördü bilmem ki..
Gün erdi zevale, gam zeval oldu
Baktığım noktada başka bir hal oldu
Aklım kilitlendi, dilim lal oldu
Hangi aşk içime girdi bilmem ki.
Ezdi, toprak etti bulutlar beni
Tuttu göğe çekti umutlar beni
İçine almadı hudutlar beni
Hangi ay kaç sene sürdü bilmem ki.
Sonunda anladım ‘son’u gerçekten
Cansızda farkettim ‘can’ı gerçekten
Ben hâlâ bulmadım ‘ben’i gerçekten
Hangi dost sırrıma erdi bilmem ki.
Suların başında susuzluk çektim
Aynaları kırdım, toprağa baktım
Yağmur damlasında zamanı yaktım
Hangi el yaramı sardı bilmem ki.
Ne söylesem hava, ne yazsam yalan
İlahi kaynaktır tek makbul olan
Hazreti Kur’an’ın dışında kalan
Hangi söz yerinde durdu bilmem ki..
CEVAPSIZ KALAN SUALLER
Yürü duvar beton, otur yer beton
Tavana bakarsın “bakma” der beton
Yağmur kokan toprakların nerede?
Ne çiçekler açar, ne kuşlar öter
Yolların on adım ötede biter
Serbest gezen ayakların nerede?
¥
Her günü hasrettir haftanın ayın
Hani ya bayramın, düğünün, toyun
İlin, yurdun, konakların nerede?
¥
Gönlün gamdan göçer, gama taşınır
Boş direkler boynu bükük düşünür
Dalga dalga bayrakların nerede?
¥
Deprem mi geçirdin, talan mı gördün
Kanlı haydutlara haraç mı verdin
Obaların ocakların nerede?
¥
İnancın cezalı, yüreğin tutsak
Konuşacak yerde çaresiz susmak
Dudakların, dudakların nerede?
BİR MEKTUBA CEVAP
‘Hava nasıl’ diyorsun/İklimler bozuluyor..
Her yerde namuslunun/Kuyusu kazılıyor..
Dürüstler yiyor çelme/İster gel ister gelme..
Hırsızlar oldu tacir/Görsen yüreğin acır,
Delinin keyfi gıcır/Akıllı üzülüyor..
Ciddiyim, sakın gülme/İster gel, ister gelme..
Küfür kemal çağında/Kuzu kurt kucağında,
Modanın sıcağında/Gelenek çözülüyor..
Dost yarım, düşman silme/İster gel ister gelme..
Bu diyar bizim diyar/Zengin fakiri soyar,
Söylesem eller duyar/Sussam suç yazılıyor..
Bilmek dert, sen de bilme/İster gel ister gelme..
Akıl, izan kıtlaştı/Toprak suya zıtlaştı,
Yağcılar anıtlaştı/Dik başlar eziliyor..
İplikle elmas delme/İster gel ister gelme..
Hep böyle yazsam, daha çok hoşlanacağınızı biliyorum.. Amma düzenin dürzüleri rahat bırakmıyorlar, zannederim farkındasınız..
Bayramda bile hergeleliklerin zirve yaptığını görüyoruz.. Aslında ‘pekmez bayramı’ imiş amma ‘lokum bayramı’ dense de olurmuş.. Tabii ‘çikolata bayramı’ yapmayı düşünenler de çıkacak.. Yani ‘şeker’, bayramı, şekerin bayramı, her ne ise, mucitlerine verelim; sizlere RAMAZAN BAYRAMI.. Başka bayram tanımayınız.. Hayırlı ola tekrar..
Beşi beşyüz gösterip insan aldatamazsın
Yalanın büyüğünü deve yutmaz hemşerim
İpotekli yaşarsın, kaçsan ki kaçamazsın
Bir kez sökülen akıl dikiş tutmaz hemşerim

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi