Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Millet AB’ye aşı olmak değil, İslam Birliği istiyor

Millet AB’ye aşı olmak değil, İslam Birliği istiyor

Öncelikli olarak İngiliz halkının çoğunluğunun AB’den çıkmaya evet demesini Haçlı ittifakının dağılması olarak nitelendirmenin, buna göre geleceğe yönelik hesaplar ve yorumlar yapmanın yanlış olacağını belirtmek istiyorum. Çünkü İngiliz halkının bu tavrına rağmen AB’nin Türkiye’yi hemen bir ya da iki yıl sonra arasına alacağını sanmak da yanlış hesap olur. Kısacası bundan sonra kalan AB ülkelerinin Türkiye’ye dostça yaklaşacağını, Türkiye aleyhine olan faaliyetlerden vazgeçeceğini düşünmek gerçekçi bir yaklaşım olmaz. Bu durum olsa olsa Avrupa’nın yeniden dizayn edilmesi anlamına gelebilir ama bu kesinlikle Haçlıların Hilale bakışının değiştiği/değişeceği anlamına gelmez.
Hemen hatırlatmakta yarar var ki, İngiltere’nin bir ayağı birlikte diğeri dışarıdaydı. Yani, imparatorluğundaydı. AB’nin bazı kararlarını şartlı kabul etmiş, bir bakıma kendisine imtiyazlı ortaklık statüsü belirlemiş ve bu da AB’nin diğer üyeleri tarafından istekli ya da isteksiz kabul edilmişti. Bunun böyle devam etmeyeceği belliydi. Bir diğer husus ise başından beri İngiltere ABD’nin AB içindeki ileri karakolu olarak değerlendirilirdi. Bu değerlendirme büyük ölçüde de doğruydu. Çünkü dünya üzerindeki ABD etkinliklerinin büyük bölümünde İngiltere hemen yanı başında yer aldı. Bu gerçeği dikkate alarak İngiltere’de yaşanan referandum sonucunu değerlendirirken bu işte ABD’nin rolü ve payı var mıdır, varsa ne ölçüdedir sorusunun cevabını araştırmak gerekir. Genellikle AB’nin ortak para birimi, tek ekonomik sınır ve tek askeri güç haline gelmesinin ABD’nin Avrupa üzerindeki etkisinin giderek zayıflayacağı anlamına geldiğini söylemek yanlış olmaz. Meseleye bu açıdan bakıldığında AB’nin geleceğini ve İngiltere’nin bundan sonraki tavrının ne olacağının doğru tespiti için gelişmelerde Pentagon’a hâkim olan ABD derin devletinin rolünün çok iyi tespit edilmesi gerekir. ABD, AB’nin tam olarak dağılmasını istemeyebilir ama dünya üzerindeki dengede belirleyici olacak yeni bir gücü istemeyebilir. Ayıraca Siyonistlerin güdüm ve denetimindeki gizli dünya devleti de ABD’nin karşısına yeni gücün çıkmasını çıkarlarına ters görebilir. Çünkü artık herkes biliyor ki, ABD’de iş başına hangi başkan gelirse gelsin Siyonist lobinin dediği olmaktadır. Dünyayı askeri gücüne dayanarak ABD’nin birinci hedefi sömürü ise ikinci hedefinin de İsrail’in güvenliğinin sağlanması olduğunu düşündüğümüzde güç kaybına uğramış bir AB’nin bu çevrelerin daha çok işine geleceğini söylemek mümkündür.
Tüm bu değerlendirmeler Türkiye’nin dışında kaldığı tespitlerdir. İngiltere’de yaşanan referandumun ardından Türkiye-AB, Türkiye-ABD ve İngiltere münasebetlerinin boyutu nasıl şekillenecek, bizi ilgilendiren husus budur. Böyle olunca da İngiltere’nin AB’den ayrılma kararının ardından bazılarının heyecanla İngiltere’nin AB içindeki yerini Türkiye’nin alması gerektiği yaklaşımı dikkat çekicidir. Yani, bir bakıma Türkiye’ye AB içinde ABD’nin ileri karakolu rolü biçilmektedir. Kısacası, AB’nin azat kabul etmez kara sevdalıları her halükarda ille de AB’ye girilmesi gerektiğini savunurlarken milletin ne istediğini gözden kaçırmaya çalışıyorlar. Milletin ne istediği açıkça ortadadır. Ortaya çıkan verilere inanmayanlar var ise bu husus millete sorulmalıdır. Millete rağmen karar alıp uygulamaya koymak topluma saygısızlık anlamına gelir. Çünkü milletin büyük çoğunluğu AB’nin Türkiye’yi Müslüman olduğu için kabul etmediğini düşünüyor.
Bu arada birilerinin İngiltere’deki oylama sonucunun ardından, “AB’ye yeni aşı lazım, kilit ülke Türkiye” diyerek ille de AB’nin kapısında beklemeye talip olmalarını anlamak mümkün değildir. Hâlbuki Türkiye’ye, AB’ye aşı olmak yerine İslam Birliği’nin kurulması için çaba sarf etmek yakışır. Geçmişimiz bunu bize bir görev olarak veriyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi