D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Karşı Hamle: Terör!

Karşı Hamle: Terör!

Ramazanın rahmet iklimini kim en fazla haleldar edebilir?  Kâfirlerden eşedd olan teröristler!  “Efendim, bunlar bildiğiniz gibi değil, sıkı Müslüman! Selefiliğin dibi! Kur’an Müslümanı.” “Öyle sıkı ki, her okudukları âyeti anında tatbik ediyorlar. Böylece binlerce kişiyi katlettiler!” Tabii katlettiklerinin büyük ekseriyeti Müslüman! Fakat onlara göre öldürülmesi vacip kusurlu Müslüman! Değil Müslüman katletmek, Müslüman olmayanları öldürmeye de kimsenin hakkı yok. İslâm toplumu başlangıçtan bugüne içinde birçok farklı unsur barındırdı.  Yahudiler, her dönemde İslâm dünyasının her yerinde var olmaya devam ettiler. Hıristiyanlar keza öyle…  Anadolu’yu Bizans’tan aldık. Anadolu Rumları, Ermenileri ve diğer gayri Müslim topluluklar 20. yüzyıla kadar Selçuklu ve Osmanlı idaresinde kendi hukuku ile yaşamaya devam etti.  Bunun batıda örneği gösterilebilir mi? Avrupa ile esaslı farkımız bu. İslâm toplumu farklılıkları içinde barındırır, Avrupa ise ya yok eder, ya da dışlar! Mesela İspanya… Müslümanlar 8 asır Endülüs’te güçlü bir medeni topluluk olarak var oldular, hiçbir zaman içlerindeki gayri Müslim unsurları yok etmeyi düşünmediler. Katolik İspanyollar bu ülkedeki Müslüman devlet ve devletçikleri ele geçirdi, halkını ya katletti, ya Hıristiyanlığa zorladı. İspanya’da bir tek Müslüman bırakmadı. Tabii Yahudilere de hayat hakkı vermediler. İspanyol Yahudileri ancak Osmanlı topraklarında yaşama imkanı bulabildi.  Gelelim zaman ayarlı teröre… Türkiye bir hamle yaptı, İsrail’le ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti. İkinci hamle, Rusya ile ilişkilerin düzeltilmesi. Bu çok yönlü siyasi, iktisadi sonuçlar doğuracak hamleler ciddi bir dönüşümün tetikleyicisi olabilir.  Bu iyimserlik havasının mutlaka dağıtılması gerekiyordu: İşte akşam vakti Yeşilköy bu yüzden Kızılköy’e dönüştürüldü. Şunu silinmeyecek şekilde hafızalara kazıyalım: Hiçbir terör saldırısı Müslümanlığa hizmet etmez!  İki gün önce, İsrail’le ilişkilerin normalleştirilmesi konusunda yazdık. Siyonist devletle anlaşmanın uygulamadaki zorlukları üzerinde durduk. Yoksa, böyle bir adımın atılmasını tamamen olumsuz gördüğümüzden değil.  Rusya ile ilişkiler konusunda da, fikrimiz belli. Türkiye’nin gerçek düşmanı Rusya değildir. Gerçek düşmanın Rusya ile ilişkilerimizin bozulmasında esaslı rolü olduğunu düşünenlerdenim.  Bu hususlarda kötü olan siyaset değil, siyasetsizliktir. Türkiye son yıllarda siyaset üretiyor, bazılarında başarı elde ediliyor, bazıları başarısızlıkla sonuçlanıyor. Böyle bir durumda yapılacak olan, yeni siyaset zeminleri inşa etmek.  İsrail’le ilişkilerin normalleşmesi böyle bir adım, Rusya ile ilişkilerin iyileşmesi aynı çerçevede müspet bir gelişme.  Bu raddede muhalefetin ve bazı basın yayın kuruluşlarının tavırlarının bekâra karı boşamaktan öte anlamı yok. “Niye böyle yapıyorsunuz?”, değil “biz ne yapardık?” sorusu sorulmalı.  Ve şu görülmeli: Türkiye bir taraftan etnikçi terörle güneydoğusunda, diğer taraftan dinci terörle büyük şehirlerinde tehdit ediliyor. Bu tehdidi cumhurbaşkanına, hükümete veya bir partiye yönelik olarak görmek, ya hıyanettendir, ya da hamakatten!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi