Alper Tuna

Alper Tuna

İş Olamayacağına Vardı!

İş Olamayacağına Vardı!

İş olacağına varır fakat demek ki olamayacağına da varabiliyormuş! Bunun böyle olmasını kabul veya ret etmemiz genelde dil iledir ve dil ile olanın eylemle sonuçlanmamasına biz maalesef alışkınız! Bir konuya her boyutuyla bakmaya hazır mısınız? Kayırmadan, bugün sizlerle bir değerlendirme yapalım! Ne övelim, ne sövelim! Makaleye sığabildiği kadarıyla her açıdan bakmaya çalışalım! Taraf tutmadan bakmaya varsanız buyurun!

“Türkiye ve İsrail anlaşmıştır. Türkiye, yürüttüğü yanlış siyaset gereği yalnızlaşmıştır. Türkiye, yürüttüğü doğru siyaset sebebiyle yalnızlaşmıştır. Türkiye, Mursi’yi destekleyen tek ülkedir. Türkiye, mültecilere ciddi anlamda kapı açan tek ülkedir. Türkiye, Filistin davasına her zaman ve dönemde hep temkinli yaklaşmıştır. Türkiye; Filistin, Mısır, Suriye konusunda yalnızdır. Türkiye, ucu dışarıda fakat içeriden yürütülen tehditlerle hizaya getirilmeye çalışılmaktadır. Türkiye’nin bölgede lider olmaması için tüm dünya işbirliği etmiştir. Türkiye, bölgede lider olabilecek bir siyaset yürütememiştir. Türkiye, Ortadoğu’da var olan yangına dahil olmamak için başarılı bir siyaset yürütmüş ve o yangını buraya taşımamıştır. Türkiye, kendi bölgesi yerine batı ya da Amerika’nın yedeğinde bir siyasi ekol ile beraber hareket etmeyi isterken, Rusya’yı hiç hesaba katmamıştır. Türkiye, bölgedeki gelişmeleri hiç okuyamamıştır. Türkiye, bölgedeki gelişmeleri çok iyi okuduğu için ucundan tutan bir siyaset benimsemiştir. Türkiye, İsrail ile yaklaşmaya mecbur bırakılmıştır. Türkiye yalnız sürdürdüğü mücadelesinde yılana sarılmıştır. Türkiye’nin zaten bugüne kadar yürüttüğü siyaset, İsrail’in varlığını tehdit eden bir boyuta hiç taşınmamıştır!..”

Listeyi uzatabiliriz fakat buna gerek olduğunu sanmıyorum. Tüm bu görüşlerin bir ortak paydası var. O da; hepsinde az veya çok doğruluk payının olması. Ne yani, tüm bu zıt görüşlerin hepsi aynı anda kendince bir doğruyu mu işaret ediyor? Evet. Durduğunuz, baktığınız yere göre değişen doğruluk paylarından bahsediyoruz. İnanmazsanız üstteki listeden bir cümleyi seçin ve o cümleyi doğrulamak için kısa bir araştırma yapın, istediğinizi hemen bulabileceğinizi rahatlıkla göreceksiniz.

İçinde doğruluk payı bulunan her görüş anlaşılmalı ki, yanlışları da barındırabiliyor. Bu görüşlerden biri ya da birkaçına inandığınızda o görüşü destekleyebilecek her nevi bilgiye hemen ulaşabiliyorsunuz. Zihnimiz böyle çalışıyor. Sorun zihnin çalışma yönteminde değil, zihne inanç gibi gönderme yapan algımızdadır. Bu yönelim, kolaycılığıyla kendini ele veren klasik bir yanılgıdır. Kısa yoldan inanma, kestirmeden sonuca ulaşma gibi düşünsel boyutu pek zorlamayan, daha çok duygusal modda üretilmiş bir takım görüşlerden bir seçki okudunuz.

Şimdi bunların arasından kendi görüşünüze yakın olanı seçme zamanı. İki tarafa ayrılmış olarak; hem o görüşü destekleyenler, hem o görüşün karşısında duranlar bu kalıplardan birini doğrulayabilecek materyallere koşacaklardır. Sonucun ne olacağını tahmin etmek güç değil. Doğru olduğunu ifade edenler, bu doğrularına olağanüstü anlamlar yükleyip meseleyi nerdeyse tek gerçek haline getireceklerdir. Merak etmeyin, yanlış olduğunu düşünenler de aynı yolu kat ederek ilerleyecektir. Bu olayda haklı değil, güçlü kim ise onun görüşü kamuoyunun ta kendisi olmuş olacaktır.

‘Üstteki görüşlerin hangisi doğru, hangisi yanlış?’a henüz gelemedik. Kabul eder misiniz bilmiyorum ama daha önemli noktalara temas ettiğimizi düşünüyorum. Görüşlerin temeline inmek gibi pek de tercih edilmeyen bir okuma biçimini önermiş olduk. Yanlış anlaşılmaya çok müsait bir yaklaşım sunduğumun farkındayım fakat lütfen en azından hakkaniyete olan saygımızdan dolayı, sadece bir değerlendirme olarak kabul edelim! Konuyla ilgili kanaatimi bir cümleyle de olsa belirtmeden geçmek istemem.

İsrail ile yapılan anlaşmanın akli, siyasi ve dini hiçbir gerekçesi yoktur. Sadece Müslümanlara değil tarihler boyu adeta insanlığa savaş açmış bir çeteyle karşı karşıya olduğumuzu unutmuş görünüyoruz!

Not: Vahşilerin taşeronluğunu yapan organizasyonlar hep olduğu gibi bu sefer de İstanbul’da devreye girmiş, masum insanları hedef alarak yüzlerce aileyi gözü yaşlı bırakmıştır. Ey terör ile, kan ile beslenenler! Herkes gafil olabilir yalnız Allah yaptıklarınızın hiçbirinden gafil değildir. Er veya geç yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz. Hayatını kaybeden masumlara Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa, kederli ailelerine sabırlar diliyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Alper Tuna Arşivi