Kemal Belgin

Kemal Belgin

Hıncal Uluç dedi ki!

Hıncal Uluç dedi ki!

ARADAN bayram geçti. Ama hatırlayacağınızdan eminim. Neyi mi Şu malum Lothar Mattaus transfer yalanını iki yazıda gündeme getirmiştim ya... Hem ilk yazı çıktıktan, hem de ikinci yazıdan sonra Hıncal Uluç ağabey aradı. “Harikasın” dedi ve ekledi: “Şimdi senden şu malum Ertuğrul Özkök açıklaması üzerine de bir yazı beklerim... Hani TSYD’nin Antalya seminerinde kürsüden söylenen...” Tamam dedim. Zaten ben o konu ile de ilgili bu ülkede yazan tek yazardım. Hıncal ağabey unutmuş olabilir. Şimdi bu Matthaus işini gündeme getirdiğime göre ki, onu da daha önceleri yazmıştım, bu Ertuğrul Bey seslenişini de yeniden satırlara dökeyim.

Efendim; bundan altı-yedi yıl önceydi. Senede yine yanılabilirim. Ama çok şükür yazacaklarımda yanılmam mümkün değil. Çünkü Sayın Ertuğrul Özkök Hürriyet Genel Yayın yönetmeni iken Antalya’da her yıl organize edilen Türkiye Spor Yazarları Derneği seminerine davet edilmişti. Tabii ki kürsüden gençlere, hatta deneyimi olanlara bir konuşma yapması gerekecekti. Çıktı da o kürsüye... Ben orada yoktum ama kameralar, objektifler alabildiğine oradaydılar.

Konuşması sonrası soruları aldı, ülkenin her dönem en büyük gazetesi olarak yorumlanan gazetenin genel yayın yönetmeni... 

Ama öyle bir yer vardı ki cevaplar arasında, hani şu Sabah’ın Dinç Bilgin dönemindeki, “Yarın araba kuponu vereceğiz. Fener’e mutlaka büyük bir yıldız aldırın” talimatının sanki temelini oluşturuyordu. Mesele şu idi... Bir spor yazarı genç arkadaş, Ertuğrul Özkök’e, “Efendim, çok yalan haber çıkıyor. Siz en büyük gazetenin genel yayın yönetmeni olarak ne düşünüyorsunuz” sorusunu sordu.

Kürsüden canlı ve kendi sesinden verilen cevaba ayrı bir paragraf açalım... Sayın Ertuğrul Özkök şöyle cevap vermişti: “Biz hayal satıyoruz...”

Açalım, yorumlayalım... Yani biz Hürriyet olarak öyle transfer haberleri yaparız ki, okuduktan sonra o futbolcuyu taraftarı olduğunuz takımın orta saha, defans, her neyse o yerine koyar, oynatır ve ciddi katkı alırsınız. Şampiyonluklar, kupalar birbirini takip eder... Hatta gece rüyanızda onunla paslaşabilirsiniz de... Sonra mı O transfer gerçekleşmez. Yani siz hayal dünyanızda bir kere daha kırıklık yaşarsınız. Yöneticinize sayar durursunuz. Ama hayal satanlara karşı tepkiniz olmaz. Zaten asıl mesele de buradadır.

İşte günümüz spor medyasının ya da spor sayfalarının politikası bu olsa gerek... Tabii ki bu kafada olmayanlar vardır. Ama gerçek anlamda istisnadır onlar... Eh istisnalar kaideleri bozmaz ise, o zaman Sayın Özkök’ün hayal sandalı hala yüzmeye devam eder. Batmaz yani... Neyse işin patronaj kısmına girmeyelim...  

Bir mini anı...  Engin Verel’in Galatasaray’dan Fenerbahçe’ye transferini bu ülkede ilk yazan spor yazarıydım. Haberi gece saat 01.10’da telefonla gazetenin o günlerde mürettiphanesinde çalışan 14 yaşındaki çırağına yazdırdım. Kendisi sonraları bu ülkenin bir numaralı teknik müdürü oldu. Tabii ki bu önemli atlatma haberin macerası bu kadar değil... Ama sabaha kadar uyumadım. Sabah sabah bakkala koşup bütün gazeteleri aldım. Haber sadece Tercüman’da vardı... Asıl ve gerçek habercilik budur işte... Ertesi gün başka gazeteler Engin’in transfer haberini yalanladılar. Ama iki gün sonra Engin’i Yoğurtçu Park’ının salıncağına Fenerbahçe forması ile oturtup fotoğraf yayınladılar... Bakınız bende o fotoğraf yoktur!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Belgin Arşivi