Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Aklını kurtar!

Aklını kurtar!

Diyor ki “Kainat imamı”: - Genelkurmay Başkanının odasına dinleme cihazı konsun. İkinci kademe, üçüncüye, üçüncü dördüncüye, sonra “Abi”ye, oradan da kurmay yarbaya geliyor. Kurmay yarbay alıyor dinleme cihazını, götürüp emir subaylığını yaptığı, dolayısıyla harim-i ismetine girebildiği komutanının odasına yerleştiriyor. Sonra akşamleyin alıyor kayıt cihazını “Abi”ye götürüyor.

- İşte Abi, görev tamamlandı. Kainat imamımıza bildirebilirsin. Ben sadık bir bendenizim.

Kurmay yarbay.

Okul hayatında matematikten 9 bile almamış. Yani hep 10 numara. Matematik kafası var yani, kurmay olmuş sonunda, yani genelkurmay başkanı bile olabilecek potansiyele sahip.

Ama bu adam, mesela çalınmış soruların kendisine verilmesine itiraz etmiyor. “Abiler” kafayı esir almışlar. Güt, güt, sonunda gelmiş kendi komutanını dinlemeye, kendi komutanına silah doğrultmaya.

İçinde ihaneti beslemiş, beslemiş. Hep kendisinden başkası olmuş. Hep sinsilik, hep takıyye, hep sahtelik, yani askerlikten başka ne varsa onu yapmış asker adam ve bunu, hayatının neredeyse 40 yılında böyle yapmış.

İnsanın çıldırası geliyor.

Bir insan nasıl böylesine köleleştirilir?

İnsan böylesine köleleşmeye nasıl razı olur?

Kurmay yarbay olup ergin olamayan bir insan.

Ne kurmay yarbayı, general var içlerinde.

Bu adamlar, genelkurmay başkanı olacaklar ve “Kainat İmamı”ndan aldıkları emirle memleketi savaşa sokacaklar mesela?

Sorayım onlara:

Genelkurmay Başkanı olduğunuzda, Kainat İmamı, “Şuraya savaş aç” diyecek, savaş açacaksınız öyle mi? Yani orada bile aklınızı hatırınıza getirmeyecek misiniz?

- Ne demek bu, diye bakmayın gözüme. “Abi” öyle istedi diye, Genelkurmay Başkanı’nın odasına dinleme cihazı koyan adam “Kainat İmamı” istedi diye ülkeyi savaşa sokmaz mı?

Aklını kurtar arkadaş aklını. Bu mankurtluk sizi batağa sürükledi, gör bunu.

Şimdi diline “Bu tiyatro” değerlendirmesi kondu, onu tepe tepe kullanıyorsun. Aklını kullan azıcık, o zaman sorarsın, “Ben Fethullah Gülen’e bağlıyım” diyen ve Genelkurmay Başkanı’nın odasına dinleme cihazı koyan, sonra da başına silah dayayan kurmay yarbayı da Tayyip Erdoğan mı kurguladı?

Aklını kullan azıcık! Herkesi bu tiyatro yalanını yutacak kadar aptal zannetmek de zihin çürümesinin bir sonucudur. Oradan, Pensilvanya’dan öyle bir şey söylenecek ve sen burada onu tüketmeye başlayacaksın. Bu bile, nasıl bir mankurtlaşma yaşandığının tipik göstergesi.

Demek yok mu, “Bunu kim yutacak, bu herkesi aptal yerine koymak demek. Bunu söyleyen insanlar, çırılçıplak darbeciliği örtbas etme çabasına düşmüş gözükür” demek yok mu?

İçinizden biriniz söyleyemez misiniz, “Ne yapıyoruz biz, diye, çıldırdık mı, diye, böyle bir darbe girişimi herkesi ateşin içine sürmektir, diye... 40 yıllık birikimi ateşe atıyoruz, bize ‘İslam’a hizmet’ duygusuyla gelen insanları insan yüzüne çıkamaz hale getiriyoruz” diye.

Ama aklı kiraya verdiğinizde bu olmaz.

Başarılı olsaydı da “Bu darbe, tiyatro” diyecek miydiniz? “Darbe karşıtlığı” yapacak mıydınız? 28 Şubat’ta yaptınız mı onu?

Darbe Tayyip’in başını aldığında da darbe karşıtı olacak mıydınız? Meclis bombalandı, 250 insan hayatını kaybetti. Tayyip Erdoğan’ın “Can dostum” dediği insanlar canını verdi, oğluyla birlikte. Onların şehadeti de bu tiyatroya dahil midir?

Aklını kurtar, aklını.

Kime diyorum. Hayır “Kainat imamı”na değil. Onun hemen yanında yöresinde bulunanlara değil. Onlar umutsuz vak’a artık.

Ama sokaktaki insana, o yapıya “İslam’a hizmet” hassasiyetiyle yardım eden, sade insanlara... Ne bileyim ben, Çağlayan önüne götürülen kadınlara, Yasin okuyanlara...

İslam “Akılını kullan” diyor. İbadet bile şuurla yapılır. Nerede şuur? TSK’daki bunca adam, ateşin içine atıldı ve şimdi sözümona Kainat İmamı “Benim bunlarla alakam yok” diyor. İşte bu.

Şeytan bile ahirette “Beni şeytan azdırdı” diyenlere, “Senin aklın yok muydu?” diyecek.

Ey kurmay yarbay, ey general, amiral ve ey sade insan, aklını kullan, aklını kurtar.

Bir ayağın çamura saplanmışken hiç olmazsa, aklını kurtar.

Bu İslam’a hizmet değil. Bir neslin heba oluş serüveni. Yazık, çok yazık!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Taşgetiren Arşivi