İbrahim Karagül

İbrahim Karagül

Türkiye’yi Kıyamet Savaşı’na zorluyorlar

Türkiye’yi Kıyamet Savaşı’na zorluyorlar

15 Temmuz saldırısı, sadece Gülen ve terör örgütüyle sınırlı değildir. Gülen'in sivil ve askeri bürokraside yıllardır beslenen terör hücreleri, çok daha büyük, küresel ölçekte bir proje için harekete geçirilmiştir. 
Projenin mimarları, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı “oyun bozduğu” için hedef almıştır. Onun yokluğunda Türkiye toplumunun kaynaştırıcı, birleştirici gücünün yok olacağını, operasyona açık hale geleceğini bildikleri için önce onu ve kadrolarını bertaraf edip ardından Türkiye'nin parçalanması sürecini başlatmayı planlamışlardır.

PKK yıllardır nasıl bir senaryonun parçasıysa Gülen ve terör örgütü de aynı şekilde bir kart olarak, yıkıcı bir unsur olarak, öldürücü bir silah olarak ülkemize ve milletimize karşı kullanılmıştır.

Sonsuz kaosa teslim etmek

Bu yüzden işin başından beri yaşananların bir “darbe” ile sınırlı olmadığına, bir tür içeriden işgal girişimi olduğuna dikkat çekerken,derin bir endişe ile hareket ediyor, vahim bir Türkiye projesine karşı teyakkuza çağırıyoruz.

Bu proje, “Türkiye'nin Suriyeleştirilmesi” projesidir. Bu proje, Türkiye'nin etnik ve mezhep eksenli kimlik çatışmalarınasürüklenmesi projesidir. Bu proje, bir harita projesidir.

Irak'ın işgali, Suriye'nin sonsuz bir kaosa teslim edilmesi, Yemen'in bölünme aşamasına getirilmesi, S. Arabistan-İran savaşı senaryoları bu büyük projenin ana cepheleridir.

Suriye parçalanmadan Irak parçalanamayacaktır. Türkiye kaosa sürüklenemeden Suriye parçalanamayacaktır. S. Arabistan-İran savaşı başlatılamadan o harita çizilemeyecek, var olan devletler üçe-dörde bölünemeyecek, yeni devletler, şehir devletleri kurulamayacaktır.

Türkiye cephesi ve kıyamet saati!

Türkiye devreden çıkarılmadan, esir alınmadan, çaresiz bırakılmadan da bütün coğrafya yüz yıllık felakete, belirsizliğe, yokluğa sürüklenemeyecektir.

Bu yüzden 15 Temmuz saldırısı, içeriden işgal ve iç savaş yöntemleri kullanılarak, Kuzey Afrika'dan Yemen'e, Kafkaslardan Basra Körfezi'ne uzanan, coğrafyamızın tamamını rehin alan “kaos coğrafyası” projesinin Türkiye ayağını başlatma, Türkiye cephesini açma tarihidir.

28 Şubat'tan bu yana Türkiye böyle bir operasyona muhataptır. O tarihten bu yana bütün krizler ülkemizi adım adım o sona yaklaştırmaya dönüktür. ABD'nin ve AB'nin bölgeye ve bize yönelik bütün projeleri, politikaları bu kıyamet saatini yakınlaştırmayadönüktür.

Boynunu koparma çabası

Yıllardır, “Türkiye için tehdit müttefiklerinden geliyor” diye yazıyoruz. Dikkatle okuyanlar, ülkemize yönelen kısa ve orta vadeli bütün tehlikelerin kaynağının Türkiye'nin müttefikleri olduğunu görecektir. ABD'nin son 25 yıllık bölge planlarının tamamı Türkiye'ye zarar vermiştir ve aleyhimize olmuştur. Suriye meselesinin bize pazarlanış biçimini de bu açıdan derindensorgulamak bir zorunluluk halini almıştır.

Kuzey Irak'ta olduğu gibi, güney sınırımız boyunca bir cephe inşa edilmektedir ve bu, maalesef Türkiye eliyle yapılmaktadır. Kuzey Suriye Koridoru Türkiye'yi Anadolu'ya hapsetmeye dönük yüzyılların hesabının ürünüdür. Yüz yıl sonra kafasını kaldırıp Anadolu dışına bakabilen Türkiye'nin boynunu koparma planıdır.

Bu planın içeride destekçileri, pazarlamacıları, vurucu unsurlarıvardır. Bu unsurlar, Gülen ve terör çeteleriyle sınırlı değildir. MeselaPKK/PYD'nin en büyük desteği Türkiye içindendir ve onlar bu“çevreleme” projesinin içerideki uzantılarıdır.

Kimse gözlerimizi kör etmeye kalkışmasın!

Hiç kimse bize, 15 Temmuz saldırısının dışarıdan bağımsız, tamamen içerideki iktidar çatışmalarıyla, Gülen ve ekibiyle sınırlı olduğu masalını anlatmasın. Hiç kimse bize, yaşadıklarımızın Türkiye içi bunalımlarının sonucu olduğu tezini dayatmasın.

Hiç kimse gözlerimizi kör etmeye, milletimizi sersemletmeyekalkışmasın. IŞİD'i gösterip PYD'ye alan açma körlüğü gibi, daha dar hedefler gösterip ülkemizi yıkıma götürecek büyük planları kamufle etmeye kalkmasın.

Biz bunu okuduk, gördük. ABD doğrudan bu saldırının arkasındadır. Türkiye'nin geleneksel müttefikleri bu işin içindedir. Gülen'e ihale edilen saldırının arkasındaki hesaplar, 1. Dünya Savaşı'ndan bu yana devam eden hesaplardır.

Türkiye-Rusya savaşı çıkacaktı

Bizi Suriye'ye gömmeye çalıştılar. İçerideki birçok çevreyi bu amaçla kullandılar. Rusya ile savaştırmaya çalıştılar. Bu yüzden Rus uçağını düşürdüler. Türkiye-Rusya krizi üzerinden iki ülke de zayıflatılacak, operasyona hazır hale getirilecekti. Belki Yeni Kırım Savaşı tezgahlanacak, bu savaş üzerinden Türkiye'yi rehin alacaklardı. Ve belki de İran-Türkiye savaşı tezgahlayacaklardı.

IŞİD'e destek veriyor imajı oluşturmaya çalıştılar, oysa bu örgüte en büyük desteği verenler kendileriydi. MİT TIR'ları hikayesi de onların terör çeteleri eliyle yürüttüğü operasyonlardı. Bütün istihbarat bilgilerini çaldılar ve Türkiye'ye karşı kullandılar. Bölgeye dair hiçbir mahremiyeti kalmamış bir ülke haline getirdiler. Bu operasyonlarda rol alan destek gösteren herkes Türkiye düşmanıdır, vatan hainidir.

Sürekli teyakkuz hali

Biz direndikçe savaş şiddetini artırıyor. Biz meydan okudukça açık saldırılara girişiyorlar. Önümüze değil, biraz ilerilere, sınırların ötesine bakmak bir zorunluluktur. Günümüze değil, biraz ileriye, gelecek yıllara bakmak bir zorunluluktur. Yirmi yıldır adım adım izlediğim bu gelişmelerde hiçbir çelişki görmedim. Her kriz bir öncekinin tamamlayıcısı, bütün gelişmeler o büyük güne, kıyamet savaşına hazırlıktı.

Batı ile ilişkiler, ABD ile ilişkiler rasyonel bir zemine oturtulmalıdır. Suriye meselesi yeniden masaya yatırılmalı, Rusya ve İran'la ilişkiler baştan sona gözden geçirilmelidir. Bölgesel parçalanma,savrulma senaryoları dikkatle okunmalı, bu senaryoların Türkiye ayağına karşı sürekli teyakkuz halinde olunmalıdır.

ABD yönetimi suçüstü yakalanmıştır. Bazı Avrupa ülkeleri suçüstü yakalanmıştır. ABD ve Avrupa medyası açıktan demokrasiye savaş açmış, tankların arkasına gizlenmiş, bir terör örgütü üzerinden Türkiye'yi biçimlendirmeye girişmiştir.

Utanç verici yazılar, haberlerle, “Batı değerleri” diye pazarladıkları her şeyi çöpe atmıştır. Türkiye'nin yıllardır devam eden demokrasi mücadelesine en büyük darbeyi ABD ve Avrupa vurmuştur. Hepsi birterör örgütünün arkasına gizlenmiş, ona destek vermiş, terör üzerinden Türkiye ile hesaplaşmaya girmiştir.

Teröre desteğin en uç örneği bu

Bu ölçüde teröre desteğin örneği yoktur. Bu ölçüde demokrasiye saldırmanın örneği yoktur. Bu ölçüde tanklarla bir milleti ezmenin örneği yoktur. O milletin kutsallarına saldırmanın, meclisini bombalamanın, insanlarına katliam uygulamanın örneği yoktur.

Bunu yapan Türkiye'nin müttefikleridir. O terör liderini ve çetesini en üst düşeyde koruyan ABD yönetimi, Türkiye'ye açıktan savaş ilan etmiştir. Sokaklara dökülen milyonlara savaş ilan etmiştir.

Çok yakında bu kirli senaryonun bütün detaylarını ortaya çıkaracağız ve yayınlayacağız. Milletimiz nasıl bir tehditle yüz yüze olduğunu, kimlerle savaştığını öğrenecektir.

İncirlik Üssü'nden darbe girişimleri servis edenlerin, Afganistan'dan Türkiye'ye operasyon çekenlerin, AK Partili görünüp operasyona içeriden destek verenlerin, Gülen ve çetesini bir istihbarat ağı olarak yıllardır kullananların, Cumhurbaşkanı'nı öldürmeye kalkışanların kimler olduğunu milletimiz görecektir.

Haçlıları Anadolu'ya gömen gelenek var..

15 Temmuz Türkiye için yeni Kurtuluş Savaşı'nın başlangıç tarihiolacaktır. Çünkü açıktan saldırı altındayız, açıktan Türkiye'yiparçalama senaryolarına direniyoruz. Açıktan Suriyeleştirme projeleriyle karşı karşıyayız. Açıktan kaos fırtınası ülkemize, içeriye servis edilir oldu. Dikkat edin, bundan sonra Türkiye'den rahatsız ne kadar kişi ve grup varsa kullanacaklar, her birini silaha dönüştürecekler.

15 Temmuz hem saldırıların hem direnişin başlangıç tarihidir. Bundan sonra sürekli saldırılar gelecek, sürekli teyakkuz ve direnişte olacağız. Onlar cehennemin kapılarını açmışsa, bu topraklardaki bin yıllık gelenek harekete geçecek ve milletimiz onlara cehennemi göstermeyi bilecektir! Haçlı ordusunu Anadolu'ya gömen bir gelenekten söz ediyorum!
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
İbrahim Karagül Arşivi