Halil Mert

Halil Mert

Mazlum millet, mazlum ordu....

Mazlum millet, mazlum ordu....

“HER TÜRK ASKER DOĞAR!” “-Yürüyüş kararı sayılacak… Say!”

Özellikle İslam ile şereflendikten sonra, her Türk asker doğdu.

Asker Ocağı Peygamber Ocağıydı…

Askerimizin adı; “MEHMEDCİK” Yani “Küçük Muhammed”

Ülkenin birliği için Ordumuz kahramanca mücadele ediyor. Geçmişin yiğitleri Koca Seyid’ler, Ulubatlı Hasan’lar, Fatih’ler, Yavuz’lar, Alpaslan’lar hep asker değiller mi?

Milletimiz mazlumdur. Beklenmeyen bir yiğitlikle darbeye karşı durmuştur. Milletimizin hangi kesimleri sabaha kadar sokaklarda peki?

Çoğu elleri nasırlı, alt ve orta gelir gurubu.. Bayrak asılan evlere ve araçlara da bakın. Yine aynı toplum kesimi.. Şu an itibari ile teröre karşı şehid veren aileler. FETÖ Darbesine de “DUR!” diyen irade.

Tamamı AKPARTİ’li mi? Hayır! Her kesimden insan var.

Peki, Ordumuzun subay ve komutan kaynağı hangi sosyal kesim? Yine aynı toplum kesimi…

Bu toplum kesimi muhafazakârdır, inançlarına daha bağlıdır.

Peki, paralel ihanet nereden başımıza musallat oldu?

300 yıldır toplumun çoğunluğu, değerleri ile aşağılanmıştır, kamusal alanın dışına itilmiştir. İstiklal Harbi’nin yiğitleri, Gazi meclis, ilk TBMM tasfiye edilmiştir. Halk değerlerine bağlı olduğu için rencide edilmiştir. Başının örtüsünden, sokakta verdiği selama, kandilde gönderdiği mesaja kadar..

AKPARTİ İktidara gelince sözde ulusalcılar Bayrak Mitingleri ile sokağa dökülmüş, Milletimizin Milli ve Yerli Değerleri ile seçilmiş hükümet sürekli sıkıştırılmıştır. Bu süreçte FETÖ Ekibi hükümetin yanında görünerek sinsice kadrolaşmaya devam etmiştir. Aslında Türkiye’deki cemaat yapıları, İslamcı siyasetin hep dışında kalmıştır. Cemaatin hükümeti destekler hali insanımızın onlara hüsn-ü zan etmesine vesile olmuştur. Ergenekon sürecini halkımızda destekledi akabinde Balyoz ve diğer TSK’ni tahripleri, attıkları iftiralar ve zulüm Bayrak Mitinglerinin, Gezi Eylemlerinin gölgesinde kaldığından pek görülmedi.

17-25 Aralık Sürecinde ise hedef sadece hükümeti değil, devletimiz ve ülke hedeflenmiştir. Bu olayla Milletimizin çoğu uyanmıştır.

Her Türk’ün asker doğduğu ülkemizde Ordu ve Emniyet her manada gözde kurumlardır. Küçük çocuklara sorun çoğu asker veya polis olmak ister. Güneydoğumuzda son 40 yıldır süren çatışma ve kayıplar Asker ve Polise evlatlarımızın rağbetini arttırmıştır. Yine bu küçük çocukların ailelerine bakın. Aynı toplum kesimleridir.

Bu alt gelir gurubu ailelerin zeki çocukları sadece FETÖ’nün değil, tüm cemaat yapıları için, maalesef masonik ve kökü dışarıda gurupların da hedefindedir. Bu yeni bir şey de değil. Eğer devletimiz Milli olmaz ve bu zeki, enerjisi yüksek, sağlıklı çocukları kendisi ideolojisine uygun yetiştiremezse her zaman ihanet beklenmelidir.

Ülkemizde Milli devlet için, Milli ve yerli hedefler konmalı, bu hedeflere uygun olarak Psikolojik Harp Unsur ve kurumları oluşturulmalı, mevcut kurumlar bu meyanda yapılandırılmalıdır. MEB, ders kitaplarını yeniden yazmalıdır.

Tüm emperyal güçlerin Kürtler’e, Türk Dünyası’na ve İslam Dünyası’na dönük bir tarih tezi ve söylemi var. Bizim var mı? Biz Safaviler bir İran devleti mi, Türk Devleti mi bunu çözemedik. Azeriler’e Türk diyemedik. Dış Kürtler’i Türk Dünyası ve Akraba Toplulukları haritalarımızda gösteremedik. Cemaat yapılarının içine devlet olarak nüfuz edemedik. Buralarda çocuklarımıza ne anlatırlar? Düşünün ülkemizde seçim dönemlerinde cemaatler üzerinden oynanan oyunları… Tüm İslam Dünyası’nda Cemaat ve Tarikat yapılarının bir günde IŞİD gibi BOKO HARAM terörize ve dış güçlerin eline geçme tehlikesi vardır. Örnek FETÖ. Örnek Irak’taki Kesnizani Tarikatı, Örnek Pakistan’da Kadiri’nin Pakistan Halk Hareketi (PAT) hareketi… Tarihte de bunun çok örnekleri var. Düşünün İslam Devletlerinde Ehl-i Sünnetin mezhepleri bile birbiri ile çatıştırılıyor. Hâsılı, ülkemizdeki bu İslamcı görünümlü hilebaz ve münafıkların darbesi seyrettiğimiz bir sürecin sonucudur.

Özetle; Ordumuzun yapısı değiştirilmeli. Ancak, Kuvvet Komutanlıkları Savunma Bakanı’na bağlı, Genel Kurmay Cumhurbaşkanı’na.. Ortak Tatbikatlar, Uluslararası organizasyonlar, dış temsilcilikler ve oradaki askeri faaliyetler nasıl koordine edilecek? MSB’na bağlanmak darbeyi ne kadar engeller?

Askeri liselerin kaldırılması çok mantıklı. Kurmay sınıfının özerkliğinin ve üstünlüğünün bitirilmesi çok mantıklı. Harp Akademileri’nin kaldırılıp okulların tek çatıda toplanması çok uygun. Özellikle Sahil Güvenlik ve Jandarmanın kurumsal ve eğitim anlamında TSK’nden ayrılması stratejik bir karar ve denge.. Ancak asıl olan bu stratejik kurumlara tekrar aynı sızmaların önüne nasıl geçeceksiniz? Esas sorun bu..

Toplumun VATAN, MİLLET, DİN ve DEVLET önceliklerini geleneksel tanımları ile yeniden yapmazsanız ve bu kurumlar rencide edilmeye ideolojilerle boğulmaya devam ederse, genç beyinleri ne ile doyuracak ve dolduracaksınız?

Geldiğimiz darbe süreci mevcut AKPARTİ hükümetinin uygulamalarının sonucu değildir. Geleneksel Cumhuriyet Türkiye’sinin radikal laik, batıcı uygulamalarının sonucudur. Tabii öncesindeki Ham yobaz kaba softalığında tarihsel kalıntıları ülkeyi bu haşhaşi darbesine getirmiştir. Sözün özü, ne tek başına Cumhuriyet radikalizmi ne de Osmanlı’dan kalan cehalet ve taassup suçlu.. İkisi birlikte mahkûm edilmelidir. İkisi de 21. yüzyıl aydınının çözmesi gereken ciddi tortulardır.

Milletimiz Mazlumdur, muhariptir, gazidir, mücahiddir. Ordumuz, Milletimizin gözbebeğidir. Milletimiz ordu-millettir. Bu vasfının sonucu, tankın üzerine çıkmıştır. Milletimizin muharipliği düşmanlarımızın hedefidir. Milletimizin muharipliğine ve öncülüğüne İslam Âleminin ve dünyanın mazlumlarının ihtiyacı vardır. İ’lay-ı Kelimetullah milletimizin hedefidir. Darbecilere karşı ilk dikilen ve onların alçak hilesini bozanlar da yine öncelikle TSK mensuplarıdır, emniyetteki metanetli polislerimiz sonra İlahi emirle sokağa dökülen insanımız. Bu günden sonra siyasi ve bürokratik şımarıklıkla Milletimizin mazlumları aşağılanmamalı, rencide edilmemelidir.

Yeni darbelere ve haşhaşiliklere DUR demek için milletimize hürmet, evlatlarımıza alaka ve hedef göstermekten başka çaremiz yoktur.

 
Strateji ve Yönetim Uzmanı
(E) Yb. Halil MERT

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Mert Arşivi