Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

“İbadet” katmanına sesleniş

“İbadet” katmanına sesleniş

Hani “Altı ibadet”, “Ortası ticaret” “Üstü ihanet” diye ifade edilen bir katmanlaştırma var ya... İşte onun “İbadet katmanı”na seslenmek istiyorum.

Üstü “darbe girişimi” dahil “savaş”ı sürdürüyor. Onlara en başta “Bu savaşın en büyük kaybedeni siz olursunuz” diye seslendim, “Sadece Tayyip Erdoğan değil Kılıçdaroğlu bile tahammül etmez paralel yapıya, hatta sadece Türkiye değil, dünyanın hiçbir ülkesi tahammül etmez paralel yapıya, vazgeçin bu yoldan” diye seslendim. Dinletemedim. “Obama oradaki okulları kapatsa ona karşı savaşa soyunur musunuz?” diye sordum, “Soyunmazsınız, ama Tayyip Erdoğan’ı gözünüze kestirdiniz, yanılıyorsunuz” dedim. Hatta “Mutfak bütçesinden para ayırıp öğrenci bursu veren, Boğaziçini derece ile bitirip, annesini tek başına bırakıp karın tokluğuna öğretmenlik yapmaya Moğolistan’a giden gençlere bu savaşın yükünü taşıtmayın” diyle seslendim. Dinletemedim. “Abla”ları Çağlayan Adliyesi önüne taşımaya kadar vardırdılar militanlığı. Onlar fesadın içine boylu boyunca atladı ve bundan sonra ceremesini çekecekler.

Ortadaki “Ticaret” katmanının bir kısmı kısa yoldan yeni vaziyet aldı, durumu idare etmeye, salvoyu savuşturmaya çalışıyor.

Gelelim “İbadet” katmanına...

Cumhurbaşkanı Erdoğan her ne kadar 17/25 Aralıktan sonra hala orada duranların tercihte bulunmuş olacaklarını ifade ediyorsa da ben sahayı bildiğim için hala orada bir “Gri alan” bulunduğunu düşünüyor, aidiyetlerin kolay değişemediği düşüncesiyle yeniden o alanın kalbine, dimağına hitap etmek gerektiğini düşünüyorum. Onun için de;

-Darbe girişimini görün, diyorum. Darbe ister Pensilvanya tarafından planlanmış olsun, ister başka bir “Üst akıl”ın projesi olsun, darbenin içinde Gülen’e bağlı elemanların rol aldığını görün. Böyle bir şey için mi hazırlanmıştınız, bunu sorgulayın. Devlet içine nüfuz etmiş insanların, hakimlerin, savcıların, emniyet kadrolarının bir gün, dindar bir kadroyu alaşağı etmek için mi planlandığını sorgulayın.

-Türkiye’nin bütün dindar toplulukları bu yapıya tavır aldı, bunu görün. Bazan anneniz - babanız bile FETÖ’nün yanında değil, Tayyip Erdoğan’ın yanında. Milletin sağduyusu sizin için hiçbir anlam taşımıyor mu?

-Dünyada bugüne kadar islami gelişmeleri gözaltında tutmuş olan uluslar arası odaklarla aynı cepheye düştünüz. Bugüne kadar bu odaklar, Türkiye’de laik-batıcı çevreler üzerine oynarlar, onlara “Our boys - Bizim oğlanlar” derler, onlara darbe yaptırırlardı, bugün “dini” bir topluluğu, başka dini topluluk üzerine sürüyorlar, eski ABD Dışişleri Bakanı Condelezza Rice’ın ifadesiyle gün yüzüne çıkan “İslam’ın İslam’la savaşı” projesinin ajanları haline getiriliyorsunuz, bunu görün. Anne-babanızla savaştırılıyorsunuz, bunun için mi bulundunuz o yapı içinde?

-Müthiş bir güven bunalımının aktörleri haline getirildiniz. Takıyye, takıyye, takıyye... Özgürlüklerin en geniş manada tanındığı bir ortamda bile, takıyyenin bir karakter haline geldiğini ve İslam’ı yaşamaya yaşamaya, ya da İslam’ı kendi asli formatı dışında yaşaya yaşaya, ortaya başka bir islam çıkarıldığını görün. Hangi İslam’ı götüreceksiniz Malik-i yevmiddin’in huzuruna?

-İşin patronları Amerika’dalar, Avrupa’dalar, Türkiye dışındalar. Türkiye’yi Mekke, Amerika’yı Medine gibi görmeye başladılar. Ama siz buradasınız. Çünkü gidecek ne Amerikanız var, ne Avrupanız. Sizin vatanınız burası. Burada ezanları dinler, burada camilerin huzurunu hissedersiniz. Türkiye bir müslüman olarak özgürce nefes alınacak bir yurt değilse neresi? Sahte bir “Hicret” söylemi ile uyutulmaya razı olmamak gerek. Himmetleri çocuklarınızın rızkından kesip onlara verdiniz, onlar onu bazan Hillary Clinton’un seçim masraflarını finanse etmek için, bazan kendilerine barınak oluşturmak için kullanabilirler? Sizin “Amerika’ya Hicret!?!” gibi bir hülyanız olabilir mi? Onların “Hicreti?” ile siz teselli mi bulacaksınız?

“İbadet katmanı” iseniz “İbadet katmanı olmak” gibi “Acil” bir tavrı ortaya koymak gerekiyor. Acil, çok acil! Derin bir kuşku ortamı oluştu çünkü ve en samimi insanların bile ne kadar samimi olduğuna dair kuşkudan kurtulmak kolay değil. Bir hamle yapın.

240 şehit var ortada, binlerce yaralı var. Milletin yüreğinde derin yara var her şeyden önce. Nasıl kapanacak bu yara, düşünün ve harekete geçin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Taşgetiren Arşivi