Kur’an’ın Eğitim Metodu

Kur’an’ın Eğitim Metodu

Tüm eğitim çalışmalarının bir biçimlendirme, şekillendirme ve modelleme olduğunu söyleyerek söze başlasak yanlış olmaz sanırım.
Eğitimden maksat, belli kazanımları başkalarına transfer ameliyesidir. Türkiye’de genç nüfusun yoğun olduğu göz önünde bulundurulursa çok önemli ve ciddi bir konu ile karşı karşıya olduğumuz görülür.
Bebek annesinden hiçbir şey bilmez olarak dünyaya gelir. Sadece ağlayarak içgüdüsel olarak ihtiyacını hissettirebilir. Ama çok kısa bir sürede aileden aldığı eğitimle, sesler çıkarmaya, heceler ve kelimeler oluşturmaya başlar. Bir kaç sene içerisinde neredeyse büyükler gibi konuşmayı ve yaşamayı öğrenir. Sorumluluklar ve yetkilerle tanışır.
Peygamberimizin buyurduğu gibi eğitim “beşikten mezara kadar” süren bir süreçtir.
Ama bu eğitimin büyük bir kısmı çocukluk ve gençlik sürecinde alınır. Bu süreç daha çok bilgi merkezlidir. Olgunluk çağında ise daha çok tecrübe ve hatalardan arındırma eğitimi söz konusu olur.
Eğitim, insanın bedenini (buna el, dil, gönül, beyin dahildir) en verimli şekilde kullanması, çevresi ile en iyi şekilde uyum ve gelecekle ilgili hazırlıkları öğrenme işlemidir.
Örneğin okuma yazma eğitimi, dil öğrenmek, matematik, din öğrenmek, mesleki eğitim bu kapsam içinde düşünülebilir. Eğitim insana kendini ve dünyayı tanıtır. Kendini geliştirmeye ve çevresiyle ilişkilerinde verimli olmaya imkan hazırlar.
Kur’an’ın eğitim metodunu konuşmadan önce Kur’an’ın insanı nasıl tanımladığını görmekte fayda var. Çünkü insana verdiğimiz anlam, ona kazandıracağımız eğitimin de yolunu ve kapsamını belirler.

Kur’an’da İnsan:
Kur’an inmeye başladığında ilk inen ayetler şöyleydi:
“Oku! Yaratan Rabbinin adıyla.. İnsanı bir alaktan/embriyodan yaratan..
Oku! Rabbin, en cömerttir. Kalemle öğreten.. İnsana bilmediğini öğretendir.
Hayır! Şüphesiz insan azgınlık ediyor. Kendisini ihtiyaçsız görmekle.. Oysa, dönüş Rabbinedir.”
Görüldüğü gibi, Kur’an eğitim için indirilmiş bir kitaptır. Rabbini tanımayan insana rabbini tanıtıyor, kendisini tanıtıyor ve Rabbinin asıl eğitimcisi olduğunu hatırlatıyor. Sahip olduğu tüm imkânların onun bir bağışı olduğunu hissettiriyor. Kalemle öğrenilen bilgiye atıfta bulunuluyor ve bunu yüce yaratıcıya borçlu olduğunu ama insanın sanki Ona ihtiyacı yokmuş gibi, ondan bağımsızmış gibi bir tavır içinde olduğunu söyleyerek, bu davranışının sonuç itibariyle kendisine zarar vereceğini, çünkü eninde sonunda Rabbine dönüp, hesap vereceğini bildiriyor.
Allah, insanı kendi eseri olarak görüyor. Tamamen kendisine ait “mükemmel bir yaratık” olarak tanımlıyor. Allah’ın insanı yaratışının belli bir gayesi var. Onu dünyaya göndermesinin bir hikmeti var.
“Cinleri ve insanları sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.”
“Ölümü ve hayatı, hanginizin daha iyi çalışacağını denemek için yaratan O'dur.”
Kur’an öğretisine göre insan, belli sorumlulukları yerine getirmek üzere yaratılmış belli misyonu olan bir varlıktır. Onun için hayatı, varlığının gayesine uygun olarak yaşamalıdır.


Kur’an İnsanı nasıl eğitir?
Bilgi Kaynağı:
Kur’an hayatın kaynağı Allah olduğu gibi; bilginin kaynağı olarak da ilahi vahyi esas alır. Alim ve Rahman olan Allah, insana bilmediğini öğretendir.
“Rahman, Kur'an'ı öğretti. İnsanı yarattı. Ona beyanı öğretti.”
“İşte bu şekilde sana da emrimizden bir ruhu/özü vahyettik. Sen kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat, onu kullarımızdan dilediğimize onunla yol gösterelim diye bir nur/aydınlatıcı kıldık…”
Doğrudan bilgi kaynağı, Allah’ın vahyi olmakla beraber, Allah’ın insana verdiği akıl ve algılama melekeleri sayesinde tüm kâinat bir bilgi kaynağı olabilir.
“Onun hak olduğu iyice belli olana kadar, ayetlerimizi hem dış dünyada hem de kendi içlerinde göstereceğiz. Rabbinin her şeye şahit olması yetmez mi?”
“Göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ve gündüzün birbiri ardınca gelmesinde, insanlar için faydalı olan şeylerde, denizde yüzen gemilerde, Allah'ın gökten indirip de kendisiyle ölümünden sonra yeryüzüne hayat verdiği ve her türlü canlıyı orada yaydığı suda, rüzgârı dilediği yöne sevk edişinde ve gökyüzü ile yeryüzü arasında emre tabi olan bulutlarda, aklını kullanan bir topluluk için ayetler vardır.”
“Yeryüzünde dolaşmıyorlar ki kendisiyle akledecek kalpleri ve kendisiyle işitebilecek kulakları olsun?! Oysa, gözler kör olmuyor, fakat sinelerdeki kalpler köreliyor.”

Tedricilik ilkesi:
Kur’an insan eğitiminde tedricilik ilkesini kullanır. Yani tüm bilgiyi bir defada yükleyip, onu kaldıramayacağı bir yükün altında bırakmaz. Zaten kendisi de 23 yılda, peyderpey, aşama aşama inzal olmuş ve her ayeti mü’minlerin ruhlarına işlemiştir. Kur’an’la şekillenmişler, Kur’an’la dirilmişler, Kur’an’la yol bulmuşlar ve Kur’an’la geleceği görmüşlerdir.
“Kur'an'ı, insanlara dura dura okuyasın diye kısım kısım indirdik. Onu yavaş yavaş indirdik.”
Kur’an, kendisine inanan ve kılavuz edinenlerin hayatını, daha önce hiç kavrayamayacakları bir oranda değiştiriyor, vahşileri medenileştiriyor, zalimleri, adalet timsali haline getiriyor, cahilleri, âlimleştiriyordu. Kur’an bir doktor gibi, hastayı iyileştiriyordu. Ona ihtiyacı olan ilacı yeteri kadar, gerektiği zaman veriyordu.
“De ki: Kur’an, İman edenlere kılavuz ve şifadır…”
Modelleme ilkesi:
Eğitimde, modelleme çok önemli ve etkili bir yöntemdir. Çocukların öğrenmelerine dikkat ederseniz modellemenin başta geldiğini görürsünüz. Çocuk adeta bir kamera gibi büyüklerinin yaptıklarını kopyalar, anne, baba, abi, abla ve çevrelerindeki kendileri ile iletişimde olan kim varsa -televizyon da buna dahildir- onların yaptıkları gibi yapmaya çalışır. İşte buna modelleme diyoruz.
Kur’an da başta “usvei hasene” olarak gösterdiği Peygamberin modellenmesini ister , Hz. Muhammed (s.a.v.)’e de atası Hz. İbrahim’i modellemesini ister. Aslında Kur’an’da tüm Peygamber kıssaları ve Salihlerin örnekleri modelleme için birer kaynaktır. Hz. Yusuf’un hayat hikâyesinin anlatıldığı Yusuf Sûresi özellikle gençlere modelleme eğitimi veren önemli bir kaynaktır. Kehf Sûresinde anlatılan Mağaraya sığınan gençlerin hikayesi de bir başka modelleme örneği olarak görülebilir.

İbret alma/Ders çıkarma:
Modelleme, olumlu davranışların örnek alınması olduğu gibi, olumsuz davranışları tanıyıp, etkilerini ve sonuçlarını görerek onlardan uzak durmaya ibret alma, ders çıkarma diyoruz. Bu manada Kur’an birçok ibretlik olayı bize naklederek, eğitim sürecimizde bizi yetiştirir. Hz. Yunus’un hikayesi, Peygamberimizin ders çıkarması için güzel bir ibretti. Şeytan’la Adem arasında geçen diyaloglar, Yahudilerin, kendi aralarında ve Peygamberlerine karşı yaptıkları olumsuz davranışlar, bahçe sahiplerinin örneği gibi daha bir çok hikaye ibret alarak öğrenme eğitimine birer örnek teşkil eder.

Sosyal destek ünitesi:
Kur’an, insan eğitiminde bireyi tek başına bırakmaz. Bireyi toplum içinde eğitir. Toplumsal destek vebirlikte yaşayarak öğrenme modelini devreye sokar. “Birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye” ettirir. Emr-i bilmaruf, nehy-i anil Münker ilkesi ile herkesi birbirini iyiliğe teşvik etmeye ve kötülükten korumaya yönlendirir.
“Topluca Allah'ın ipine sımsıkı sarılın ve parçalanmayın! Allah'ın üzerinizdeki nimetini düşünün, hani siz düşman idiniz de O, kalplerinizi birleştirdi. O'nun bu nimeti ile kardeşler oldunuz. Siz, bir ateş çukurunun kenarında idiniz de sizi oradan kurtardı. Doğru yola çıkasınız diye, Allah size ayetlerini işte böyle açıklıyor.
Sizden hayra davet eden, iyiliği emredip, kötülükten uzaklaştıran bir ümmet oluşsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.”

Tekrarın gücü:
Kur’an’ın insan eğitiminde tekrar çok önemli bir rol oynar. O sözü bir kez söyleyip kenara çekilmez. İnsanın zaman zaman uyarılmaya ve teşvike ihtiyacı vardır. Bunun için mesela “namazı kılın” emri 13 kez tekrar edilir. Ama oruç için bu gerekmez bir ayette onun farz kılındığı açıklanmakla yetinilir.
İnkarcılara yönelik uyarıcı ifadeler sürekli tekrarlanır. “O halde rabbinizin hangi nimetini inkar ediyorsunuz?” vurgusu Rahman Sûresinde, 31 kez tekrarlanır.

Psikolojik motivasyon:
İnsanoğlu, sadece bilgilendirilerek eğitilmez. Eğitim aynı zamanda bir duygusal süreçtir. Sevgi bir annenin çocuğunu eğitebilme konusunda en büyük yardımcısıdır. Bazı tehlikelere karşı koruyabilmek için de uyarı ve tehdit gerekir. Kur’an’da bu doğal ve psikolojik unsurlardan ziyadesiyle yararlanır.
Peygamberleri “müjdeci ve uyarıcı” olarak isimlendirir. Cennet müjdeleri ve cehennem uyarıları, kıyametin yaklaşmakta olduğu bilgisi, korku ve ümit veren olayların anlatımı, sürekli vurgulamalar hep psikolojik motivasyon örnekleridir.

Otokontrol sistemi:
Kur’an, eğitim sürecinde kişinin kendi kendisini kontrol edebileceği bir deneyimi de kazandırır. Takva eğitimi diyebileceğimiz bu kazanım sayesinde, kendini tutmayı ve kontrol edebilmeyi öğrenir. Oruç da bu eğitimin bir aracıdır. Hiç kimsenin kendisini görmediği bir yerde bile Allah’ın gözetiminde olduğunu aklından çıkarmadan, hayatını pisliklerden uzak ve iyiliklerle dopdolu geçirir.
“Namazı kılın, zekatı verin, kendiniz için önden ne hayır yollarsanız Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz Allah yaptıklarınızı en iyi görendir!”

“Ey İman edenler! Allah için adaleti ayakta tutan şahitler olun. Bir topluma olan öfkeniz sizi adaletsizliğe sürüklemesin, adil olun, bu takvaya daha uygundur. Allah'tan korkun, şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.”
“… Allah, katında en şerefliniz, ondan en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah, alimdir, haberdardır.”
Karşılaştırma, örneklendirme:
Karşılaştırma ve örneklendirme ile anlatım, konunun zihinlere yerleşmesi ve kalıcı hale gelmesi için, görsel eğitimin bir metodudur. Kur’an’da bu metodu sık sık kullanır.
“Allah, size örnek veriyor…” diye başlayan ayetler, “hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” diye başlayan ayetler gibi daha bir çok konuda iyi ile kötü, faydalı ile zararlı, doğru ile yanlış karşılaştırılarak doğru tercih noktasında insanlar yönlendirilir, eğitilir. Bazen de bu karşılaştırmayı cennetlikler ile cehennemlikler arasında yapar.

Soru ve cevap yöntemi: 31/25),
Aktif eğitim metodunda, soru cevap yöntemi çok kullanılır. En aktif eğitimi de Kur’an verir. Kur’an bazen kendi sorar ve cevabını bekler, bazen, insanlara sorar ; bazen de insanların Peygambere sorularını “Sana soruyorlar …” formatında sunar.
Bazen de bu yöntemle ahirette cennet ve cehennemlikler arasında geçen konuşma formatında karşılaşırız.

Kur’an insanı hangi alanlarda eğitir?
Kısa Kur’an insanı insan yapan tüm alanlarda eğitim verir. İnsana aklını kullanma ve düşünme yetisini geliştirmeyi öğretir. Onu hak ile batılı birbirinden ayırmasını ve doğru inanca sahip olup, şirk ve küfürden arınmasını sağlayacak bir inanç eğitiminden geçirir. Madde ve manasıyla, ruh ve bedeniyle bir bütün olarak eğitir.
Kur’an’ın en temel öğretilerinden birisi de ahlak eğitimidir. Ahlakı o kadar önemser ki, bu erdeme sahip olmadan ibadetlerle insanlara dindarlık taslayanlara, “yazıklar olsun o namaz kılanlara, kıldıkları namazdan gafil olanlara” diyerek, yetimi itip kakan, yoksulu doyurmayı teşvik etmeyen kimsenin namazını Allah katında sadece gösteriş olarak değerlendirir. İyiliğe engel olanlara, insanlarda kusur arayanlara, sui zanda bulunanlara, birbirlerine kötü isim takanlara, gıybet yapanlara, yaptığı iyiliği başa kakanlara iyi birer mü’min ve Müslüman olamayacaklarını haber verir.
Kur’an, insana sosyal uyum ve medeniyet eğitimi verir:
“Topluca Allah'ın ipine sımsıkı sarılın ve parçalanmayın! Allah'ın üzerinizdeki nimetini düşünün, hani siz düşman idiniz de O, kalplerinizi birleştirdi. O'nun bu nimeti ile kardeşler oldunuz. Siz, bir ateş çukurunun kenarında idiniz de sizi oradan kurtardı. Doğru yola çıkasınız diye, Allah size ayetlerini işte böyle açıklıyor.”
“Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülüğü yasaklarsınız. Allah'a iman edersiniz.”
Kur’an en güzel ve en uygun metotla, insanı insan eden bir eğitim verir. İnsanı “ahseni takvim” olarak yaratılmışların en değerlisi konumuna getirir. Yeter ki Kur’an’ı ölülere okunan bir kitap değil, hayat kılavuzu olarak görebilelim.


-------------------------

[1] Alak, 1-8

[1] Tin, 4.

[1] Zariyat, 56.

[1] Mülk, 2.

[1] Rahman, 1-4.

[1] Zuhruf, 52.

[1] Şûrâ, 53.

[1] Bakara, 164.

[1] Hac, 46.

[1] İsra, 106.

[1] Şura, 44.

[1] Ahzab, 21.

[1] Mumtahine, 4, Nisa, 125, En’am, 161.

[1] Kalem, 17-33.

[1] Asr, 2-3.

[1] Hac, 41, Âl-i İmran, 110.

[1] Âl-i İmran, 103-104.

[1] Bakara, 213, Nisa, 165, Maide, 19.

[1] Bakara, 110.

[1] Maide, 8.

[1] Hucurat, 13.

[1] Rum, 28, Nahl, 112.

[1] Zümer, 9, Ra’d, 16.

[1] A’raf, 44-45.

[1] Bakara, 211.

[1] Bakara, 214, 243, 245 vb.

[1] Bakara, 219- 222.

[1] A’raf, 45-49.

[1] Maûn Suresi.

[1] Hucurat, 11-18.

[1] Âl-i İmran, 103.

[1] Âl-i İmran, 110.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi