Haşmet Babaoğlu

Haşmet Babaoğlu

Toprağa dönmek...

Toprağa dönmek...

Bahçe varken değerini bilemediğim toprak şimdi bir saksı boyutunda bile alıp benigötürüyor.
Öyledir; ibret çoğu zaman ironiktir. İnsanla hafiften dalgasını geçer.
Artık balkonumdaki saksılarla haşır neşirim.
Üç gün gidip dönünce gece vakti de olsa, ilk işim maydanoz, fesleğen, biberlerime bakmak oldu.
Bu yıl domates fidelerinin yeterince gönlünü alamamışım ki, pek yüz vermediler. Yapraklarının kokusuyla yetindim.
Ama biberler bir coştular ki, aman aman!
Şimdi ilk kez kışlık bir şeyler ekmeyi de düşünüyorum. Bakalım!
Toprak bağlarda, bahçelerde, tarlalarda nasılsa, küçücük bir saksıda da öyle...
Aynı "şefkat beklentisi" ve aynı "başına buyrukluk!"
Bilmek ve özen göstermek gerekiyor ama ondan ötesini biz değil, kendi biliyor.
Yani ona bakarken kalbimizde sevgi kadar hayrete de yer açmamızı istiyor.

***
Asıl anlatacağım başka bir şey...
Malum, şehirlilerin en gözde hayallerden biri de emekliye ayrılınca veya beyaz yaka işlerinden gına getirince toprakla uğraşmaya başlamak.
Hayallerini gerçekleştirenler az değil. Hele haliniz vaktiniz iyiyse, yolun yarısını hızla halledebiliyorsunuz. Sonra iş, üşenip üşenmemenize kalıyor.
Fakat bir dakika!
Hayatını (ve tabii kendini) değiştirmek üzere toprağa dönmek yeterli mi?
Yaşam alanını, mizanseni, dekoru değiştirmen, yeni ilişkiler kurman hayatını ve kendinideğiştirmen anlamına gelir mi?
Ofisi arkanda bırakıp bağa, bahçeye gelince yeterince değişmiş olur muyuz?
Nedir değişim?
Pek çoğumuz "şu yoldan değil de, bu yoldan ilerleyeyim" demeyi değişim sanıyoruz.
Hayır! Kendine ve dünyaya bakışın değişmedikten sonra, ne fayda!
***
Birkaç yıl önce uluslararası bir şirketin CEO'suyla ahbaplığım olmuştu.
Emekliliği yaklaşmıştı ve hayatını kökten değiştirmeyi hayal ediyordu. Aslında o tipler projeler arasında geçen ömürlerinde hayal kurma becerisini kaybederler. Planlıyordu, demek daha doğru.
Ben de toprağa dönmesini tavsiye etmiştim. Saflık tabii benimki!
Geçenlerde duydum.
Emekliye ayrılmış, sayısız ceviz ağacıyla dolu araziler satın almış.
E, n'oldu şimdi?
O kadar çok ceviz, toprakla uğraşmak değil, yeni iş kurmaktır.
Zaten ara sıra dostlarına da "cevizde iyi para var" diyerek memnuniyetini belirttiği oluyormuş. Yani, tıpkı eski günlerindeki gibiymiş.
Komik olan da şu ki...
Yakında bir hafta sonu ekinde söyleşisi çıkar. Okurlar "hayatını değiştirebilmiş başarılı biri" olarak tanır onu.
Oysa nasıl anlatsam...
Toprak demek, biraz başarısızlık demektir.
Güzel başarısızlık!
Esas değişim de tam bununla yüzleştiğin anda başlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Haşmet Babaoğlu Arşivi