Engin Ardıç

Engin Ardıç

Biz bıktık o bıkmadı

Biz bıktık o bıkmadı

Aman aman, yazı yazacağım ama bir yandan da korkuyorum.

Milli birlik ve beraberliğimizi bozmaktan... Bakarsın Yenikapı'ya ve basın kaşalotlarına ters düşeriz..

Onun için geliniz, büyük önder Kemal Kılıçdaroğlu'nun aziz milletimize yayınladığı bayram mesajına odaklanalım.
Bu bayram mesajları çok çok önemlidir ha, yayınlamasalar yandık...

Sayın Kılıçdaroğlu bu mesajında allem etmiş kallem etmiş gene cumhurbaşkanına yüklenmiş (Yenikapı ne yana düşer usta, Çatladıkapı ne yana?) Sonra da kendi kavlince cumhuriyetin niteliklerini özetlemiş.

Diyor ki: "... cumhuriyetimizin temeline bizzat Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün yerleştirdiği demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti..." Acaba doğru mu söylüyor?

Atatürk'ün kurduğu devlet elbette bir hukuk devletidir.

Mesela Serbest Fırka'yı kendi kendini feshetmeye zorlayacak, Nâzım Hikmet ve Kemal Tahir'e haksız yere yirmi sekiz yıl yapıştıracak kadar...

Ama "demokratik ve sosyal" bir devlet değildir.

Hatta, başlangıcında "laik" bile değildi.

Bu kavram cumhuriyete "sonradan giydirilmiş" bir gömlektir. Bütün Atatürk devrimleri gibi. 1923 yılında daha "hilafet" bile kaldırılmamıştı!

"Demokratik ve sosyal devlet" söylemi de bize altmışlı yılların hediyesidir. 27 Mayıs darbesinden ve 1961 Anayasası'ndan önce böyle bir laf yoktu ortalıkta.

Demokratik olduğu ileri sürülen devleti kuranlar önce birbirlerine düşmüşler, bir kanat öbür kanadı tasfiye etmiş, devletin kuruluşundan hemen iki yıl sonra da her türlü muhalefet ortadan kaldırılmıştır, o düzen yirmi yıl sürmek üzere...

Madem kurulacak olan devlet demokratik bir devletti, 1923 seçimlerine ilk meclisteki "muhalif grubun" girmesine niçin engel olundu?

Daha sonra, Atatürk'ün Büyük Nutuk'unda en ağır ifadelerle yerin dibine batırdığı silah arkadaşları 1925'te niçin tasfiye edildiler?

Tek parti diktası mı "demokratik devlete" örnek veriliyor?

Yoksa devletle bir partinin içiçe geçtiği, birbiri içinde eridiği, kaynaştığı düzen mi? Siyasal bilimlerden az buçuk çakan herkes bu duruma hemen Mussolini İtalyası'nı, Hitler Almanyası'nı ve Stalin Rusyası'nı örnek gösterecektir (aksini söylerseniz sınıf geçemezsiniz.)

"Sosyal" devlet ha?

Emekçi sınıfının örgütlenmesini yasaklayan, grev hakkını ortadan kaldıran pek sosyal bir devlet...

Haaa, o zaman lafınızı düzeltiniz, "Atatürk'ün temeline yerleştirdiği demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti" demeyiniz, "hâkim zümre bürokrasi olarak sonradan üzerinde 'rötuş'yaptığımız, yeni bir biçim verdiğimiz devlet" deyiniz. Hani dilinizi yenileyecektiniz yahu, bunun için cilt cilt kitap yazıyordunuz?

Maşallah o demokratik devlette Atatürk'ten sonra dört başarılı darbe, dört de başarısız darbe girişimi oldu...
Pek Sayın Kılıçdaroğlu kıymetli bayram mesajında o özlü vecizesini bilerek mi dillendirmiş, yoksa aklı ermiyor da "herhalde böyledir" diye mi düşünüyor?

Biz eleştirmekten bıktık, o sallamaktan bıkmadı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Engin Ardıç Arşivi