Mustafa Karaalioğlu

Mustafa Karaalioğlu

Liyakatli ve kaliteli üniversite eğitimi ne kadar zor?

Liyakatli ve kaliteli üniversite eğitimi ne kadar zor?

Türkiye’de bütün kurumlar merak ve ilgi konusudur ama herhalde YÖK kadar merak edileni pek azdır. En başta bir 12 Eylül kurumu olması ve bu durumun tam zıddına akademinin tabiatı gereği üniversitelerin politik ve muhalif pozisyonları temsil etmesi YÖK’ü ilginin odağına oturtmaya yetiyor. Üstelik, eğitimden öte bir yere oturtuyor.

26krr9-resim1.jpg

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, bir grup gazeteciyle birlikte İstanbul Üniversitesi Rektörlük binasında sohbet toplantısı yaptı.

Hepimiz biliyoruz ki kaliteli, seviyeli ve dünya ile yarışan bir üniversite eğitimi ülkenin refah ve hukukunun teminatı olduğu kadar, demokrasinin de olmazsa olmaz lojistik gücüdür.

Ne var ki “İyi bir üniversite eğitimi” demek kolay, bunu hayata geçirmek zor. Sadece üniversiteleri iyileştirmek bile başlı başına bir meseledir. Dahası anaokulundan lise sonuna kadar sistemi rehabilite etmek gibi düşüncesi bile yorucu devasa bir problemler zincirinden söz ediyoruz.

Cumartesi sabahı bir grup gazeteci arkadaşla birlikte YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç’ın misafiri olduk. Prof. Saraç, sadece görevi gereği değil, bir akademisyen ve eğitimci olarak da üniversiteyi, bilimi, araştırmayı ve en önemlisi de “kalite”yi dert eden bir hoca… Hayatın ve aynı zamanda siyasetin bu kadar merkezinde olan bir kuruma kalite, seviye ve liyakat getirmek gibi zor bir misyonun ağırlığını taşıyor. Bazı önemli projeler için de kolları sıvamış durumda.“Üniversiteye liyakati, kaliteyi ve seviyeyi getireceğim” diyor. Ben de, dile bizden ne dilersen, diyorum.

Saraç bize önemli ve yeni projeleri anlattı. Üniversite sistemine ilişkin rakamları verdi ve bugünlerin en önemli konusu FETÖ ile mücadele konusunda yapılanları ve yapılacakları sıraladı.

YEKTA SARAÇ’IN BÜYÜK PROJESİ 100 ALANDA 2 BİN DOKTORA

Milli Eğitim bakanlığı yıllardır yurtdışına master ve doktora öğrencileri gönderiyor. Yılda 1000 öğrenci bu imkandan yararlanıyor. Her bir öğrencinin master ve doktora maliyeti ise 200 bin Dolar’ı buluyor. Bu sistemin faydaları olmadığı söylenemez. Bu sayede gençlerimiz dünya ile tanışıyor ve akademi evreninde bir şekilde rol alıyoruz. Tabii, başta verimlilik ve geri dönüş açısından sistemin kritik edilecek noktaları da yok değil…

YÖK şimdi bu sistemin hacmini çok aşan büyük bir proje başlatıyor. 100 alanda 
2 bin öğrenciyi kapsayan burslu bir doktora projesi hayata geçiriliyor. Doktora öğrencileri Türkiye’de eğitim alacaklar. Geleceğin, önemi artacak ve gelişen alanları başta olmak üzere özellikle iş dünyasının da ihtiyaçları dikkate alınarak hazırlanan programda birçok branş bulunuyor.

Bulut teknolojileri, hücre mühendisliği, robotlar ve akıllı sistemler, gıda teknolojileri, havacılık ve uzay eğitimi, savunma teknolojisi, enerji, nano teknoloji, özel eğitim, uluslararası hukuk..

Esasen Türkiye’de uzmanı az olan bütün branşlarda doktora programı açılıyor ve tamamı YÖK tarafından burslu olacak 2 bin öğrenci bu imkandan yararlandırılıyor. Anladığım kadarıyla YÖK bu öğrenciler için hem kesenin ağzını açıyor hem de ilerideki akademik kariyerleri için de destek planlıyor.

Prof. Dr. Saraç, “Sadece evrensel bilim alanına değil bizim bilim hayatımıza da katkı sağlamalıyız. Kendi referans çerçevemizi oluşturmalıyız” diyor.

5 üniversite, bölgesinde uzmanlaşacak

Bir başka proje de bölgesel kalkınma odaklı 5 üniversite oluşturulması. 2006’dan sonra kurulan 40 üniversite arasından 5’i, bulunduğu bölgenin imkanlarına göre şekillendirilecek ve uzmanlaşması için desteklenecek. Şu anda 15 üniversite üzerinde çalışılıyor bunlardan 5’i seçilip mesela tarım veya tıp veyahut da başka teknolojik alanlarda gelişmesi temin edilecek.

FETÖ’den 6 bin 500  öğretim görevlisi uzaklaştırıldı

Yüksek Öğretim Kurulu, FETÖ konusunda hassas davranıyor. 15 Temmuz’un hemen ardından 64 ülkenin eğitim ataşesi ve 17 ülkenin büyükelçisiyle konuşulup Fethullahçılar ve darbe girişimi anlatılmış. Uluslararası toplantılarda yine muhataplarına bu süreç hakkında bilgi verilmiş. Kapatılan FETÖ bağlantılı 15 üniversitedeki 65 bin 216 öğrenci devlet üniversitelerine yerleştirilmiş. Bütün üniversite sisteminde 6 bin 593 öğretim görevlisi ile bin 913 idari personelin de ilişiği kesilmiş, Saraç, YÖK’ün FETÖ ile mücadeleye 15 Temmuz’dan önce başladığına dikkat çekiyor. Bundan sonrası için de şunları söylüyor:

“Kapatılan üniversitelerden gelen 65 bin öğrencinin hepsi ayrı bir sorun. Tamamını yerleştirdik ama bilelim ki hepsinin hikayesi farklı. Bu çocukları devlete kırgın hale getirmemeliyiz. Bizim akademi olarak FETÖ ile mücadelemiz kararlılıka yürüyor ama adımlarımızı kendi üslubumuzca atıyoruz.”

Bu arada, 15 Temmuz’un hemen ardından istifaları istenen bin 577 dekanın bin 393’ü görevlerine iade edilmiş. Geri kalanların bazıları kendi isteğiyle, bazıları da FETÖ gerekçesiyle göreve dönmemiş.

FETÖ, devlet üniversitelerine de yabancı öğrenci getirdi

Sadece Türkiyeli öğrenciler değil yabancı öğrenciler de sorun… 4 bine yakın yabancı öğrenci FETÖ üniversitelerinde öğrenim görüyordu. Bunlar da başka okullara aktarıldı. Ancak, 15 Temmuz’dan sonra ortaya FETÖ üniversitelerinde okumayan ama bu örgüt tarafından desteklenerek çeşitli devlet üniversitelerinde okutulan öğrencilerin varlığı çıktı. Mesela, Endonezyalı 750 öğrenci var. Bunlardan sadece 40’ı kapatılan üniversitelerde öğrenci. Geri kalanların 500’ünde sorun yok ama 210’u çeşitli üniversitelerde okutulmak üzere bu örgüte bağlı kuruluşlar tarafından Türkiye’ye getirilmiş ve şimdi ortada kalmış durumdalar. Bazıları elçilik binasında barındırılıyor. Prof. Dr. Saraç, “Üniversitelerimizde okuyan 95 bin 151 yabancı uyruklu öğrenci içinde, FETÖ tarafından burslarla okutulan veya onların aracılığıyla getirilen öğrenci sayısı bilinmiyordu. Şimdi bu öğrencilerin durumunun anlaşılması ve hangi kaynaktan geldiğinin belirlenmesi anlaşılması için gerek Başbakanlık, gerekse diğer kurumların çalışması yapılıyor” dedi.

Üniversite hastanelerinde hizmet aksayabilir

Bir not daha… Üniversiteden atılan öğretim görevlilerinin yüzde 31’i yani 2 bin 346’sı tıp fakültelerinden. Bu nedenle bazı devlet üniversitelerinin tıp fakültelerinde hizmetin aksaması riski var. Herhalde kısa sürede önlem alınacaktır ama bu önemli bilgiyi de aktaralım.

Kosova ve Keşmir’li öğrenciye ülkesinde mecburi hizmet şartı

Saraç, konuşmasında güzel ve ilginç bir şey söyledi. Eğitim desteğine ihtiyaç duyan ülkelerden bazı öğrencilere kucak açılıyor, burs veriliyor. Mesela Keşmir ve Kosovalı öğrencilere… Ancak, YÖK Başkanı bu öğrencilere mecburi hizmet şartı getirmiş. Türkiye’de değil ülkelerinde…

Türkiye’de eğitim görmek isteyen ve burs talep eden öğrencilere “Tamam” deniyor. “Tamam ama eğitimin bittiğinde geri dönüp kendi ülkende çalışacağına dair mukaveleni getir okula başla!...”

“Anti-emperyalist” ve insani bir uygulama!... Tebrikler.

26krr9-resim2.jpgSultan II. Abdülhamid tarafından yapılan resimdeki ahşap eser, İ.Ü. Rektörlük binasında bulunuyor. Usta bir marangoz olan Abdülhamid’in köşk formunda yaptığı bu çalışma, Yıldız Sarayı’nın dağılmasından sonra İstanbul Üniversitesi’nin eskiden Erkanı Harbiye (Genelkurmay Başkanlığı) olan binasına taşınmış.

Saraç’ın kafasındaki yeni YÖK sistemi üç ayaklı

Malum, YÖK’le ilgili sayısız yasa hazırlığı ve buna bağlı mecburen anayasa değişikliği planlamaları yapıldı. Hiçbirisi sonuca ulaşamadı. Prof. Yekta Saraç’ın da bir tasarımı var. Üç  ayaklı bir sistem öneriyor.

En üstte Yükseköğretim Planlama ve Yönlendirme Kurulu bulunuyor. Buna bağlıYükseköğretim Kurulu ve Yükseköğretim Kalite Kurulu olacak.

Yukarıda stratejik planlamaların yapıldığı aşağıda da bunun icraata döküldüğü ve kalite denetiminin yapıldığı bir sistem önerisi… Saraç, kalite denetimine çok önem veriyor. Sürecin yönetilmesi kadar denetimin de önemine vurgu yapıyor. Bunun için de çok geniş bir heyet düşünüyor. Kalite hassasiyeti takdire şayan ama Yekta Hoca’nın sistemindeki Kalite Kurulu’nun teşekkülü fazla devlet odaklı. Sadece TOBB yetmez. Özel sektörün ve hatta yerine göre ulusulararası gözlerin de sisteme katılımının gerektiğini söyleyelim.

RAKAMLARLA ÜNİVERSİTELER

2016 yılı itibarıyla 
7 milyon 193 bin 918 
üniversite öğrencisi bulunuyor.

2001’de 75 üniversite vardı, 2016’da 178 oldu.

2001’de 1 milyon 407 bin2016’da 2 milyon 256 bin öğrenci üniversiteye başvurdu.

2001’de 417 bin
2016’da 961 bin öğrenci 
yerleştirildi.

2016’da 60 bin 147 kontenjan boş kaldı.

Üniversitelerimizde 95 bin yabancı öğrenci okuyor.

2016 itibariyle 72 bin 740 öğretim üyesi, 156 bin öğretim elemanı çalışıyor.

Lisansta 1 milyon 777 bin kız, 2 milyon 123 bin erkek öğrenci bulunuyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Karaalioğlu Arşivi