Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Yeni anayasa mı, sınırlı değişiklik mi?

Yeni anayasa mı, sınırlı değişiklik mi?


BAHÇELİ’NİN açıklaması ile yeni anaya tekrar gündeme geldi. Ancak, yapılan açıklamalar iki parti arasında varılan mutabakatın darbe anayasası bir kenara itilerek yeni özgürlükçü sivil bir anayasa yapmaktan çok sadece başkanlık sistemini öngören sınırlı bir değişiklik yapılacağını gösteriyor. Bahçeli’nin ifadesi ile Cumhurbaşkanı’nın fiili durumuna hukukilik kazandırılması öngörülüyor. Gerçekten böyle ise yani belli sayıda anayasa maddesi değiştirilerek parlamenter sistemin yerine başkanlık sistemi getirilecekse, darbe dönemlerinde hazırlanmış anayasaların tek eksik ve kusurlu yönünün parlamenter sistem olduğunu söylemek yanlış olmaz. Yani, yaşadığımız tüm darbelerin sorumlusu parlamenter sistem anlamına gelecek. Bir başka ifadeyle parlamenter sistem siyasete siyaset dışı müdahaleleri engelleyemiyor, başkanlık sistemine geçildiğinde ülkemizde artık hem siyasi kriz ve tıkanıklıklar hem de siyasete siyaset dışı müdahaleler son bulacak demektir.
 
Aslında AK Parti katıldığı ilk seçimlerden itibaren her seçim beyannamesinde millete yeni bir anayasa sözü vermiş olmasına rağmen bu yolda kapsamlı bir adım atılmadı. Hâlbuki geçmişte cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini öngören anayasa değişikliği ile birlikte başkanlık sistemi de gündeme getirilebilirdi ama bu yola gidilmedi. Cumhurbaşkanının halkoyu ile seçilmesinin arkasındanda ortaya yarı başkanlık sistemi çıktı. Yani, fiiliyatta başkanlık ama anayasada parlamenter sistem vardı. Böyle olunca da ortaya çelişkili bir durum çıktı ve kısa zamanda da fiili durumun hukuki zemine kavuşturulması ihtiyacı doğdu. Böyle olunca niçin cumhurbaşkanını halkın seçmesini öngören anayasa değişikliği sırasında işin bu boyutu da düşünülmedi sorusu akla geliyor. İnsan, ilk başta düşünülen başkanlık sistemi idiyse toplumun gözünü korkutmamak, alıştıra alıştıra başkanlık sistemine geçmek bir strateji olarak mı uygulandı diye sormadan da edemiyor. Çünkü yakın zamana kadar MHP Genel Başkanı Bahçeli parlamenter sistemi savunurken, birdenbire fiiliyat ile yasal durumun birbirine uymamasını devlet bunalımına yol açacak bir hâl olarak nitelendirmeye başladı. Elbette, zaman içinde birtakım siyasi tercihlerin değişmesi doğaldır. Başlangıçta cumhurbaşkanını halkın seçmesini devlet bunalımına yol açacak bir gelişmenin adımı olarak nitelendirmeyenlerin birdenbire tavır değiştirmeleri ister hatadan dönme ister yanıldıklarını anlama olsun ileriyi görememek anlamına gelmez mi Yukarıda dikkat çektiğim gibi önce cumhurbaşkanını halkın seçmesini öngören anayasa değişikliğini getirip sonra da başkanlık sisteminin gündeme getirilmesi bir strateji değilse tabii.
 
Hemen belirteyim ki, her fırsatta cumhurbaşkanını halkın seçmesine de başkanlık sistemine de karşı olmadığımı vurguluyorum. Ancak, getirilecek başkanlık sisteminin içeriğini de merak ediyorum. Çünkü başkanlık sistemi özellikle iktidar partisi sözcüleri tarafından ülkemizde şimdiye kadar yaşadığımız tüm sorunların sebebi olarak parlamenter sistemi gösteriyor ve başkanlık sisteminin getirilmesi ile birlikte ülkenin hızlı bir şekilde atağa kalkacağı ileri sürülüyor. Özellikle de başkanlık sistemi ile birlikte darbeler döneminin kapanacağı vurgulanıyor. Dileriz böyle olur. Çünkü şu ömründe bir darbe ya da darbe girişimini daha yaşamak istemem. Ancak, başkanlık sistemine adeta bir sihirli değnek gibi görülmesi ve gösterilmesi de pek akla uygun gelmiyor. Çünkü hukuk fakültelerinde de sıkça hatırlatılan bir husus vardır. O da kötü bir yasa iyi bir hukukçu elinde iyi, iyi bir yasa da kötü bir uygulayıcı elinde kötü sonuç verebilir denilirdi. Yani, sadece yasa maddelerinin uygulanmasında değil devlet yönetiminin her kademesinde iş gelip insana, yani uygulayıcıya dayanıyor. Bu bakımdan önemli olan iyi insan ve iyi uygulayıcıların ülke yönetiminde olmasıdır. Aksi halde darbeler döneminin sona ereceği ileri sürülen başkanlık sistemi de seçilmiş bir başkan eliyle ya da bir dış müdahale ile tek adamlığın önünü açabilir. Bu bakımdan yapılan işleri abartmamak ve yatırımlarımızı ağırlıklı olarak insana yapmak durumundayız.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi