Avrupa Birliği, Türkiye ile olur mu?

Cevap: Asla ve kat’a!

Avrupa Birliği tarih boyunca ne zaman sağlanmışsa, Türk düşmanlığı üzerinden sağlanmıştır.

Kısacası, Avrupa, birliğini bize borçlu!

Tarihte Avrupa birliğinin en görünür olduğu devre, haçlı seferleri dönemidir. Haçlı seferleri hıristiyanların mukaddes yerlerini kurtarmak için yapılmış görünür. Fakat Türkler Anadolu’yu varlıkları ile doldurmasa, yani İslâm fetihlerinin akim kaldığı bu hıristiyan yurdunu ele geçirmese, Avrupa’da şafak atar mıydı?

Bu hamle görülmeyecek gibi değildi.

Selçuklu akıncılarının beş yıl içininde Malazgirt’ten İznik’e ulaşması, Bizans’ın burnunun dibinde tahtını kurması, Avrupa’da çanları çaldırdı. Haçlı seferlerinin asıl sebebi bu.

Avrupa birliğinin temelinde Haçlı ittifakı var.

Avrupa eğer birlik olursa, bunu yine bize borçlu olacak!

Türkiye’nin her güçlenme adımı, Avrupa’da çanları çaldıracak. Tehdidi yakından hissedecekler.

Avrupa, Türkiye’yi dengeleyecek bütün unsurların tedricen etkisizleştiğini görüyor. Laiklik üzerinden yürüttüğü siyaset iflas etti. Silahlı güçlerimizi modernizm üzerinden münipüle ettiği günler geride kaldı. Mezhep farkları üzerinden yürüttüğü siyaset arzuladığı şekilde seyretmedi. Kala kala, etniklik kaldı. Irk üzerinden yürütülen siyasetin zemini bölücü terör örgütü. Bu örgütün otuz küsur yıllık varlığının Avrupasız düşünülmesi mümkün mü?

Ne zaman teröristleri başı sıkışsa, soluğu Avrupa merkezlerinde aldılar. Orada gördükleri hüsnü kabul üzerinden siyasetlerini yürüttüler. Avrupa’nın teröristleri bizim için de terörist, ama bize saldıran teröristler Avrupa nezdinde özgürlük savaşçısı!

Avrupa ruhunu satalı çok oldu. Vahşi kapitalizm komünizm tehdidi karşısında esnemek zorunda kaldı ve soğuk savaş döneminde Avrupa Türkiye’ye daha yakındı. O zaman bizi ortaklığa almak istediler. Biz pek gönüllü davranmadık. Vakta ki komünizm tehlikesi beraraf edildi, bu sefer de onlar yanaşmadılar. Özal Avrupa’nın gerçek niyetini bilerek AB’ne doğru bir hamle yaptı. İlk şaşkınlıktan sonra mevzilerini pekiştirdiler. İkinci ve sonuç uyandırıcı hamleyi Erdoğan yaptı. Kem küm ettiler, müzakereleri hiç bitmeyecek şekilde başlattılar. Birçok defolu ülkeyi, Yunanistan dahil bünyelerine kattılar. Fakat sözkonusu olan Türkiye olunca bin dereden su getirdiler.

Avrupa’nın zihninde şark meselesi 21. yüzyılda hortladı. Avrupalılar şunu bilir: Türkler ne zaman ki Avrupa’ya ayak bastı, şark meselesi başladı! Avrupa’nın Osmanlı Devleti ile mücadelesi Haçlı seferlerinin değişik biçimde sürdürülmesinden başka şey değildir.

Avrupa Birliği ile ilgili ümitler tükenirken, ihtiyar kıt’a kırk yerinden su alan köhne bir tekne manzarası gösterirken, bir ümit belirdi: Türk düşmanlığı! Hiç bir şekilde bir araya gelmeyen ülkeler Türkiye’ye düşmanlıkta birleşti. Müttefikleri, uzantıları HDP’nin teröre bulaşmış unsurlarının tutuklanması üzerine artık haritamızdan silinmek üzere olan bu partinin grup toplantısına büyük elçileriyle katıldılar.

Onlara cevabımızı vermekte geç kalmamalıyız: Kokuşmuş, ahlâken çökmüş Avrupa içinde yer alamaktansa mazlumların yanında saf tutmayı tercih ederiz!