Biri böyle, diğeri öyle!..

Biri böyle, diğeri öyle!..

Evet beklenen oldu ve Ertuğrul Sağlam görevinden istifa etti... Ertuğrul onurlu insan!.. Öyle yüzüne tükürüldüğünde yağmur yağdı diyenlerden değil...
Ertuğrul Sağlam, Beşiktaş’a teknik patron olduğu günden beri birtakım odaklar bu beyefendi, inançlı ve ahlâklı futbol adamına karşı tavır aldılar. Kazandığı günler dahi, bu şer zihniyetli kişilerin eleştirilerine uğradı Ertuğrul hoca!.. Bir türlü sevdiremedi kendini; peşin hükümlü, art niyetli, kartvizitinde “spor yazarı (!)” yazan bazı hokkabaz kılıklılara!..
Şu an puan cetveline bakıldığında Beşiktaş’ın hiç de berbat bir görünümü olmadığı görülür!..
Trabzonspor 16 puanla 1., Bursaspor 15 puanla 2., Beşiktaş 14 puanla 3. Ve de ligin iki namağlup takımından biri...
Peki, bu durumun nesi kötü?.. Üstelik de bitime daha 28 hafta varken!.. Bu süreçte kimin ne olacağı da belli değilken!..
Evet değerli okuyucularım; Metalist Kharkiv maçı her şeyin sonu oldu... Hatırlamak istemediğimiz o geceki berbat neticeli müsabaka, maalesef Ertuğrul’un da Beşiktaş’taki macerasına son noktayı koymasına sebep oldu...
Bu müsabakayı fırsat bilen birtakım “Ertuğrul Sağlam aleyhtarları” yeniden faaliyete geçip “kin kusmaya” başlayınca, Ertuğrul Hoca da bastı istifayı...
Ertuğrul omurgasız birisi değil!.. Çocuk görevi başındayken siz gidip Lucescu’yla görüşürseniz, bir müdettir işsiz güçsüz dolaşan Mustafa Denizli’ye “bir görev bulalım” diye “Ertuğrul’u yeme hamleleri” yaparsanız, Ertuğrul da kendine yakışanı yapar!.. “Siz bana böyle yapıyorsanız, ben de sizi istemiyorum” der!..
Demezse şayet, bana göre kendi kendini inkâr etmiş olur..
Kısacası; futbolculuğunda da, teknik direktörlüğünde de “adam” olan Ertuğrul’a “Yolun açık olsun değerli kardeşim” diyorum!..
Beşiktaş kıymetini bilmese de, Türk futbolu senden çok istifade edecektir.
¥
Ertuğrul Sağlam, istifa ettiğini açıkladığı basın toplantısında; “Beşiktaş’tan tazminat adı altında kırk para talebim olmaz!..” diye dursun, oynadığı altı maçın sonunda sadece 6 puan toplayabilen F.Bahçe takımının yöneticileri “Aragones”ten kurtulabilmenin hesabını yapıyor...
Ama kurtulmaları zor!..
Aragones, Del Bosque’nin akıbetine uğramamak için öyle bir sözleşme yapmış ki; Fener’in kıpırdayacak tarafı kalmamış... Dedeyi şu anda gönderse 6 milyon euro ödemesi gerekiyor...
Kısacası; aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık!..
Netice itibariyle; bu “ihtiyar İspanyol’u” bir müddet daha hazmetmesi gerekecek... Durum böyle...
Hem; Aragones, Ertuğrul mu?.. Bakar mı Fener’in gözünün yaşına!.. “Verin paramı gideyim” der!..
Fenerbahçe adına rezilâne bir skorla biten Kayserispor maçı esnasında Fener tribünlerinin Zico’ya, Aurelio’ya ve Tuncay’a sevgi dolu tezahürat yapmalarını nasıl algılamak gerekir?..
Ya da peşpeşe gelen Kayseri gollerinden sonra seyircilerin dönüp yönetim kurulu üyelerini alkışlamaları neyle izah edilebilir?..
Görüntü son derece kötü değerli dostlar!..
Belki de Fener tarihinde hiç yaşanmamış bir tablo...
Futbol kulüpleri zaman zaman böyle duruma düşerler, ancak o durumdan kurtulmaları da bahis mevzuu olabilir... Çabalarlar, uğraşırlar, ne bileyim bir şeyler yaparlar!.. Taraftarlar da o elektriği alırlar ve takımlarına en umutsuz gibi görünen vakalarda bile destek verirler...
Şu anki Fenerbahçe’de maalesef o fotoğraf gözükmüyor!.. Sanki takımın üzerine ölü toprağı serpilmiş!.. Başkan, teknik direktöre inanmıyor!.. Teknik direktör, futbolcuları yetersiz buluyor. “Benim elimde ne var, kadroyu ben mi kurdum, ben sihirbaz mıyım ki durduğum yerden petrol çıkarayım” gibi mesnetsiz, komik ve ucuz polemiklere giriyor...
Vaziyet böyle olunca da futbolcuların moral motivasyonu bozuluyor...
Hayırlısı diyelim... Umarım Milli maç, tüm takımlarımıza en azından bir “ufuk açıklığı” verir...
Ama en başta Fenerbahçe'ye!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi