Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Çapulcunun rüyası: Union Square Gezi Parkı olacak!

Çapulcunun rüyası: Union Square Gezi Parkı olacak!

Putin, Erdoğan ve Trump arasında bağ kuran, bu üçlünün mevcudiyetini “dünyada giderek artan popülizm”le açıklayan soytarılara inanmayın... 

Buralardan kalkıp ta Amerika’lara giden, “Sen bizim başkanımız değilsin, yıkıl!” sloganları karşısında “çapulcu” ruhu depreşen Fetullahçı liberallere de inanmayın...

Daha kötüsü olmayacak.

Daha kötüsü ne olabilir ki?

Siyahları, beyazları, Müslümanları, göçmenleri,  nasıl “daha kötü” bir akıbet bekleyebilir ki?

Diyor ki utanmaz arlanmaz Profesör: “Trump’ın başkanlığında kan gövdeyi götürecek...”

Halihazırda götürmüyor mu?

Dünyaya “demokratik değerler” armağan etmekle övünen uygar Batı, liberal ve sosyal demokrat politikacıları eliyle, ilk ikisini de aratan büyük bir dünya savaşının fitilini ateşlemedi mi? Üçüncü dünya ülkelerindeki “vekalet savaşları”nın sponsorluğunu yapmıyor mu?

Daha kötüsü ne olabilir ki?

Siyahlara gün yüzü mü gösteriliyor Amerika’da?

Müslümanlar, yine Amerika’da ve Avrupa’da el üstünde mi tutuluyor?

Kuzey Afrikalı göçmenlere “insan” muamelesi mi yapılıyor?

Mağrip ülkelerinden kopanlara ve Suriyeli göçmenlere “Hoş geldiniz” mi deniliyor?

Dünya tarihinde en sert ırkçılık, en yakıcı yabancı düşmanlığı, en rezil “öteki fobisi”, sosyal demokrat yöneticilerin işbaşında bulunduğu dönemlerde yaşandı...

Hâlâ yaşanıyor...

Efendim, Batı’da “Führer” kültü, bizde ise “Reis” kültüymüş... Dünya, popülist siyasetçilerin elinde heba olmak üzereymiş.

Sanki popülist olmayan siyasetçiler, yani Obama’lar, Clinton’lar, Merkel’ler, Hollande’lar “yaşanabilir bir dünya” oluşturmuş, popülist siyasetçiler eliyle heba olacağı varsayılan dünyamızı “bayındır” kılacak politikalar üretmiş gibi...

Hayır, Trump gelirse imiş, zaten Avrupa’da da faşist siyasetçiler yükselişte olduğu için, terör bir siyaset yordamı olarak kendisini kurumsallaştırabilirmiş.

Bunları “analiz” diye yazan utanmaz arlanmaz adam, dünyadaki kriz noktalarında filen “Batı” (Amerika ve Avrupa) parmağı bulunduğunu, terör faaliyetlerinin doğrudan Batı ülkeleri tarafından organize edildiğini görmüyor. 

Güncel örneklere de bakmıyor... 

DEAŞ’ın kafa kesme görüntülerinin hangi stüdyoda elde edildiğine, PYD’nin hangi uygar Batı ülkesi tarafından silahlandırıldığına, PKK’nın nerelerde himaye gördüğüne, Brüksel’in hangi terör örgütlerinin “merkez üssü” haline getirildiğine, FETÖ’nün hangi gizli servisin kucağında oturduğuna...

Efendim, her yerde, popülist hareket bir “düşman”la dövüşmek ve “ülke”yi o düşmanın oluşturduğu tehlikeye karşı savunmak iddiasıyla iktidar oluyormuş. Bu tehdidin somut olarak ne olduğu toplumsal bağlama göre değişebiliyormuş, ama hepsinde de bizden olmayan bir “öteki” söz konusuymuş. 

Bunları da, uygar Batı’dan bakıldığında “öteki” addedilen bir ülkenin 
vatandaşı yazıyor... Çok akıllı olduğu için, Erdoğan üzerinden Trump’ı analiz ediyor.

Sanki ülkesini ötekileştiren liberal Batı politikaları “popülizm” denilen şeyden varesteymiş gibi... Trump’ın seçilmesi, aynı zamanda, “ikiyüzlülüğü” kurumsallaştırmış liberal Batı politikalarının iflası anlamına gelmiyormuş gibi...

Peki, umut?

Umut, herhalde Amerika’daki “Trump karşıtı” gösteriler...

Dünya yurttaşı Hasan üşenmedi, kalkıp Amerika’ya gitti. Şakır şakır yağan New York yağmurunun altında ıslandı. “Sen bizim Başkanımız değilsin, yıkıl!” diyen Amerikan çapulcularını yerinde izledi ve “umut”un ne olduğunu yazdı:

Union Square “Gezi Parkı” olabilir...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi