Bu kadar terbiyesiz satırları birarada görmedim

Bu kadar terbiyesiz satırları birarada görmedim

Aşağıda yıllardır bazı kesimlerce dillendirilen cümlelerden bir “toparlama” yaptım:

BİR: Her bir şehide karşılık bir Kürt öldürülmelidir. Bunların soyu tükenene kadar bunlarla alışveriş yapılmamalıdır. Anasının dilini konuşmak isteyen bu Ermeni tohumlarının dili kesilmelidir. Büyük Türk hukukçusu Mahmut Esat Bozkurt boşuna “Türk'ün en kötüsü Türk olmayanın en iyisinden iyidir” demedi. Allah onun iyiliğini versin. “Allah onun iyiliğini versin” demeyenlerin ise Allah belalarını versin.

İKi: Kürt ulusunun mimarı olan büyük önderimiz Sayın Öcalan'a bağlı olan gerillalarımızı verdiği savaşımdan dolayı kutluyoruz. PKK'nın terörist bir örgüt olduğunu söyleyen faşistlere karşı omuz omuza savaşacağız. Aktütün'de can veren gerillaların kanı yerde kalmayacak. Buji Apo.. Pardon buji, meme yaptı.. Biji Apo diye düzeltiyorum.

ÜÇ: Her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğimize muhtaç olduğumuz bu günlerde menfur bir saldırı sonucu şehit düşen askerlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına ise başsağlığı diliyorum. Türkiye büyük bir devlettir. Yüzyıllardan beri birbirlerine kız alıp vermiş olan Türk ve Kürt kardeşlerimiz arasına nifak sokmaya çalışanlar şunu bilsinler ki biz etle tırnak gibiyiz. Türk Silahlı Kuvvetleri her türlü dahili ve harici bedhahların hainane teşebbüslerine karşı son derece dikkatlidir.

DÖRT: Türk ordusunu yıpratmak isteyen dinciler ve liberaller yine utanmadan şanlı Türk ordusuna dil uzatmaya başladı. Orduevlerine başörtülü annelerin gelmesine getirdiğimiz yasağa karşı çıkan bu sözde vatandaşlara soruyorum: “Biz, annelere karşı olsaydık annelerin tabut başına gelmesine izin verir miydik?” Şehitlerin naaşlarının defnedileceği gün bir kuvvet komutanımızın Antalya'da golf oynadığını gösteren fotoğrafları basan Taraf gazetesi adlı “sözde gazete”nin ey yöneticileri.. Siz golf nedir bilir misiniz? Bir kuvvet komutanı kalkıp taburda boş vakitlerinde “dokuztaş” oynayan erler gibi dokuztaş mı oynayacaktı? Golf asil bir spordur. Damarlarımızda asil kan, elimizde ise asil golf sopası dolaşır. Ve muhtaç olduğumuz golf sopası Tahtakale'de değil, Bauhaus'da mevcuttur.

BEŞ: Efendim, Aktütün denilen yer sarp kayalıklar arasında yer alan bir sınır köyümüzdür. Habertürk'ten Özay Şendir'in isabetle adlandırdığı üzere bazı “masa başı paşaları” buranın ne kadar zor bir coğrafi konumda olduğunu bilmeden atıp tutuyor. Teröristler kayaların arasına bir yılan gibi girerek saklanıyor. Dağ, bayır, orman ve dere ile kaplı olan bu bölgede teröristleri dürbünle dahi görebilmek mümkün değildir. Aktütün olayında bir kasıt da yoktur, ağır ihmal de..

ALTI: Şehitlere “kelle” diyen ey başbakan sana soruyorum: İstiklal madalyası sahibi Şener Eruygur'u hapse niye tıktın? Şehit olan subay ve astsubayların çocuklarına ÖSS'de niye ayrıcalık tanımıyorsun? Tayyip sen oğlunu niye göndermedin? Sana oy veren o yüzde % 47 lik seçmene yazıklar olsun.

Evet, yukarıdaki cümleleri sarf eden kişinin söylediği ya da yazdığı tüm cümleler yanlış değil elbette..

O nedenle ben bu satırları “harmanlayarak” kendi kanaatimi aktaracağım:

BİR: “Türk'ün en kötüsü Türk olmayanın en iyisinden iyidir” lafı yeryüzünde söylenmiş en ırkçı laflardan biridir.

İKİ: Abdullah Öcalan gibi birine “Sayın önderimiz” diye hitap etmek, şiddete bulaşmamış Türk ve Kürt vatandaşlarımıza küfür etmekten başka bir şey değildir.

ÜÇ: Teröriste gerilla, teröre ayaklanma, terörle mücadeleye faşizm diyen ahlaksızlara ahlaksız demek ahlaklı bir davranıştır.

DÖRT: Orduevlerine başörtülü annelerin girmesine izin vermeyenlerin dini bir kavram olan “şehit” kavramını kullanmaya hakkı yoktur.

BEŞ: Kendisi Belgrat ormanında gece saklambaç oynasa korkudan ölecek olanların, sarp kayalıklarda eksi 20 derece altında teröristlerle burun buruna gelip mücadele eden subay ve astsubayların vatanseverlik duygusunun azametine bir kez olsun değinmemesi tarafsız gazetecilik demek değildir. Kendisini ordudan attırma hilesini yapmayarak terörün göbeğine gitmekten kaçınmayan bir “muvazzaf asker”in verdiği mücadelenin zorluğunu herhalde “yaşayan bilir”.

ALTI: Aktütün baskını mutlaka soruşturulmalı, kusur varsa gözünün yaşına bakılmamalıdır.

YEDİ: Yar-Sav Başkanının “çürük raporunu” sorgulamayı bırakınız haber dahi yapmamak ama iş Başbakan'ın oğluna geldiğinde “şehit istismarı” yapmak gazetecilik ve siyasetçiliğin şanından değildir.

SEKİZ: “Beşik”teki masum bir bebeğin büyüyünce niçin terörist olduğunu sorgulamayanların, o teröristin öldürdüğü askerin “tabut”a neden girdiğini sorgulaması faydasızdır.

DOKUZ: Ve o tabutlar oy pusulasının atıldığı “sandıklar” değildir.

ON: Ama o sandıklar tabuttan oy devşirmeye çalışarak tabuta sandık muamelesi yapanların girip de bazen çıkamadığı yerdir!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi