Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Dış politika iç politikadan bağımsız değil

Dış politika iç politikadan bağımsız değil


Zaman zaman bir araya geldiğimiz bazı okuyucularım dış politika yazarı gibi yorumluyorlar. Aslında yanlış bir algı değil ama ben kendimi hiçbir zaman dış politika yazarı olarak görmedim. Ancak, dış politikada ülkemiz için en sağlıklı ittifakın İslam Birliği olduğuna olan inancım sanıyorum bunda etkili oldu. Bir de diyebilirim ki, şartlar böyle bir algı oluşmasına yol açtı. Kaldı ki, dış politikanın iç politikadan bağımsız düşünülmesi de doğru değil. Çünkü iç politika dışı, dış politika ise içi büyük ölçüde etkiliyor, hatta belirliyor. Eğer Türkiye uzun yıllardan beri AB’yi ulaşılması gereken ideal bir hedef olarak belirlememiş olsaydı, bugün idam cezasını getirirseniz AB süreci askıya alınır deme cesaretini gösterebilirler miydi Ayrıca önceki gün Avrupa Parlamentosu’nda oylanarak Türkiye ile üyelik müzakerelerinin askıya alınmasını öngören (tavsiye eden) tasarıda böyle bir maddenin yer alması da gösteriyor ki, Türkiye’de idam cezasının kaldırılması ABD ve AB’ye uyumlu dış politikamız sebebiyledir. Yoksa Türkiye’de idam cezasının bulunması, AB ve ABD’yi neden ilgilendirsin. Kısacası, Türkiye tercihini 1950’li yılların başından bu yana Batı’dan yana yaptığı için ister istemez oralardan gelen istek -buna dayatmalar da diyebiliriz- karşısında fazlaca itiraz hakkı kalmıyor. Demek istediğim o ki, artık büyük bir köy haline gelmiş küreselleşmiş dünyada ülkelerin iç politikaları ile dış politikaları iç içe girmiş durumda. Böyle olmasaydı, ABD’deki başkanlık seçimi Türkiye’de doları fırlatır, TL cinsinden dış borcumuz kısa sürede büyük bir artış yaşar mıydı Tüm bunları dış politikadan bahsediyor, dış konuları yazıyorken de aslında iç meselelerimizi de ele aldığımızı belirtmek için gündeme getiriyorum. Yani, dış politika tercihlerimiz iç politikadaki uygulamalarımızı da belirliyor. Bu noktada tamamen dışla ilgili olsa da iki farklı konuyu hatırlatmak, bu dışla ilgili iki hadisenin iç politikamızı nasıl etkilediğine dikkat çekmek istiyorum.
 
Bunlardan birincisi ve en önemlisi bu köşede sıkça dikkat çekmeye çalıştığım ülkemizin terör örgüleri ile verdiği mücadeledir. PKK terör örgütü ile 30 yılı aşkın bir süredir mücadele verirken bunun ülkemize büyük faturalar ödettiğini, 10 binlerle ifade edilen insanımızın hayatını kaybettiği düşünüldüğünde bu dış kaynaklı terör örgütünün ülkemize etkisinin boyutları ortaya çıkar. Bu noktada sadece PKK terör örgütü değil, bugün için Irak ve Suriye’de yerleşmiş olan IŞİD ve PYD terör örgütleri de aslında dış kaynaklı olmakla birlikte ülkemiz sınırları dışında askerimiz mücadele vermek durumunda kalıyor. Bu noktada dış politikadaki yanlış tercihlerin ülkemizin böyle bir durumla karşı karşıya kaldığını sanıyorum söylemeye bile gerek yok.
 
Geçtiğimiz günlerde bir kırmızı bülten hazırlandı. Bu bültende ülkemize yönelik faaliyet içinde olan terör örgütlerinin liderleri ve bazı yöneticilerinin isimleri var. Bu isimlerin bulundukları ülkelerde tutuklanarak Türkiye’ye teslim edilmesi isteniyordu. Ancak, söz konusu isimlerin yıllardan beri dost ve müttefik ilan ettiğimiz ülkelerin himayesi altında olduklarını da biliyoruz. Bunu bilmemiz yetmiyor kırmızı bültene alınan PYD lideri Salih Müslim Batılı bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada Batılı ülkelerin kendisini koruyacaklarını, yani Türkiye’ye teslim etmeyeceklerine inandığını söylüyor. Konu aslında bir dış politika konusu olmakla birlikte bu açıklamanın Türkiye’nin iç politikasında hiçbir etkisi olmadığın söylemek mümkün mü Bir başka konu ise Fırat Kalkanı Operasyonu’nda El Bab bölgesine yönelik PYD tacizlerinin artması, bu tacizlerde ise PYD’nin ABD füzeleriyle tanklarımıza saldırıyor olmasını sadece bir dış politika konusu olarak nitelendirmek yeterli olur mu Artık dolar nezle olsa TL grip olup yatağa düşüyor. Böyle bir dünyada sorunları içerisi ve dışarısı ile birlikte ele almak gerekiyor. Yoksa sorunlara doğru teşhis koymak mümkün olmuyor. Tüm buları aslında dış politikayla ilgili yazılar yazmak istediğim için değil, küreselleşen dünyada artık tüm ülkelerin birbirleri ile iç içe geçmiş olması sebebiyle yazılarımda dış politika konularına ağırlık verdiğimi belirtmek için ifade ettim.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi