M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Güçlülerin Çocukları ve Şehitler

Güçlülerin Çocukları ve Şehitler

Baskına uğrayıp şehit olan askerlerin içinde:

Devletin ve hükümetin başındakilerin,

Bakanların,

Milletvekillerinin,

Ordunun yüksek rütbelilerinin,

Holding sahiplerinin,

Büyük zenginlerin,

Medya babalarının veya büyük gazetecilerin,

Banka sahiplerinin,

Genel müdürlerin,

Diğer bilcümle büyüklerin, güçlülerin ve dişlilerin...

Çocukları, torunları, yeğenleri, yakınları yoktu...

Şehit olanlar hep fakirlerin ve güçsüzlerin çocukları veya yakınları idi.

Aktütün karakolu bir istisna değildir. Diğer bütün Aktütün’lerde de bu saydıklarım yoktur.

Üzerinden henüz bir yıl geçmedi. DanimarkaGenelkurmay Başkanı’nın asker oğlu Afganistan’da öldü.

İngiltere ile Arjantin arasındaki savaşta, İngiliz kraliçesinin oğlu (veya torunu) savaş uçağı kullanıyordu.

Cumhuriyet ve demokrasinin ana prensiplerinden biri eşitliktir.

Hukuk ve adalet önünde eşitlik.

Askerlik hizmetinde eşitlik.

İnsan ve vatandaş olarak eşitlik.

Bizde maalesef mutlak bir eşitlik yok.

Birileri halka nispetle DAHAEŞİTTİR.

Bu yüzden onların çocukları, torunları, yeğenleri, yakınları Aktütün karakolunda hizmet görmezler ve şehit olmazlar.

Anayasada eşitlik yazıyormuş...

Yazsa ne çıkar, yazmasa ne çıkar...

Sorular

Soru: O mezhebe mensup bir imamın arkasında namaz kılınabilir mi?

Cevap: Kılınamaz. Çünkü onlarla aramızda usule (esaslara, temellere, asıllara) ait büyük ihtilâflar, anlaşmazlıklar bulunmaktadır.Kaldı ki, o mezhepte namaz abdesti alınırken ayaklar yıkanmaz. Ayak yıkanırsa abdest fâsit (bozulmuş) olur. Bizde ise ayağı yıkamak (veya mest üzerine mesh etmek) abdestin farzlarındandır.

Soru: O kitap, ehl-i sünnet ve cemaat mezhebine uygun mudur?

Cevap: Değildir. Bilhassa itikad bakımından bozuk olan bir mezhebe aittir. Üzerine ehl-i sünnet yazmaları durumu değiştirmez. Bu gibi kitaplara güvenmek doğru olmaz.

Soru:Zekat parası ile okul, hastahane, köprü, imaret binası yapılabilir mi?

Cevap: Kesinlikle yapılamaz. Bu sayılan binalar da hayır işidir ama masrafları zekatla değil, başka yoldan karşılanmalıdır.

Soru:Hanefi mezhebine göre seferde namazlar cem edilebilir mi?

Cevap: Cem edilemez. Hele mukim olanların devamlı olarak günlük beş vakit namazı üç vakitte (öğle ile ikindi, akşam ile yatsı) birlikte kılmaları kesinlikle dine uygun bir uygulama olmaz.

Soru: Dinimizde mut’a nikahı var mıdır? (Geçici nikah...)

Cevap: Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) bu nikahı kesin olarak, Kıyamet’e değin yasak ve haram kılmıştır.

Soru: Riba haram değil, helâldir diyene ne lazım gelir?

Cevap: Küfür lazım gelir. Bu batıl inancından ve görüşünden dönerse imanını ve nikahını tazelemesi gerekir.

Soru: Ben ihlâslıyım, ben çok ihlâslıyım, en ihlâslı benim gibi lâflar ederek kendini öven bir kişi nasıl bir kişidir?

Cevap: İhlâssız bir kişidir.

Soru:Lüks, israf, saçıp savurma, gösteriş, aşırı tüketim sergileyen bir Müslüman nasıl bir Müslümandır?

Cevap: Fâsık, fâcir, günahkâr, isyankâr, bozuk bir Müslümandır.

Soru: Şeyh de olsa böyle midir?

Cevap: Böyledir!.. (Zaten böyle şeyh olmaz...)

Soru: Vaizler ve nâsihler (vaaz ve nasihat edenler) namazı cemaatle kılmak, tek başına kılmaktan 25 misli daha sevaplıdır diyorlar. Bu vaaz ve nasihat yeterli midir?

Cevap: Yeterli değildir. Devamında şunu da söylemeleri gerekir: “Şer’î bir özrü olmayan hür ve mukim erkeklerin günlük farz namazları cemaatle kılmaları dinî bir mecburiyettir. Cemaate katılmak kişinin keyfine kalmış bir şey değildir... Cemaati devamlı olarak terk eden kişinin eskiden mahkemelerde şahadeti kabul edilmezdi...”

Soru: Bazı cemaatler “Biz sadece kendi işlerimize ve vazifelerimize bakarız.Öteki Müslümanlar ve işler bizi ilgilendirmez” şeklinde konuşuyor. Bu doğru mudur?

Cevap: Doğru değildir. Bütün mü’minler tek bir ümmettir. Tek bir beden gibidir. Müslümanda ümmet şuuru olmalıdır. Kardeşleriyle ve ümmete ait işlerin bütünüyle ilgilenmeli ve onlarla irtibatlı olmalıdırlar.

Soru: Din kardeşi, komşusu aç yatarken kendisi tok sabahlayan kişi nasıl bir Müslümandır?

Cevap: Resulullah Efendimiz onun için “Bizden değildir” buyurmuşlardır.

Soru: Müslümanlar haram yiyen, hem kendilerine hem de ülkeye zarar veren zalim ve fasık kimseleri destekleyebilir mi?

Cevap: Dinimizde haram yemek yasaktır, yiyen fasık ve merduttur. Müslüman haramı, zulmü, fısk ve fücuru, isyan ve tuğyanı destekleyemez.

Soru: Dinî bir cemaat, Müslümanlardan topladığı zekât ve sadaka ve hayır paralarının bir kısmı ile cemaatin başındaki zatın reklâmını, övgüsünü, edebiyatını yaparsa ne lazım gelir?

Cevap: Zekât ve hayır paralarını yerli yerinde harcamamış olur. Bu paralar zimmetlerinde kalır. Ödemeleri icab eder. Böylelerine zekât, sadaka, hayır parası verilmez.

Soru: Avrupaî Müslüman olur mu?
Cevap: Avrupa Müslümanı olur ama Avrupaî Müslüman olmaz. Müslümanlık hem din, hem de bir medeniyettir. Din bakımından Müslüman olacak, medeniyet bakımından da yine Müslüman olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi