Mustafa Karaalioğlu

Mustafa Karaalioğlu

Geride kırılmış kalpler bırakmayalım

Geride kırılmış kalpler bırakmayalım

Gerilimin yüksek olduğu zamanlar; bilhassa da terörle birlikte yükselen tansiyonda en kritik nokta toplumsal barışı koruyabilmektir. “Bir arada yaşamak”, “birlikte olmak” gibi söylenince kulağa sıradan gelen, ama gerçekte son derece değerli kavramlar da böyle zamanlarda sınanır.

Bir ülkenin, bir toplumun en değerli sermayesi soğukkanlılığını korumak ve gerilim hallerinde bunun için sahici özen göstermektir. PKK’nın katliam boyutuna varan son saldırılarıyla birlikte bu risk yeniden gündemimize geldi. Özellikle bıkkınlık noktasını aşan son iki saldırıyla (Beşiktaş/Kayseri) birlikte provokasyona müsait homurdanmalar arttı. Zaten bazı bölgelerde yeterince kırılgan olan Türk-Kürt hassasiyetini korumak ihtiyacı hissediliyor.

Böylesine problemler çoğu kez görünür olmaz, yani sosyal hareketlerle kendisini göstermez. Bireysel planda mahalle baskısı formunda gelişen reaksiyonlar yaşanır. Geçmişten beri bunun örneklerini gördük, yaşadık.

Son günlerde içinde HDP teşkilatlarına yönelik saldırıların da olduğu vak’alara karşı siyasal planda sergilenen tavır olumludur. İktidar ve muhalefetten gelen mesajlar olumlu reaksiyonu yansıtıyor. Bu önemlidir, çünkü terör varken ve terör sabırları zorlayan boyuta ulaşmışken siyasetin itidal tavsiyesine ihtiyaç vardır.

Türkiye’de Kürt meselesinin öteden beri bir türlü bitmeyen şiddet boyutu vardır ve buna karşı mücadelede herkes mutabıktır. Hatta, bizatihi terörle mücadele konusunda hükümetler bazında Avrupa’dan da anlamlı itirazlar gelmemektedir. Türkiye’nin Güneydoğu’da hendek isyanlarına karşı yürüttüğü mücadelede bunu görüyoruz.

***

Meselenin iç barış boyutu da tam bu noktada kendisini gösteriyor. HDP’nin ve DBP’nin yüzde 80’ler ve 90’lara varan oy oranıyla kazandığı belediyelerde bile PKK’nın hendekler kazarak planladığı isyan destek bulmamıştır. İlçelerde ve vilayetlerde HDP’yi seçen Kürtler, sıra PKK’nın çağrısına geldiğinde bu örgüte sırt çevirmişlerdir. Legal siyaset dışında bir yolu tercih etmeyeceklerini ilan etmişlerdir. Bunu bölgedeki geleneksel PKK baskısına rağmen yaptıklarını hatırlatalım. Hepsinden önemlisi, bir kez daha akamete uğrayan çözüm sürecinin ardından, faturayı PKK’ya çıkarmışlar ve bölgenin Suriye’ye dönüşmesine karşı net tavır koymuşlardır. Bölge halkı ve ülkenin her yerinde yıllardır yaşamakta olan Kürtler bu konuda tercihlerini yapmış ve birlikteliği onaylamışlardır.

Bunun da terörle mücadelede önemli bir sermaye olduğunu kaydedelim. Tek parti yıllarından itibaren on yıllar boyunca kültürde, hayatta, siyasette türlü haksızlıklar yaşamış bir halkın en kritik zamanda tercihini Türkiye lehine yapması saygı duyulacak bir karardır. PKK’yı yalnızlığa iten ve hendek siyasetinde fiyaskoya götüren en önemli adım da budur.

Kürtlerin birlikte yaşamak konusunda gösterdikleri bu kritik tavır karşısında herkese düşen sorumluluklar vardır. Doğu’da da Batı’da da bırakın duyguları yaralayacak eylemler yapmak, eski Türkiye’yi hatırlatan eşitsizlik hissi uyandıracak davranışlardan dahi uzak durmak gerekir. Kürtlerin büyük çoğunluğu PKK gibi düşünmediğine göre, PKK’nın istediği şekilde davranmanın da anlamı yoktur. 

Türkiye, bunca acılı ve kanlı tecrübeden sonra hiç olmazsa bir arada yaşamak sorunu yaşamamalıdır. Böyle bir mesele tartışma konusu dahi olmamalıdır. 

Evet, can sıkıcı ve zorlu bir mücadeleden geçiyoruz.

Evet, PKK desteği bazen çok sinsi şekilde saklanabiliyor.

Evet, acımız öfkemizi kabartıyor. Ama unutmayalım ki bütün bu mücadele sonuçta ülkeyi terörden arındırmak için olduğu kadar Kürtleri de PKK tasallutundan kurtarmak için yapılıyor.

Toz bulutu indiğinde onaramayacağımız hasarlar kalmamalıdır. Geride yine kırılmış kalpler, ötekileştirici haller bırakırsak bunun kimseye faydası olmaz. Ne yaparsak yapalım, bunu yapmayalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Karaalioğlu Arşivi