Kemal Belgin

Kemal Belgin

Ne olursa olsun...

Ne olursa olsun...


Galatasaray son üç dört maça kadar kendi alanından karşıya bir pas yığını ile çıkıyor ve rakip bölgede de pas yalanları ile pozisyon arıyor ama zor buluyordu. Ne tersliktir ki, bu oyununa rağmen kalesinde de sayısız pozisyon yaşıyor ama usta kalecisi Muslera sayesinde maçları ya çok kısır sonuçlarla kazanıyor, ya aynen kaybediyor, ya da berabere kalıyordu. 
Ve yukarıda da değindiğim gibi son üç dört maçtın Galatasaray’ın artık hızla ve fazla adamla boş bölgelere yapılan koşularla hücum düşündüğünü gördük. Tabii ki bu temponun baş mimarı da Sneijder idi. Ama Yasin ile Bruma hâlâ top beklemede, özellikle de rakip ataklarda yardımı esirgemekteydi. Bu Alanyaspor karşısında da sürdü. Selçuk ve De Jong, kenarlardan Sabri ve Carol işe katılınca Galatasaray önde sayısız pozisyon bulabildi. Geniş alanlar yakaladı. Tabii ki bunda rakibin de açık oyunu ve Galatasaray’ın dünkü zaaflarından yararlanıp puan kapma telaşı rol oynadı. Semih’le Hakan savunmanın göbeğindekiler olarak Wegner Love gibi bir uç adamı üstadın yokluğundan yararlanıp kontralar hariç yerleşebildiler. Ancak ne var ki Galatasaray’ın yediği golde yine bir yan hava topu eseri yatıyordu. 
İkinci yarıya sakatlığı nükseden Selçuk yerine Hamit’le başlamak herkesi şaşırttı. Öyle ya bu usta oyuncu sürekli makas yemekteydi. Bu değişiklikle kuruluş değişmedi. Hele hele beş dakikada iki gol daha gelince Alanyaspor dağıldı ve artık hücumlarını takım olarak değil de ferden geliştirmeye çalışıyordu. Ne var ki bir direk, bir kaç tane de karşı karşıya kaçırmadılar değil... Bunun sebebi mi
O zaman şimdi başlığa gelelim.. Galatasaray herkesin canının sıkıldığı oyun düzeninden vazgeçmiş. Daha fazla oyuncu ile daha geniş alanlar ve çabuk pas kullanarak çıkıyor son üç maçtır falan... Hal böyle olunca da topu rakibe kaptırdığında veya rakip kaptığında da geniş alanlar sunarak kalesinde tehlike yaşıyor. Bunun başlıca sebebi de yukarıda da değindiğim gibi özellikle iki kenar adamının en sondaki oyuncu ile birlikte savunma sahalarına dönmemeleridir.  Ancak ne var ki, artık mutlaka kazanmak gerekli oluyor. Çünkü ligin boyu gittikçe kısalmaktadır. Öndeki rakiplerle de çok fazla olmamasına rağmen puan farkı vardır. Yani başlıktaki gibi “ Ne olursa  olsun kazanalım” taktiği ve stratejisi vardır artık...
Son bir iki cümle... Sabri ve Selçuk’u protesto edenler Galatasaray’a ihanet etmektedirler. Aynı kafalar takımın oyun planında arıza çıkartan Yasin ve Bruma’ya neden ses çıkartmazlar ki Zaten hakiki taraftar dediğiniz her türlü koşulda takımını destekleyendir. Gerisi tam tersine futbolun maganda sınıfına girer...
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Belgin Arşivi