Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Hangi hak?

Hangi hak?


Hatırlayacağınız üzere, geçtiğimiz hafta Dünya İnsan Hakları günü adı altında programlar yapıldı, yeryüzünde yaşanan zulüm ve haksızlıklar yeniden gündeme geldi. Adaleti katleden zümrelerin yılın bir gününde hak kavramından dem vurmaları, zihnimi allak bullak etti ve belleğimde sakladığım fotoğraflar yeniden canlandı. Ve gayri ihtiyarı sordum: Hangi insanın hakkı? Hangi hak? Ortadoğu’da Asya’da ve Afrika’da onlarca insanı katleden zümrelerin insan ve hak kavramlarını telaffuz etmeleri ne kadar garip!
Yeryüzünü kan gölüne çeviren kapitalist odaklar, ürettikleri söylemleri yılın belli günlerine dâhil ederek kendilerini kamufle etmeye çalışırlar. İnsan hakları ihlallerinin hat safhaya ulaştığı bir dönemde hak ve özgürlüklerden bahseder ve bilinci köreltilmiş kitleleri peşlerinde sürüklerler.
Dünya İnsan Hakları Günü, 68 yıl önce BM’nin İnsan Hakları Bildirisinin Paris’te toplanan genel kurulunda ilan edildi. Peki, geçen 68 yıl neyi değiştirdi? İnsan hak ve özgürlüğünden dem vuran bu odaklar, Afrika’dan Asya’ya kadar uzanıp masum insanları katletmediler mi? İnsanlık adına hiçbir şey bırakmayacak şekilde yakıp yıkmadılar mı?
Dünya İnsan Hakları adı altında barış ve hak söylemleri dile getirilirken az ötede insanlar topraklarından sürülüyor, çocuklar yaşlılar öldürülüyor… Halep’te insanlar katledilirken, söz konusu sözleşmenin maddelerinde yer alan, “herkesin ırk, renk, dil, cins, dil, inanç, yoksul ya da zenginlik gözetilmeksizin bildiride yer alan bütün haklara sahip olacaktır” ibaresinin bir geçerliliği var mıdır? Bu ibareler acaba hangi kesimin hakları dikkate alınarak belirlenmiştir? 
Topraklarından sürgün edilen onlarca mazlumun ahı göklere yükselirken kör ve sağır vicdanların Dünya İnsan Hakları Günü kutlu olsun.
Ey ölmüş insanlığın cesetleri üzerinde ahkâm kesenler
Kıtalar ötesinden gelip de ev sahibini kovup, evi gasp eden hırsızlar
Kadın erkek, çocuk demeden katleden taşlaşmış yürekler
Bizim ocağımızda bizim çocuklarımızın boğazını kesenler
Canilerin sırtlarına bombalar koyup sokaklarımızı kan gölüne çevirenler
Şimdi hangi yüzle çıkıp da insandan ve haktan bahsedebiliyorsunuz?
Son elli yılda 60 milyon Müslüman katlettiniz, birbirlerini kardeş bilen toplumları etnik ve mezhepsel çatışmalara sürükleyerek kardeşi kardeşe kırdırdınız.
Asya’da, Afrika’da, Ortadoğu’da 200 milyonu aşkın çocuğu yetim bıraktınız. Bugün 70.000 mülteci kadın ya da erkek eşlerini kaybetmiş ve çocukları ile hayatta kalmaya çalışıyorlar. 4.000 aşkın mülteci çocuk çeşitli kamplarda yaşam mücadelesi veriyor. Suriye’de 2 milyon çocuk gıda ve sağlık sorunları yaşıyor, 93’ü rejimin hapishanelerinde kendilerine uzanacak bir el bekliyorlar. 
Ortadoğu’da savaş ve işgallerin ardı kesilmiyor. İsrail’de her dakika her saat katliamlar yapılıyor. Filistinli kardeşlerimiz ateş çemberi altında yaşamaya ve kimliklerini korumaya çalışıyorlar.
Ortadoğu’da, Asya’da, Afrika’da insan hak ve onurunun ayaklar altına alındığı bir çağda sömürgeci baronların, İnsan Hakları Günü kutlu olsun. Daha ne diyelim…
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi