Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Halk değiştirmeyecek, yapılan değişikliğe ‘evet’ ya da ‘hayır’ diyecek

Halk değiştirmeyecek, yapılan değişikliğe ‘evet’ ya da ‘hayır’ diyecek

Anayasa değişikliği Meclis’te kabul edildiği için referanduma gidilecek. Yani, Meclis’te yapılan anayasa değişikliği seçmenin takdirine sunulacak. Böylece referandumda seçmen yapılan değişikliğe ‘evet’ ya da ‘hayır’ diyecek. Hâlbuki bazı siyasiler yapılmış ve Meclis’ten geçmiş olan anayasa değişikliğini, “Anayasayı halk değiştirecek” şeklinde takdim ediyorlar. Referandumu anayasayı milletin yapması şeklinde nitelendirebilmek için en azından getirilen değişikliğe seçmenin müdahale edebilmesi gerekir. Yani, önüne getirilen değişiklik metnini toptan reddetmek ya da kabul etmek zorunda kalmaması icap eder. Böyle olunca referandumda oyların çoğunluğunun ‘evet’ çıkması değişikliği milletin yaptığı anlamına gelmiyor. Sadece yapılan değişikliğin kabulü ya da reddi anlamına geliyor. Kaldı ki, günümüz şartlarında seçmenlerin bir yerde toplanarak yeni bir anayasa yapmaları ya da var olan anayasayı değiştirmeleri mümkün değil. Böyle olduğu için de halkın temsilcilerinden oluşan bir Millet Meclisi var. Yani milletin temsilcileri Meclis’te millet adına görev yapıyorlar. Böyle olunca da özellikle anayasa dışındaki yasal düzenlemeler millete sunulmuyor, buna gerek duyulmuyor. Ancak, yeni bir anayasa ve anayasa değişikliği tüm yasaların uyması gereken ana metinde değişikliğe gelince Meclis’ten geçen metnin referanduma sunulmadan yürürlüğe girebilmesi için belli oranda oy alma zorunluluğu var. Yani yapılmış olan anayasa değişikliği Meclis’ten anayasanın öngördüğü oranda oy almış olmasına rağmen bir de millete gidelim düşüncesinden hareketle ortaya çıkmış değil. Bir zorunluluk sebebiyle yapılıyor. Böyle olunca da, “Anayasayı halk değiştirecek” şeklindeki nitelendirme referandum öncesi halkın gönlünü okşama olarak düşünülebilir.
 
Sadece anayasa değişikliklerinde değil, bir takım yasal düzenlemelerde de referanduma gidilmesini destekleyenlerdenim. Maksadım anayasa değişikliğinin halka götürülmesine karşı çıkmak değil, itirazım iktidar kanadının yapılan değişikliğe bir takım itirazların dile getirilmesi karşısında, özellikle troller olarak nitelendirilen bazı kesimlerin tepkilerinde ölçüyü kaçırmaları, her türlü eleştiriye sanki hiçbir konuda yanılmazlığa sahiplermişçesine, ‘Biz ne dersek, ne yaparsak o doğrudur’ mantığı ile hareket etmelerinedir. Unutulmasın ki hiç kimse yanılmaz değildir. Kaldı ki, AK Parti iktidarları boyunca yönetici konumunda olanlar öylesine çok yanıldılar ve aldatıldılar ki, hiç olmazsa bunu hatırlayarak eleştiriler karşısında söylenenler doğru mu diye düşünmeleri gerekir.
 
Kaldı ki., madem halk değişiklik konusunda son kararı verecektir, herkesin yapılan değişiklik konusunda eleştirileri de varsa söylemesi sistemin gereği değil mi? Eğer, eleştirilerden bu kadar rahatsız olunuyorsa o zaman cumhurbaşkanlığı sistemi gelecekte çok daha ciddi sıkıntılara zemin hazırlamış olmaz mı? Hiç kemsinin kendisini daha vatansever ilan edip kendileri gibi düşünmeyenleri farklı bir konuma oturtma hakkı olamaz. Özellikle de demokrasi, çoğunluğun azınlığı dikkate almaması, ben yaptım oldu mantığı ile hareket etmesine izin vermez. Deniyorsa ki, her şeyin en iyisini ve doğrusunu biz biliriz o zaman da bize ‘başınız göl ayağınız pınar olsun’ demek kalır. Bir şirketin yaptığı vatandaşın Anayasa değişikliği konusundaki bilgisini belirlemeye yönelik bir araştırma sonucuna göre, yürürlükteki anayasanın ne zaman yapıldığını her iki kişiden biri, her 100 kişiden 50’si ise Anayasa’nın ilk dört maddesinden herhangi birini bilmiyor. Yine araştırmaya katılanların yarısı Türkiye’nin hangi sistemle yönetildiğini bilmezken, yüzde 46.7’sinin parlamenter sistemin ne olduğu hakkında bilgisi yok. Kısacası, sandığa gideceklerin durumu bu olunca farklı seslerin de susturulmaya çalışılması, biz ne dersek doğrudur mantığı çıkmaz sokaktır. Bunun doğrusu herkes düşüncelerini açıklamaları ve buna tahammül edilebilmelidir. Ayrıca anayasa değişikliğine ‘evet’ diyenler ile ‘hayır’ diyenlerden ibaret bir tablo varmış görüntüsü verilmesinin gerçeği yansıtmadığını söylemek durumundayız. Çünkü Saadet Partisi, Başkanlık ya da Cumhurbaşkanlığı sistemine karşı olmadığını her fırsatta açıklarken, yapılan değişiklikte gördüğü noksanları da baştan beri ifade etmekte, bu husustaki görüşlerini yazılı olarak ilgilere ulaştırdığı gibi kamuoyu ile de paylaşmış durumdadır. Siyasette bir takım taktik ve stratejilere yer vardır ama bir kesimin sesini kısma yaklaşımı ileride bunu yapanların da aleyhine olabilir.
 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi