Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Anayasa değişikliği ve terörle mücadele

Anayasa değişikliği ve terörle mücadele


Anayasa değişikliğine ‘evet’ denilmesini sağlamak için ‘hayır’ denilmesinin terör örgütlerine yarayacağı, hatta bir adım daha ileri giderek anayasa değişikliğine, “Millet ve devletin bekası için evet” denilmesinin şart olduğuna bağlanmasını istenen sonuca ulaşabilmek için her yola başvurma alışkanlığının canlandığını göstermesi bakımından değerlendirilmesi gerekiyor. Söz gelimi anayasa değişikliğine ‘evet’ denildiği takdirde terör örgütlerinin motivasyon kaybına uğrayacağı, terörün son bulacağı yaklaşımının referandum kampanyasında ağırlıklı olacağı gibi bir yaklaşım dikkati çekiyor. Bu arada bazı iktidar sözcüleri ve iktidar yanlısı gazete ve yazarlarının olayı bir adım daha ileri götürerek, “Hayır sadece terör örgütlerinin hayrına olur” yaklaşımı insanı tedirgin ediyor. Çünkü bu ülkede 15 yıldır tek parti iktidarı söz konusu ve bu iktidarın yapmak isteyip de yapamadığı, çıkarmak isteyip de çıkaramadığı bir yasa söz konusu olmamıştır. Yani, şimdiye kadar terörle mücadelede istenen sonucun alınamamasını sadece mevcut anayasa ile izah etmek ve sorumluluğu ona yüklemek doğru bir yaklaşım değildir. Olsa olsa iktidarın başarısızlıklarının gizlenmeye çalışılması anlamına gelebilir. Bu arada, anayasa değişikliğine toplumun ‘evet’ demesini sağlamak adına hiçbir alakası okladığı halde insanların terörle korkutulması abesle iştigaldir. 
 
Şahsen başkanlık sistemine geçilmesine karşı olan birisi değilim. Hatta 40 yıldan beri cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi gerektiğini, bunun sonucu olarak gerekli anayasal değişikliğin yapılmasının gerekli olduğunu savunanlardanım. Bu arada yine kırk yıldan bu yana yönetimde istikrar bahanesiyle temsilde adaletin bir kenara itilmesine de karşı oldum. Böyle olunca bugün bir anayasa değişikliği gündeme geldiğinde yıllardan beri seçmenin bir bölümünün iradesinin Meclis’e yansımadığına dikkat çekerek yönetimde istikrar adına temsilde adaletten vazgeçilmemesi gerektiğini savundum. Yani, dün ne söylemiş, neyi savunmuş isek bugün de aynı çizgimizi sürdürüyoruz. Nedense anayasa değişikliğine toplumu terörle korkutarak ‘evet’ denilmesini sağlamak isteyenleri temsilde adalet hiç ilgilendirmiyor. Onlar sadece neyi uygun görmüş, nasıl bir değişiklik yapmışlarsa milletin onu aynen onaylamasını, bunu yaparken de üzerinde fazlaca kafa yormamasını istiyorlar. Kaldı ki, yapılan bir araştırma sonucuna göre seçmenin çoğunluğu anayasa değişikliğinin içeriğini tam olarak bilmiyor.
İktidar kanadı getirdiği değişikliğin onaylanmasını isterken ‘hayır’ denilmesinin terör örgütlerinin işine yarayacağını ileri sürerken MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin anayasa değişikliğine, “Milletin ve devletin bekası için evet” denilmesi gerektiğini ileri sürmesi şimdiye kadar devletin ve milletin bekası ortadan mı kalktı sorusunu akla getiriyor. Yani, yapılan bir değişikliği devletin devamı ve milletin varlığını korumak için bir şart olarak takdim etmek toplumu bir başka açıdan korkutmak anlamına geliyor. Kısacası, iktidar kanadı toplumu terörle korkutarak ‘evet’ denilmesini isterken anayasa değişikliği için ittifak oluşturan MHP bir adım daha ileri giderek anayasa değişikliğine ‘hayır’ denilmesi halinde millet ve devletin geleceğinin tehlikede olacağını ileri sürerek toplumu korkutuyor.
 
Hemen belirteyim ki, böyle bir yaklaşım sağlıklı değildir. Sağlıklı olan yapılan değişikliğin ne olduğunun toplumun tüm kesimlerine anlatılması, buna karşılık ‘hayır’ diyenlerin de bunun niçinlerini aynı şekilde topluma anlatmaları gerekir. Bu yapılmaz da iktidar kanadı toplumu terörle, CHP kanadı da rejim değişikliği ve diktatörlük (tek adamlık) ile korkutarak seçmeni kendi safına çekmeye çalışırsa referandumdan hangi sonuç çıkarsa çıksın sağlıklı bir sonuç almak mümkün olmaz. Bu bakımdan öcülerin arkasına gizlenmeden ortaya çıkmak, anayasa değişikliği kabul edilmediği takdirde iktidarın terörle mücadelede şimdiye kadar yapmak isteyip de neyi eski anayasa sebebiyle yapamadığını topluma anlatması gerekir. Aksi halde söylenenlerin samimiyeti kalmaz. Sadece istenen sonuca ulaşmak için her yol mubahtır yaklaşımının yansımasından ibaret kalır.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi