Halil Mert

Halil Mert

Fedakar Kadınlarımız ve Kadıncıklar

Fedakar Kadınlarımız ve Kadıncıklar

Milletimiz 5000 yıllık bilinen tarihi boyunca Asya’nın en doğusu Japon Denizi’nden, Avrupa’nın en batısı Cebel-i Tarık Boğazı’na, Sibirya’nın soğuk dağlarından, Afrika’nın kızgın çöllerine kadar eski dünyada hep hakim bir millet oldu.

5000 yıllık toplum tecrübesini, töre ve kahramanlıkları geleceğe kim taşır?

Kim yiğit evladlar doğurur?

Kim doğurduğunu ecdad, tarih ve töresine uygun olarak yetiştirir?

Analar değil mi? Cennetin ayaklarının altına konduğu analar..

Ana yürekli, fedakar, VATAN-MİLLET-DİN-DEVLET SEVGİSİ ile dolu olacak ki, evlatlarını da öyle büyütsün. İşte bu kahraman analardan biridir Şerife Bacı.

Anadolu, Çanakkale ve İstiklal Harpleri başta olmak üzere nice şehidler verdi. Anadolu’muz, Tüm İslam Dünyası’nda ve Turan İlleri’nde fedakar anaların kahraman evladlar yetiştirdiği bir topraktır. Günümüzde de öyle değil mi? şehid evladının cenazesinde haini ve düşmanı sevindirmemek için ağlamayıp, dudaklarını kanatırcasına ısırıp evladını kabre koyan analar bizim değil mi?

Şerife Bacı.. Fedakar Anadolu Anası.

Şerife Gelin 16 yaşında evlendirilir. Düğünden 2 ay sonra savaş çıkar eşi 6 ay sonra Çanakkale’de şehit düşer. 21 yaşına geldiğinde köylü onun yalnız kalmasını doğru bulmaz ve Topal Yusuf ile evlendirir. Topal Yusuf savaşta sol bacağını ve bir gözünü kaybetmiş kendi ihtiyaçlarını göremeyecek durumdadır. 3 yıl sonra bir kız çocukları olur. Adı “Elif” konur. Şerife Gelin, Elif’i emzirdikçe sütü çoğalır. Köyün yetimlerini hep o emzirir. Anadır O. Şefkat ve merhamet abidesi.

Kurtuluş Savaşı’nda İstanbul’dan takalarla kaçırılan silah ve cephane İnebolu’dan kağnılarla Kastamonu’ya taşınacaktır. Her evden bir kağnı yola çıkacaktır. Erkek varsa erkek yoksa genç veya kadın bu vatan görevini yapacaktır.

1921 yılının son günlerinde Şerife Bacı, Elif’iyle beraber yola çıkar. İnebolu’dan kağnıya yüklenen cephaneyi Kastamonu’ya götürmek üzere yola düşer. Yollarda, öküz ölüleri, kırılmış arabalar.. Hava şartları çok çetindir. Kar, soğuk, tipi…

Kastamonu Kışlası’na yaklaştığında top mermileri ıslanmasın diye sırtındaki evladının üzerinden aldığı kazağını mermilerin üzerine örter, yavrusu "donarak ölmesin" diye de üzerine abanır, evet, evladı donmasın diye ısıtıp yola revan olacaktır.… Vücut sıcaklığını Elif’ine veren kahraman Şerife Bacı ve yavrusu soğuktan donarak şehit olurlar.

Kastamonu Cumhuriyet Meydanı’nda, İnebolu ilçesinin girişinde ve Seydiler’de ilçe merkezinde anıt yapılır.

Değerli Dostlar.. Şerife Ana’nın O gencecik Ananın anıtını yüreklerimize dikmeli, Şerife Ana’nın manevi mirasını geleceğe, kıyamete kadar nesilden nesile yaşatmalıyız. Yaşatmalıyız ki, bir daha yurdumuz işgal edilemesin. Yaşatmalıyız ki, analarımızın ve kadınlarımızın toplumdaki değeri devam etsin. Yaşatmalıyız ki, kızlarımız hayatın ne kadar değerli ve kendilerinin bir toplum için, geleceğimiz, çocuklarımızın yetişmesi için ne kadar önemli olduğu bilinç ve şuuru ile büyüsünler.

unnamed-003.jpg

Dünya değişiyor. Görüyoruz. Maalesef her yenilik yanında günah ve haramlara kolay ulaşacak imkanları da getiriyor. Tabii güzel şeylere ulaşma imkanını da. Emperyalizm toplumları tamamen tüketmeye yönlendirmiş durumda. Bu yönelişte de kullandığı temel argümanlardan biri de maalesef kadın bedeni. Düşünün araba lastiğinin reklamı bile çıplak kadın bedeni ile yapılıyor. Ülkemizde bir zamanlar çağdaşlık çıplaklıkla özdeşleşti. O günler aşıldı mı? görünürde aşıldı ancak öyle mi?

Son yıllara kadar kadının iffetinin, dindarlığının, mensubiyetinin de sembolü olmuş başörtüsü ile mücadele eden ilkleri düşünün. Bir de şimdiki süslümanları! Artık Ramazan Ayında sokakta elinde sigara ile boyalı ve rüküş suratı ile dapdaracık kot pantolonu ile ama kafası deve hörgücü eşarplı kızlar dolaşıyor. Kim bu kızlar? Bizim kızlarımız… Oğullarımız da çok farklı değil esasında..

İffet ve haya timsali analarımızı hatırlatmak istiyorum size.. Onların tek dertleri evladlarını iffetle ve helal yoldan, imanlı ve namazlı büyütmekti. Onların haya duygusu o kadar büyüktü ki, yıkadıkları çamaşırlarını kururken dahi gören olmamıştır. Şimdi balkonlarda iç çamaşırlarını bile kurutan hanımlar var maalesef.

“Cennet, anaların ayakları altındadır.” buyuruyor Sevgili peygamberimiz (SAV).

Gelecek Şerife Ana’ların mirası ile kurtulur.

Milletimizin bağımsızlığı, Şerife Bacı’lar ve terbiye ettikleri şuur abidesi gençlerle kaimdir. Gelecekte 15 Temmuz İşgal Girişimlerinin önüne geçebilecek şuur olmadan devletimizin baki kalması mümkün müdür?

Unutmayalım! “Ana gibi yar olmaz.” Hangi ana? Elbette şerife Ana gibi.. Kadınlarımız, ilk öğretmenlerimiz değil mi? aslında hayatın büyük kısmını onlar yönlendirip belirlemiyorlar mı?

Şuurlu, İman, İslam ve Milli Terbiyemize bağlı kadınlarımız geleceğimizin teminatıdır. Geleceğimiz onların eseridir. Kadınlarımız saygıya layıktır. Ancak kendileri de bu şuurla davranmalıdır.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Mert Arşivi