Kemal Belgin

Kemal Belgin

Bundan iyisi can sağlığı!

Bundan iyisi can sağlığı!

Uefa Avrupa Ligi’nde eleme turlarına çıktık. Hem de üç takımla... Yani katılım açısından hayli zenginiz. Bir de hiç olmazsa şu turu geçebilsek diye heyecanlanıyorduk.
 
Peki, kontağı nasıl açtık? Önce Şampiyonlar Ligi’nden elenip buraya düşen Beşiktaş’la başlayalım. Rakip İsrail’in Hapoel şehrinin takımı idi. Düne kadar Avrupa Kupaları’nda iyi işler yapmış, bazı ünlü takımları dize getirmiş ve kadrosunda da kıyamet gibi yabancı futbolcu bulunuyordu. Beşiktaş bu maça Necip dışında hiçbir yenilikle girmedi. Hep söyledim, hep yazdım; Şenol hoca, şu Atiba’nın yanına bir orta şekerli oyuncu koy diye. Bu ne demek mi? Şu demek; Atiba savunmada yalnız kalmasın. Yanına konacak oyuncu oyunu her iki yönüyle de oynayacak tip olmalı... Ya Gökhan İnler ya da Necip olmalıydı. Oldu da... Hâl böyle olunca Tolgay daha fazla destek verdi ve ileri uçla bütünleşme, top alış verişi sağlıklı yürüdü genelde... Devrenin 1-1 bitmesinden sonra Beşiktaş, rakibinin maçı mutlaka alma adına yaptığı alan boşaltmalarını iyi değerlendirmeye başladı. Ve maçın bizim tarafa geçebileceği sinyalleri çoğalınca da hem Talisca, hem de Ömer oyuna girdiler, Gökhan İnler’le de işi bitirdik. 3-1’lik galibiyet bir yerde tur anlamı taşır. Tabii ki doksan dakikanın bittiğini ilan eden düdüktür kesin sonuç... Bu deplasman galibiyeti Beşiktaş için aynı zamanda büyük bir toparlanma aşısı oldu diyebiliriz.
 
Beraberlikle devam edelim... Osmanlıspor, rakibinin 10 kişi kalmasından da yararlanarak rövanşa en azından bir yenilgi ötesi avantajla girecek. Ancak ne var ki, orta alanda yine Musa tek başına oynadı. Yanına Mehmet Güven’in mutlaka alınması gerekirdi ta başlarda. Hoca neden bu ikiliden zaman zaman vazgeçiyor anlamıyorum. Bu yanlış NDaye’nin verimini düşürüyor. Çünkü bu futbolcu arkasında bir ikili varken her türlü gerekli riski alarak etkili olabiliyor. Rakip Olimpiyakos... Yani Yunan futbolunun en iyisi... Rövanşı da aynen Atina’da oynar gibi oynamak gerekir.
Ve yenilgi ile bitirelim. Fenerbahçe’nin rakibi Krasnador iki aydır resmi maç oynamayan bir takım. Sadece hazırlık maçları yaptı. Böylesine bir maç trafiği arızaya uğramış takıma karşı böyle mi takım çıkar? 2,5 aydır oynamayan Emenike’nin takımda ne işi vardı? Sen Hollandalı hoca, Sow’un hakikaten bir santrfor olduğunu mu sanıyorsun yoksa? O savunmayı dağıtacak tek adam kenarda duruyor ve son onu maça 71. dakikada alıyorsun. Rakip, öyle senin sandığım tadar iyi bir takım değildi Hollandalı... Sadece ön liberosu ve tandemi dikkat çekebilecek oyuncular. Diğerleri sıradan, makine düzenine yatkın, ferdi yetenekleri hemen hemen hiç olmayan tipler. Amatör takımın bile yemeyeceği tip bir gol yediniz ey beyler! Topa sahip olan Fenerbahçeli de paylaşım açısından hep şaşkın idi. Lens’in hemen hemen tek başına bütün akınları organize etme hırsı, yanlışı adını ne koyarsanız koyunuz, günümüz futboluna uymaz. Sanki bir on numara tipini oynamaya çalışıyor. Tur mu? O takım Fenerbahçe’yi Kadıköy’de yenemez. Ancak ne var ki bizim saha diyerek de bloklarımızın arasını açmamalıyız. Bence Fenerbahçe bu takımı dinlene dinlene yenmeli... Tabii ki sahaya doğru takım sürerek... Atııf bu maçların adamıdır böylesine bir rakip karşısında... Ozan da ilk on bir düşünülmeli, tabii ki Fernandao da ortada... Hollandalı ne yapar bilinmez. Çünkü her maç şapkadan tavşan çıkartıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Belgin Arşivi