İbrahim Tenekeci

İbrahim Tenekeci

Yapmak ile Yıkmak

Yapmak ile Yıkmak

Leylâ İpekçi Hanım'ın yazıları sadece aklımızı değil, kalbimizi de çalıştırıyor. Dikkat bahsinin yanına rikkat de ekleniyor. Hayatımıza kıymetli bir katkı.

Son yazısında, yine güzel bir yerden baktı: “Gönül, kâinattan büyüktür.”

Fethi Gemuhluoğlu, “insan gönülden ibarettir” diyor. Bizim Yunus ne diyordu? “Bir kez gönül yıktın ise…” Böylece gönül yapmanın da karşılığını öğrenmiş oluyoruz. Yapmak ile yıkmak arasındaki en muazzam fark. İklim nasıl da değişiyor.

Gönül, bütün güzelliklerin, inceliklerin ve manevî hallerin toplamı gibi geliyor bana. Yüksekte ve derinde duruyor. Çoğu zaman çıkamıyor veya inemiyoruz. Öylece kalıyoruz.

Gönül, ilâhî hatırdır. O hatrı daima korumalı, gözetmeliyiz.Gönül, gidecek ve kalacak tek yerimizdir.

Vücudumuzun bir parçası kirlenirse, yıkanır, temizleniriz. Gönlümüz kirlenirse ne yaparız? Düşünmeye buradan başlamak gerekiyor.

Gönlümüzü neler kirletir? Dünya hırsı, haset, kibir, yalan, kıskançlık. Maddiyata düşkünlük. Düşmek zaten budur.

Gönül yorgunluğu daha başkadır. Halden anlamayan insanlar, gereksiz meşgaleler, ağır dertler ve bedeller vs.

Biliyoruz: Beden yorgunluğu gider, gönül yorgunluğu kalır. Bu bize ne söylüyor? Gönlümüze yorgunluk veren işlerden ve ilişkilerden uzak durmalıyız. Gönlünü kaybetmiş kimselerle beraber yürüyemeyiz. Onlara bir şeyimizi emanet edemeyiz. Yanlarında güvende olamayız.

Göz görür ve beğenir, gönül duyar ve sever. Hisseder. Yazmıştık, yine yazalım: Bu dünyadan bize kalacak olan, gözümüzün gördükleri değil, gönlümüzün duyduklarıdır. O halde gönül gözümüzü açmaya vesile olacak iyilik ve güzelliklere, münasebetlere yönelmeliyiz.

***

İnsan ilişkilerine de gönül penceresinden bakıyoruz.

Gençlere yatırım yapmak yerine, onların gönlüne girmekten yanayız. Yatırım, kullanma ve kâr etme duygusunu da beraberinde getiriyor.

Gönlüne dokunamadığımız insanlara olumlu tesir etme imkânımız yoktur.

Arkadaşlık kurmak ile çevre yapmak arasındaki farkın hızla kapandığına şahitlik ediyoruz. Teşbihte hata olmasın: Yuva kurulur, bina yapılır. İki ayrı dünyadan bahsediyoruz. Aradaki fark, elbette gönüldür.

Öncelikle etrafımıza bakalım. Her durumdan kazançlı çıkanlar, aslında neyi kaybetmiş oluyorlar? Hemen ekleyelim: İnsanın sadece kendisini düşünmesi, en büyük düşüncesizliktir.

Karşımızdaki insanın da bir hayatı ve haysiyeti olduğunu bazen unutuyoruz. Attığımız bir adımın, söylediğimiz bir sözün onun gönlündeki yankısını hesap etmiyoruz.

Buradan her yere kadar insanların zaaflarına hitap eden bir devrin içindeyiz. Esas yol ayrımı burada başlıyor. Devrin şartlarına mı uyacağız, yoksa gönül ehli mi olacağız? Elcevap: Evvela birbirimizin gönlüne hitap etmeliyiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Tenekeci Arşivi