Kemal Belgin

Kemal Belgin

Bu son kalabalık mı?

Bu son kalabalık mı?

FENERBAHÇE futbol takımını adeta terk eden ünlü taraftarı bu defa Avrupa Kupası’nda tur atlanacak diye stada koşmuştu. Tamam; ful değildi stat ama yine de son maçları ölçü aldığımızda kalabalıklaşmıştı diyebiliriz. Peki, teknik direktörün ve Aziz Beyin dediği gibi, “Gelin ki, doldurun ki, takım da iyi oynayıp kazansın” çağrısı karşılık bulabildi mi? Hayır! Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi’nden de gitti. Devamla, geçen sezonki kadro Edirne dışında iş yapamamış ise bu yarıdan fazla değer kaybetmiş olanı yapabilir miydi? Cevap hazırdır bende, Hayır!  
 
Açarak devam edelim... Okurlarım çok iyi anımsayacaklardır; öteden beri Hollandalı hocaların artık hiç bir işe yaramadığını yazıp durdum, kaç defa... Şu hale bakanız lütfen; Krasnador ilk maçında Emenike ilk on birde, sonra yedekte Kasımpaşa oyunundan, hiç de girmiyor, Kadıköy’deki kupa rövanşında da meydanlarda yok... Bekler değişiyor durmadan... Salih, Kasımpaşa maçında umut olarak son uzatmayla birlikte 20 dakika oyuna giriyor, iyi işler de yapıyor ama bu rövanşta ortalarda yok... Yani ne yapıldığı bilinmiyor teknik adam tarafından... Hatta öylesine ki, bu son maçta Fenerbahçe savunması 70. dakikadan sonra üçlüye dönüyor. Yani 1-1’den sonra rakibin en etkili gibi görünen tarafı kanatlar davetiye çıkartılıyor. 
 
Rakip mi? Bu kulüp sekiz sene önce kurulmuş... Yani daha emeklemiyor bile... Ama anlaşılan o ki yönetimi ustalık gösteriyor, boyuna posuna göre yani cebine göre adam alıyor, hoca değiştiriyor alınan sonuçlara göre... Şöyle bir teknik değerlendirme yaparsak, takım elindeki kapasiteye göre oynamaya çalışıyor. Peki, kapasite nedir? Fenerbahçe’nin yarısı bile değil... Sadece kalecisi çok iyi, ön liberosu fena değil, santrforu da ukalalık etmediğinde etkili... Yani topu topu üç-dört adet bizim Süper Lig’de oynayabilecek oyuncusu var... Peki, bu takımın orta alanı nasıl? Vallahi teknik kapasitesi çok önde değil ama pas alış verişlerinde hep koşarak, hareket ederek kendilerini gösteriyorlar. Hal böyle olunca senin paslaşma yönü arızalı ekibine karşı saha kat edebiliyorlar. Hatta zaman zaman çalım atmaya bile gayret ediyorlar. 
 
7. dakikada gol yiyorsunuz. Ardında bir adedini de ukala santrfor Volkan’a nişanlıyor, sonra Sow’un havayı döğüşü ile geçinmeye çalışıyorsunuz. Lens’e ne oldu yahu? Koca maçta hiç bir kere adam geçtiğini gördünüz mü? Kornerleri mi? Duran top onlar... Gelelim Türk Spor basının Van Persie adlı oyuncusuna... Benim için mi? Daha geldiği ilk gün, “Bunda bir iş var. Böyle ünlü bir oyuncuyu Manchester United gibi bir futbol şirketi 6 milyon avroya satar mı” yazıp söyleyen tek spor yazarı-gazeteci benim... Bu maçta ne mi yaptı? Hem de onca dinlenme sürecinden sonra? Bir defa sağ ayağı ile topu dürttü. O top da kaleciye zor ulaştı. Sahada ne kadar mı kaldı? Bütün maç boyunca... 
 
Bu Krasnador’un maliyetini pek iyi bilmiyorum ama Fenerbahçe’nin dörtte biri olmadığına kim varsa bahse girerim. Peki, tur atlamak için illa ki bu değerde mi olmak gerekir? Hayır! Yeter ki en tepeden, en alta kadar çağdaş olabilesiniz... Şimdi Gaziantep’te kaybedilecek puan veya puanlar olursa, Beşiktaş da Galatasaray’a yenilmezse, sizce gelecek maça kaç kişi gelir? Hani başlıkla örtüşsün diye sordum...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Belgin Arşivi