Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Onlar hep kıyıda yaşarlar

Onlar hep kıyıda yaşarlar

“Hayat inanan ve salih ameller işleyenler dışında hiç kimsenin kazanamadığı bir oyundur.” Der Aliye izzetbegoviç. Ve bu ifadeleriyle inandım diyen ve inandığı sabiteler üzerine dimdik durabilen kimseler dışında kazananın olamayacağını ima eder. Peki, kazananlar deyince kimler canlanır tasavvurunuzda? 
 
Türlü türlü desiselerle elde edilen mevkiler, başkalarının acıları üzerine kurulan suni mutluluklar, yetimin malı ile kurulmuş malikaneler, haksızca elde edilen paralar, kibir ve gösterişe odaklı görüntüler mi gelir aklınıza? Peki, öyleyse gerçek anlamda kazananlar kimler? Siz onları hep kıyıda görürsünüz. Baktığınızda masumiyetleri ve içtenlikleri dışında dikkatinizi çekecek hiç bir şeyleri yoktur. 
 
Başınızı kaldırırsınız ve kimi zaman elleri nasır tutmuş bir işçiyi, kimi zaman çocuklarına ekmek götürebilmek için koşturan bir kadını, kimi zaman su satan bir genci, kimi zaman secdeye kapanmış bir adamı, kimi zaman duaya açılmış iki eli kimi zaman yol yorgunu bir yaşlıyı görürsünüz. Onlar sizinle yan yana yürürler fakat fark edemezsiniz. 
 
Peki, hayatın yorgun ve bitap bıraktığı bu insanları diğerlerinden ayıran şey nedir? Onlar, yaşamın güçlükleri ile mücadele ederken hayata hakikat gözlüğünden bakarlar, karşılığında vaat edilen şey ne olursa olsun tavırlarını daima doğrudan yana koyarlar. Onlar insani ilişkilerinde dürüstlüğü şiar edinmiş kimselerdir. Söze yalan katmazlar, insanların kuyularını kazmazlar, çıkarları için değerlerini feda etmezler… Bilinçsiz kitlelerin uçuruma doğru koştuğu bir ortamda siz onların ellerini havaya kaldırıp hakikati haykırdıklarını görürsünüz. 
 
Onları kimi zaman işçisinin emeğini sömüren bir patronun, kimi zaman iffet ve hayâ çizgisini aşmış bir gencin, kimi zaman adaleti katletmiş bir siyasinin karşısında, kimi zaman da karanlığın yararak ellerindeki meşaleyi kaldırmış vaziyette görürsünüz. Onlar seçkin semtlerde yaşayan elit kesime dâhil değillerdir, toplumun kaymak tabakası ile yakınlıkları ise hiç yoktur. Onların ne modern dünyanın kendilerine biçtiği kalıplara ne de unvanlara ihtiyaçları vardır. Sorduğunuzda size verecekleri tek bir cevapları vardır: Müslümanım Elhamdülillah…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi