Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Dış tehlike referandum gölgesinde kalmasın

Dış tehlike referandum gölgesinde kalmasın

Hoca’mın vefatının sene-i devriyesi sebebiyle bir haftayı aşkın süredir anma toplantıları yapılıyor, rahmetle yâd ediliyor, genellikle özlem ve sevgi ifadeleri dile geriliyor. Bu arada, Milli Görüşçüler dışında kalan kesimlerden de sağlığında anlayamamış olmanın itirafları geliyor. Bu itirafların samimi olduğunu düşünmek ve kabul etmek istiyorum. Çünkü niyet okumaya kalkışarak hüküm vermek doğru olmaz. Gerçi, Erbakan Hoca’mın dedikleri ve yaptıklarında suç bulamayan ama onun eylem ve söylemlerinin yıllar yılı devlette ele geçirdikleri köşeleri ve çıkarlarını kaybetme endişesine kapılanlar dedikleri değil, demediklerinden yargıladılar ve mahkûm ettiler.
 
Bu noktada Erbakan Hoca’mın anlaşılmaz bir insan olmadığını, çünkü hayatı boyunca illegal bir yapılanma ile belli hedeflere varmak istemediğini, hatta bu tür isteklere hep karşı çıktığını yakından bilen birisi olarak her işinin açık olduğunu hatırlatmak isterim. FETÖ’nün örgütlenmesini ve hedeflerini anlayamamış olmanın bir izahı olabilir ama Erbakan Hoca’mın anlaşılamamış olmasının bir izahı olmaz. Rahmetli Erbakan Hoca’mın kurduğu 4 partisinin kapatılmış olması anlaşılamadığından değil, insanımıza ve ülkemize biçtiği yer değer ve konumdan kaynaklanıyor. Çünkü Erbakan Hoca küresel sömürü odaklarının ve içerideki uzantılarının sömürülerine son verecek söylem ve eylemlerin takipçisi olmuştur. Bir bakıma içeride asker ve sivil bürokrasinin halk iradesini bir kenara iterek son sözü söyleme alışkanlığının önünün kesilmekte oluşuna karşı duydukları rahatsızlık ile aleyhte kampanyalar yürütmüşler, bir takım medyaya yalan haberler yaptırarak bu yalan haberleri mahkemelerde delil olarak kullanmışlardır. Kısacası, Erbakan Hoca’mın ne yapmak istediği anlaşılmadığından değil, anlaşılmış olmasından menfaatçi çevrelerce olduğundan farklı gösterilmeye çalışılarak zindanlara atılmış ve siyasetin dışına itilmiştir.
 
Erbakan Hoca’m siyaset sahnesinde oynanan oyunun gerçek yüzünü millete göstermiş, ülkenin belli çevreler tarafından kutuplaştırılarak bir horoz dövüşü sergilendiğini, iki kutuptan toplum hangisine yönelirse yönelsin iç ve dış sömürü odaklarına hizmet edildiğini meydan meyden, salon salon dolaşarak göstermiştir. Kısacası kurulu düzenin çarklarına çomak sokmuş, en azından sömürü çarkının eskisi gibi hızlı dönmesini engellemiştir. Bu engelleyişin sonunda çarkın devre dışı kalacağını gören sömürü odakları sürekli olarak Erbakan Hoca’mı yok edilmesi gereken hedef olarak göstermişlerdir. Bugün her fırsatta Erbakan Hoca’mı zamanında anlayamadıklarını söyleyenler zamanında farklı anlayışları ve çıkar saplantılarından kendilerini birazcık kurtarabilmiş olsalardı. Bugün ülkemizin yapısı çok farklı olurdu. Uzun süre yanı başında bulunan ve bugün her fırsatta birçok şeyi Erbakan Hoca’mdan öğrendiklerini söyleyenlerin onu terk edip giderken hangi iddialarda bulundukları hatırlandığında inancı, devleti ve milleti için ortaya çıkan, bunun için kendini feda etmeyi göze alanların anlaşılamamış(!) olmaları baştan kabullenmeleri gerekir. İnsanın bulunduğu her yerde vefa ve vefasızlık, anlaşılmak ya da anlaşılamamak yan yana bulunuyor.
 
Herkes kendi hesabını kendisi verecektir. Erbakan Hoca’mda zamanında anlaşılabilse, gerektiği gibi yararlanılabilse, destek verilebilseydi hiç şüphem yok ki ülke ve insanımız kazanacaktı. Ama olmadı, verilmedi, hep önü kesilmeye çalışıldı. Tüm bunlara rağmen Erbakan Hoca’m inancının gereğini hiçbir engele takılmadan ömrünün sonuna kadar yerine getirmenin çabası içinde oldu. Bu sebeple de o hiçbir şey kaybetmiş olmadı. Ona inananlar ise arkasından boynu bükük, öksüz kaldı. Bu eksikliğin yerinin dolmayacağı biliniyor olsa da Hoca’mın gösterdiği yolun boş kalmayacağı, ideallerinin hayata geçirilmesi için çalışılacağı gerçeği insanı teselli ediyor. Bu yazımı bir hatırlama yazısı olarak kaleme almış değilim. Çünkü benim ve benim gibi niceleri için Hoca’m her gün hafızalardaki canlılığını koruyor. Bu sebeple de her geçen gün özlemimiz artıyor. Biliyoruz ki, onunla geçmişte iyi günde kötü günde birlikte olmuş olmanın heyecanı ile teselli buluyoruz. Bu duygularla Erbakan Hoca’mı bir kez daha sevgiyle, özlemle ve rahmetle anıyorum. Allah mekânını cennet etsin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi