Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

BM’nin açlık bölgelerinde sadece levhası var

BM’nin açlık bölgelerinde sadece levhası var

YEMEN, Doğu Afrika ve Güney Sudan 1950’den bu yana en büyük açlık felaketini yaşıyor. Doğu Afrika’da milyonlarca insan açlıkla boğuşurken özellikle çocuklar yetersiz beslenme sebebiyle hayatlarını kaybediyorlar. Bu arada, kuraklık sebebiyle ortaya çıkan açlık milyonlarca insanı komşu ülkelere ya da kendi ülkeleri içinde başka yerlere göçe zorluyor. Ne var ki, özellikle BM milyonlarca insanın açlıkla boğuşması ve hayatını kaybetmesi karşısında duyarsızlığını sürdürüyor. Geçen sene açlıkla mücadele için BM’nin dünyaya yaptığı yardım çağrılarına katılım yüzde 40 civarında kaldı. Gelen yardımların büyük bir bölümü de aç insanlara değil, bir takım operasyonlara aktarılınca BM’nin yardım kampanyası yeni bir sömürü aracına dönüşmüş. Böyle olunca dünyanın neresinde olursa olsun, hangi din ve ırka mensup bulunursa bulunsun açıklıkla pençeleşen bu insanların yardımına koşmak her zaman olduğu gibi yine Türkiye’ye ve insanımıza düşmüş durumda. Hemen belirtelim ki bu hususta insanımız genlerinde taşıdığı insanlık sevgisi ile elinden gelen yardımı sürdürüyor.
 
Son olarak Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık’ın öncülüğünde “Yemen’in, Doğu Afrika’nın, Güney Sudan’ın Umudu Ol” kampanyası başlatıldı. TİKA ve AFAD gibi resmi yardım kuruluşlarının yanında 30’u aşkın yardımlaşma derneğinin katılımı ile başlatıldı. Toplantıda açlık ve kuraklıkla boğuşan ihtiyaç sahiplerine yardımların koordinasyon içinde ulaştırılması ortak görüş olarak ortaya çıktı.
 
Yemen, Doğu Afrika ve Güney Sudan’dan gelen haberler insanın kanını dondurur mahiyette. Çocuklarını açlıktan ölmekten kurtarmak için üç çocuğu ile günlerce yürümek zorunda kalan, bir süre sonra takati kesildiği için en büyük çocuğunu geride bırakarak hiç olmazsa iki küçük yavrusunu kurtarmak için gözü arkada yola devam etmek zorunda kalması, doktorların maaşı ödenemediği için kapanan devlete ait sağlık ocakları ve hastaneler sebebiyle bulabildikleri özel doktorlara gitmek zorunda kalan insanlar çocuklarının hayatta kalabilmesi için doktorun yazdığı reçeteyi yaptırabilecek parayı bulamaması, parayı bulsa bile gerekli ilacı bulamaması karşısında yere yatırdığı çocuğunun başında çaresizlik içinde bekleyen annenin iç dünyasını tuzu kuru olanların anlaması zor olabilir ama insanımızın geçmişten gelen hasletleri sebebiyle elindeki ekmeğini ihtiyaç sahipleri ile paylaşmayı bir sorumluluk bilinci olarak sürdürüyor. Buna karşılık BM’de son sözü söyleyen Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri ise olayları seyretmeyi tercih ediyorlar. Çünkü onların işi dünyayı sömürmek, çatışmalar çıkartarak insanları yerlerinden göçe zorlamak. Bu arada açlık ve susuzluktan, doktor ve ilaç bulamamaktan ölüyorlarmış onları fazlaca ilgilendirmiyor. Bu bakımdan BM’nin varlık sebebi mutlaka sorgulanmalı. Çünkü açlık bölgelerine yakın zamanda gidip oralarda yaşananları anlatanların anlattıkları karşısında insanlığını yitirmemiş olanların tepkisiz kalması mümkün değil. Özellikle de Afrika’daki felaket bölgelerinde geçen sene gelip levhalarını diken BM görevlilerinin aradan geçen zamana rağmen bir daha görünmemeleri dikkat çekici değil mi?
 
Hemen belirteyim ki, Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın başlattığı “Yemen’in, Doğu Afrika’nın, Güney Sudan’ın Umudu Ol” kampanyasına her zaman olduğu gibi bu defa da milletimizin ilgi göstereceği kesin. Zaten bu tür kampanyalar düzenlenmiyor bile olsa insanımız yardım dernekleri aracılığı ile ihtiyaç sahiplerinin yardımına koşmayı sürdürüyor. Ancak, yardım derneklerinin belli bir koordinasyon içinde insanımızın bağışlarının ihtiyaç sahiplerine ulaştırması sanıyorum acıların daha kısa zamanda sona erdirilmesine yardım edecektir.
Yıllar yılı Afrika ve dünyanın çeşitli yerlerindeki zenginlikleri sömürmeyi iş edinmiş ülkelerden yardım beklemenin yanlış olduğunu sanıyorum söylemeye gerek. Sömürgecilerden yardım değil, ülkelerine geri dönmelerini istemek ve beklemek doğru olur. Kısacası, onlar ellerini çektikleri zaman iç çatışmalar da en aza inecek, garibanın halinden anlayan dünya üzerindeki mazlumlar ise ellerinden geleni yerine getireceklerdir. Bu bakımdan zalimlerden yardım beklemek yerine gölge etme başka ihsan istemem demek gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi