Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Gülen’i anlamak..

Gülen’i anlamak..

Gülen’i anlamak kolay değil. O hiçbir şey ya da her şey. Gülerce onu Hitler’e benzetiyor. Bana göre Saul’e, namı diğer Pavlus’a benziyor.

Onu anlamak için Mehdi-Mesih olayını iyi bilmek gerek.

Yine Gülen’i anlamak için 2 kilit isim: Fuat Doğu ve Yaşar Tunagür.. Bir de 3’üncüsü var  Kasım Gülek.. CHP Genel Sekreteri. Gülen’in CHP ile ilişkileri çok eskilere dayanır.. Biraz da Sabatay Sevi’ye benzer sanki. Ecevit’le başlamaz Gülen’in CHP ile ilişkisi.. Ecevit; eğer tek kişilik şefaat yetkisi verilse onu, onun lehine kullanacağı tek kişidir.. Ecevit sonrası da Gülen’in CHP ile ilişkisi hiç kopmamıştır. Baykal ya da Kılıçdaroğlu dönemi fark etmez.

Gülen’i anlamak çok da kolay değil. Nerede başlayıp, nerede bittiğini kestirmek zor.

Biraz şizofren, biraz megaloman, egosantrik, sinsi biri. Kendini 1. Adam gibi göstermeye çalışan bir figüran.. Son projesinde “Kainat İmamı” rolü oynayan aktör, aslında o bu projenin bir taşeronundan başka bir şey değil..

Aile bağları derin. Hem anne, hem baba tarafından incelenmeye değer.. Biraz Kafkasya, biraz Balkanlar.. Erzurum, Diyarbakır, İskenderun, Edirne, Tekirdağ, İzmir, Ankara, İstanbul, Pensilvanya.. Bakalım, bundan sonra nere..

İskenderun’da askerde iken Askeri İstihbarat personeli imiş. Görevi telefon dinleme.. Komutanı Fuat Doğu. Fuat Doğu MİT müsteşarı olunca o da MİT’e geçiyor.. Gülen Fuat Doğu’nun cenazesini kıldıran adam. Gülen’in CIA ile ilişkisinde de Doğu’nun kilit bir rol oynaması gerekir..

Gülen’in ilginç bir nüfuz kabiliyeti var. Tevazu elbisesi altında saklanan bir kibri, hilm elbisesi altında sakladığı bir zalim yanı da var. Takıyyeci bir karakter.. Kahinliğe meraklı.

Ama artık deşifre oldu. Suçüstü oldu, yapacak fazla bir şeyi yok, ama yine de son kez şansını denemek isteyecek.. Çılgınca, tehlikeli.. Rakipleri, dostları ve kendi başını belaya sokacak tehlikeli şeyler yapabilir..

Mesela Erdoğan’a zarar verecek olursa, Erdoğan’ın başına bir şey gelecek olursa, bunun bedelini hem kendisi, hem ona destek veren efendileri ve hem de yakın çevresi çok ağır şekilde öderler. Bir daha rahat yüzü görmezler. Bunu biliyor olmaları gerek.. Sanki biraz da ondan korkuyorlar.

FETÖ şimdi zaman kazanmaya çalışıyor. İçerideki dostları da tabanı korku ve umutla bir arada tutmaya çalışıyor.. Bir kısım aşağılık adamlar, güya kendilerini sureti haktan göstermek için, eskiden kendileri ile birlikte olup daha sonra ayrılan ya da kendileri için tehdit oluşturan kişileri iftira, kumpas kurarak FETÖ’cülükle suçlayarak ihraç ettirip, işi sulandırmak istiyorlar.. Bu şekilde birilerini de korkutup kendi yanlarına çekmeye çalışıyorlar.. Geçen gün Kastamonu, Merzifon, Amasya’da idim, STK temsilcilerinden bazı akademisyen ve bürokratların başına gelen son derece ilginç olayların hikayelerini dinledim.. Sadece orada değil, memleketin birçok yerinde benzer hikayeler anlatılıyor, mesajlar, mektuplar alıyorum..

Bu adamlar hâlâ oralara nasıl getiriliyor, orada nasıl duruyorlar..

Kesinlikle bu adamlar tesbit edilip görevden uzaklaştırılmalı. Bunların kurbanlarına iade-i itibar yapılmalı. Bu adamlar hem FETÖ’den, hem de başkalarını FETÖ’cü olmadıkları halde FETÖ’cülükle suçladıkları için ağırlaştırılmış bir şekilde cezalandırılmalı. Bu adamları o göreve getirenler, arkasındaki siyasi kişiler ve üst bürokratlar da aynı şekilde takibe alınarak, gereği yapılmalı.. Bu rezil adamların arkalarında hâlâ bazı bakanların, milletvekillerinin, işadamlarının, parti yöneticilerinin olduğu söyleniyor..

Bu adamlar FETÖ’nün gizli gücü. FETÖ içeriden ve dışarıdan bazı kişi, grub ve örgütlerden her anlamda ciddi destekler alıyor. Bu adamın içimizdeki ajanları şimdi kendilerini başka kimlikler ve aidiyetlerle tanıtıyorlar.. Yeni başka sivil örgütler kuruyorlar.. Yakın çevrelerini, tehdit ve şantajla yakınlarında tutuyorlar.. Bunların esoterik bir yanı var. Yakın çevreleri çarpılmaktan korkuyor. Yabancı istihbarat örgütlerinin ellerindeki arşivlerde kendileri aleyhine dosyalar bulunmasından korkuyorlar. Bu çevrelerin adamları tarafından başlarına iş açılmasından korkuyorlar.. Bunların bir kısmı medyum. Biyonik robot, hipnozla mankurtlaştırılmış. Bir kısmı İslam diye böyle bir dine iman etmişler.. Buradan ayrılırlarsa dinden çıkmış olacaklarını, dünya ve ahirette zelil olacaklarını düşünüyorlar..

Tabii bu arada bir yandan, bu işlerle hiçbir alakası olmayan, ya da bir şekilde birlikte bulunmuş veya daha önce beraberken bugün ayrılmış olanları, aileleri bu çevrelerle ileri derecede ilişkisi olan kripto tipler de olsa, aile içinde buna/bunlara karşı çıkanlar olabileceğini hesaba katarak bir politika geliştirmek gerek.. Bunu yaparken, dönmediği halde dönmüş taklidi yapan takıyyecilere ya da kendini feda ederken yakın çevresini kurtarmaya çalışanlara da dikkat etmek gerek tabii. Bunu söylemek kolay da, yapmanın o kadar kolay olmadığını da bilmek gerek.

Bu işleri yaparken yanlışlıklar da olacak, bu kaçınılmaz. Hatta bazı ihanetler de.. Buna karşı öfkeli tepkiler yerine sabırlı bir direnç gerekiyor. Bu işler, bugünden yarına, hemen düzelmeyecek.. Bu işin daha siyasi ayağı tam çözülmedi. Bir gün sıra ona da gelecek. En azından konjonktürel olarak daha biraz zaman gerek.

Referanduma kadar bir şey olmayacak. Referandumdan sonra da işler hemen düzelmeyecek. Belki seçimleri beklemek gerekebilir. Ama referanduma katılım yüksek olursa, Evet’e destek de %60’ın üzerinde gerçekleşirse, FETÖ ve PKK ile mücadele de hız kazanacaktır. 

Selâm ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi