Kemal Belgin

Kemal Belgin

Halimize bakınız!

Halimize bakınız!

TÜRKİYE’NİN kuruluş itibarıyla en eski kulüpleri, 1903 Beşiktaş, 1905 Galatasaray ve 1907 Fenerbahçe’dir... Yani bunlar ülke sporunun temelini atmış olanlardır. Taa o tarihlerden başlayarak birçok spor branşında var olmuşlar, gerek kulüp bünyesinde, gerekse de milli forma ile ülkemizi yurt dışında temsil etmişlerdir. Aralarındaki müsabakalarda ise son 25-30 yıl hariç., gerçek anlamda bir dostluk, yarışma rekabeti ortaya koymuşlardır. 
 
Bu özetle bu üç büyük kulübümüzü bir kere tarif etmeye çalıştım.  Ama gelin görün ki, son yıllarda bozulmadık yeri kalmamış ülkemizde bu kulüplerimiz de ne yazık ki, tarihleriyle ters düşmektedirler.
 
Açalım... Galatasaray’da bir Fetöcü meselesi yaşandı. Olağan mali genel kurulda önce 7 kişiden beşi ihraç edildi, sonra ikisi aynı kalabalık tarafından hoş görüldü. Vay sen misin? Ortalık toz duman oldu. Yönetim hemen toplanıp, o geri kalan iki sporcuyu da ihraç ettiğini açıkladı. Yani genel kurulun üstüne çıktı. Var mı dernekler kanununda böyle bir şey? Yok tabii ki... Sonra aynı yönetim demez mi, başkanının ağzından, “Zaten atacaktık ama işi genel kurula bıraktık. Olmadı, şimdi attık... “ Gerekçe de, malum zaten... Ancak ne var ki, siz yönetim olarak genel kurulun üstüne çıktınız. Bu yanlış. Şimdi birileri çıkıp caz yapsa, bu karar geçerli olmayabilir. O zaman, benim geçenlerde yazdığım gibi bir olağanüstü genel kurul toplamanız gerekir. Mektep kökenli kulübe dikiz! Üstüne üstelik bu kulüpte 2700’den fazla üye hâlâ aidatlarını ödememişler... 
 
Devam edelim... İlk kulüp Beşiktaş’ta da bir divan kurulu problemi yaşanıp duruyordu. Yönetim, Divan kongresi yapılmasını isterken, Divan bunu reddediyordu. İş ne yazık ki mahkemelik oldu. Sonunda da mahkeme divan kongresinin yapılmasına karar verdi. Şimdi Beşiktaş yönetimi hem ligde, hem de UEFA Avrupa Ligi’nde şampiyonluk kovalarken, yani futbol sahasında ter dökerken diyelim halk deyimi ile bir de Divan kongresine eğilecek. Divan nedir mi? Önemlidir. Eski üyelerin toplandığı ve öneride bulunduğu, yeri geldiğinde yönetimi eleştiren bir topluluk. 
 
Fenerbahçe ile bitirelim... Ne Yüksek Divan Kurulu’nda, ne de genel kurullarında başkanı ve yönetimi eleştirmek adeta yasak gibidir. Hatta bazı sporcu grupları ki, pazıları olanlar, bir kenardan kürsüde eleştiri yapmaya kalkanlara bağırırlar. Öylesine yasaktır ki bu, kulübün televizyonundan divan toplantılarının sadece başı yayımlanır, yani başkan ve denetçiler konuşur. Geri kalanı, neme lazım yönünden adeta sansüre uğrar... Ek olarak, bu kulüpten son on beş yılda birçok üye incir çekirdeği doldurmayan gerekçelerle ihraç edilmiştir. Bu kıyım devam etmektedir ne yazık ki!
 
İşte ülke sporunun temelindeki ciddi arızayı dile getirmeye çalıştım. Transferdi, ligde, kupaydı, başka spor branşlarıydı falan bunlar gelip geçicidir. Ama yönetimler, genel kurullar, divanlar başka bir şeydir. Ve hala masa üstünde duran Kulüpler Yayası çıkmadıkça da bu kara tablo devam edecektir. Bu yasa benim bildiğim kadarı ile yedi-sekiz senedir sumen altındadır. Ve de kulüplerce mümkün olduğunca engellenmektedir.       
 
Öyle bir saha dışına çıkayım dedim...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Belgin Arşivi