Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Doğru ile yalan birbirine karıştı

Doğru ile yalan birbirine karıştı

Halkoylaması kampanyası hırslarının esiri olmayanları tedirgin ediyor. Çünkü karşılıklı suçlamalar eleştiri boyutlarını çoktan aştı, hakaret sözcükleri havada uçuşuyor. Özellikle karşılıklı yalancılık ve hainlik suçlamaları demokratik olgunluğun yerini ithamların aldığını gösteriyor. Bu noktada en net örnek bir taraf ‘Hayır’ diyenleri terör örgütleri ile birlikte hareket ettiklerini söylemlerine karşılık buna bir de Başbakan Yıldırım’ın Kılıçdaroğlu’na karşı bir mitingde, “Evet oyu veren haindir cümlesinin hesabını versin” çıkışı eklendi. Kampanya böylece çıkmaz bir sokağa girmiş görünüyor. Çünkü ‘hayır’ diyenler terör örgütleri, yani hainlerle birlikte hareket etmekle suçlanırken, öbür yandan ‘evet’ diyenlerin de hain olduğu ileri sürülüyorsa hain olmamak için çıkar yol 16 Nisan’da sandık başına gitmeyerek oy kullanmak gerekiyor. Çünkü ‘evet’ diyenler de ‘hayır’ diyenler de hain olarak nitelendirilecekse böyle bir halk oylamasının gereği yoktur. İnsanımız sandık başına gittiğinde ‘evet’ ya da ‘hayır’ diyecektir, bir başka alternatif yoktur. Bu bakımdan sandıktan nasıl bir sonuç çıkarsa çıksın bu sonucu her kesimin normal karşılaması gerekir. Aksi durum kendi gibi düşünmeyenlere tahammülsüzlüğü gündeme getirir ki, bir yandan demokrasinin ülkemizde kökleşmesi ve gelişmesi için anayasa değişikliği yapıldığı ve bunun halkın oyuna sunulduğu ileri sürülürken yürütülen kampanyada insanımız nasıl bir tavır takınırsa takınsın hainlikten kurtulamıyor yaklaşımı dile getiriliyorsa bırakın her şey olduğu gibi kalsın. Halbuki, etrafımızın ateş çemberine döndüğü bir noktadayız ve tüm bunları görmezden ve bilmezden gelerek anayasa değişikliğini kavga sebebi yapıyorsak bu işte bir anormallik olduğunu görmek durumundayız.
 
Irak ve Suriye’de sömürgeciler tarafından soykırım uygulanıyor. Her gün yüzlerce Müslüman hayatını kaybediyor. Onun yanında Irak’ta oluşturulmuş olan bölgesel yönetim bağımsızlık ilanı için fırsat kolluyor, nabız yokluyor. Ayrıca ABD ve Rusya elbirliği ile bir yandan Türkiye’ye yönelik dostluk ifadeleri kullanıyor öbür yandan Irak’taki bölgesel yönetimin ikinci ayağını Suriye’de oluşturmanın peşindeler. Artık herkes görüyor ve biliyor ki, Suriye’de hesap tamamlandıktan sonra sırada Türkiye vardır. Böyle bir ortamda  halkoylaması kampanyasını kan davasına dönüştürmek sadece dış düşmanlara fırsat sağlıyor ve onların planlarını rahatlıkla yürütmelerine zemin hazırlıyor. Bu arada AB ülkelerinde yaşananları, terör örgütleri mensuplarını korumak ve kollamak adına ülkemiz yöneticilerine karşı sergiledikleri düşmanca tavır da işin bir başka boyutu. Bu da yetmiyor, ülkemize ekonomik olarak diz çöktürme adımları atılıyor. 
 
Bu dış düşmanlara karşı gereken cevaplar sözle veriliyor. Hatta, aslanlar gibi kükreniyor. Ancak bu kükremenin istenen sonucu vermesi, öncelikli olarak içeride kendi aramızda kenetlenmemiz gerekiyor. Her gün birbirimizi yalancılıkla ve hainlikle suçlayarak bu birlikteliği sağlamamız mümkün olabilir mi?
 
Kaldı ki, halkoylamasında ‘hayır’ bile çıkmış olsa, bugünkü durumda bir değişiklik olmayacaktır. Yani Cumhurbaşkanı ve hükümet yerlerinde çalışmalarına devam edeceklerdir. Bunun ötesinde sandıktan ‘evet’ çıktığında da bugünkü durum 2019’a kadar devam edecektir. Kısacası ‘evet’ ve ‘hayır’ diyenleri hainlikle ve yalancılıkla suçlarken sandıktan nasıl bir sonuç çıkarsa çıksın bugünkü sistemin en azından 2019’a kadar devam edeceğini unutmamak gerekiyor. Öyle anlaşılıyor ki, karşılıklı olarak siyasilerin birbirlerini yalancılıkla suçlamalarına imkân veren birtakım durumlar söz konusudur. Söz gelimi bir taraf anayasa değişikliğinde Cumhurbaşkanı’nın Meclis’i feshetme yetkisi var derken, buna karşılık iktidar kanadı yalan söylendiğini ileri sürüyor. Niçin böyle oluyor, denirse getirilen değişiklikte iki tarafı da haklı gösterecek bir düzenleme söz konusu. Bu bakımdan düşmanlıkları körükleyici bir dil ve üsluptan kaçınmak ülkemizin geleceği açısından gereklidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi