İbrahim Kahveci

İbrahim Kahveci

Herkes uçmayı bekliyor

Herkes uçmayı bekliyor

Türkiye önemli bir eşiği daha geçti. Artık seçim süreci bitti.

Seçim sonuçlarının dağılımına baktığımda benim için en dikkat çeken sonuç şu: Ülke ekonomisinin belkemiği olan bölge ve illerde çok ciddi seçim uyarıları var. Üreten, çalışan ve ekonomik riski her an yaşayan bölgelerde oyların dağılımı önemli değişimler içeriyor.

Tabiri caiz ise, köprü, otoyol, havalimanı gibi hazine garantili büyük yatırımlara Anadolu’dan onay çıktı. (sosyal medyada gördüm ve beğendim) 

Hep söylerim ve yine tekrar edeceğim: Ülkemin geleceği için bu tür kamu yatırımlarına hazine garantisi vererek, gelecek nesillere ipotek yüklemek daha büyük maliyet getirmektedir.

***

Bir seçim bitti.

Ama vaatler o kadar büyük ki. Sadece siyasetten gelmedi bu vaatler. Mesela ITO bile adeta seçim vaatleri verdi. Veya MUSİAD bile ülke uçacak demeye getirdi. Adeta herkes elini taşın altına koydu. Herkes vaat üstüne vaatte bulundu.

Hep bir ağızdan “ülke uçacak” dedik. 

Kurtuluş yolu olarak yönetim sisteminin değişmesini gösterdik.

Ben bu seçimi “herkese 2 anahtar” seçimine biraz benzettim. O vakit vaatleri sadece siyaset vermişti. Oysa şimdi hepimiz sorumluluk üstlendik. Önemli olan herkesin bu sistemde elini taşın altına koymuş olmasıdır. Bence bu da büyük bir başarıdır...

15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından oluşan “Milli Birlik Gücüne” de çok önemsemiştim.

Özet olarak: Artık herkes sorumluluk üstlenmiştir.

***

Mesela dolar 4,0 liraya geldiğinde herkes hesap vermek zorunda olacaktır. Veya işsizlik oranı kalıcı olarak tek haneye düşmez ise, herkes Allah nezdinde de hesap vermek zorunda kalacaktır. Sadece siyaset değil, herkes ve hepimiz hesap vereceğiz.

Çünkü beklentiler artık normal ötesine taşmış durumda.

Sorumluluk ve vaat sıralamasında sadece siyaset ve iş dünyası değil, medya da elini taşın altına koymuştur. Bir çok gazete ve ekonomi yazarı “uçacağız” haberleri ve yazıları ile adeta siyaset ve iş dünyasını geçti. Kısaca artık herkes sorumluluk üstlenmiş durumda. Herkes yeni sistemin aynı zamanda sorumluluk ortağı durumuna gelmiş oldu.

Bence ortak sorumluluk üstlenilmesi önemli bir adım ve başarıdır.

***

Dün gelen veriler uçma noktasında pek iç açmadı. Mesela artık ülkemizde 4 milyon işsiz olduğunu öğrendik. Ama İş-Kur 3 aya yakındır veri açıklamadığı için seçim öncesi 700 bini aştı denilen “istihdam seferberliğinde” sonucu göremiyoruz.

Haziran’ı bekleyeceğiz. 

Maliye verileri gösterdi ki, bütçenin ağzı epey açılmış. Üç ayda 160 milyar lira para harcanmış. Sadece Mart ayında 58,6 milyar liralık bir bütçe gideri söz konusu. Giderler yüzde 25,0 artarken, gelirler yüzde -3,0 geriledi.

Devlet almadı ama verdi. Hem de iyi para verdi.

Aynı durum bankacılık sektöründe de söz konusu. Mesela 2016 yılı ilk 4 ayında bankacılık sektörü kredileri 25 milyar 131 milyon lira artmıştı (%1,73). Oysa 2017 yılı ilk 4 ayında bankacılık sektörü kredileri 111 milyar 844 milyon lira artış göstermiş (%6,63).

Piyasaya bir taraftan kamudan para aktarılmış, diğer taraftan bankalardan para akıtılmış.

Şimdi bütün bunların geri dönüşüm zamanı geliyor. Sadece tüketim ve faiz ile çarkların sürdürülebilir şekilde dönmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Bu nedenle üretimi destekleyecek daha uzun vadeli somut adımlara ihtiyacımız olacaktır.

Hak!

Bu konuda hiç hassas olmayacağım. Linç kültürünün ne hale geldiğinin en somut örneği Ali Bayramoğlu’nun başına gelenlerdir.

Benim için 28 Şubat sürecinde adeta kahramanlık destanı yazmış kişilerin çok özel önemi vardır. Hatta 27 Nisan muhtırasında bile bugün çok sesi çıkanlar susarken, onlar konuşuyordu.

Ali Bayramoğlu başından geçenleri kısa bir açıklama ile duyurdu. Bu yaşta bir insanı “nerede ise 5-10 kişiyi darp etti” noktasına getiren ne dediğini bilmez, hadsiz ve güç sarhoşlarının linç etmesine sessiz kalamam.

Kalabalıkların yanında mı olacağız, yoksa ‘Hak’kın mı? Herkes bilsin ki, benim inancım bana ‘Hak’kı emrediyor. Bugün Gülay Göktürk’ün yazmıyor olması da benim içimde yaradır. Onlar iktidar yokken güce karşı durdular... Onlar varlıkta değil, yoklukta demokrat oldular; özgürlükleri savundular.

Ne mi yaşandı? Bunu sormak bile abestir.... yok illa soracağım diyorsanız sosyal medyadan en detaylı şekilde öğrenebilirsiniz. Ali abinin açıklamalarını...

Anladınız mu durumu!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Kahveci Arşivi