Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Zalimlerle işbirliği ne anlama gelir?

Zalimlerle işbirliği ne anlama gelir?

Yeryüzünde zalimler ittifakı hüküm sürüyor. Böyle olmasaydı dünyanın çeşitli köşelerinde kan ve gözyaşı akar, dünyanın zenginlikleri Haçlı ittifakı tarafından yıllardan beri sömürülür müydü? Zaten sömürü demek zulüm demektir. Bunun bir de silah yoluyla yapılıyor olması zulmü daha da artırıyor. Sadece çevremizde cereyan eden olaylara baktığımızda bile zalimlerin çıkarları uğruna insan hayatına hiç değer vermediklerini, bir damla petrol uğruna milyonlarca insanı katledebildiklerini söylemek yanlış olmaz. Bu bakımda dünyanın geleceğinin aydınlık olabilmesi, kan ve gözyaşının son bulması için zulmün yerine adil bir düzenin, sömürünün yerine adil paylaşımın hâkim olması gerekiyor. Ve elbette israfın yerine tasarrufu gerektiriyor. Şu anda yeryüzünde bir milyar insan her gece yatağına aç yatıyorsa bunun sebebi yeterli gıda olmadığından değil, var olan gıdanın çok büyük bir kısmına el koyan sömürgecilerin paylaşımdan uzak israfa dayalı hayat tarzları sebebiyledir. Girdikleri ülkelerde önce yerüstünde ne buldularsa götürenler, daha sonra yeraltı zenginlerine el atıyor, ülkelerine taşıyorlar. Bununla da yetinmeyip insanları iş gücü olarak kullanmak üzere köleleştiriyorlar. Bugün Afrika’da yaşan açlık ve susuzluğun ana sebebi uygulanan sömürü düzenidir. Zaman içinde kölelik düzeni şekil değiştirmiş olsa bile devam ediyor. Çünkü zalimler için kendilerinden ve kendileri gibi olmayanların insan sayılmadığı bir dünyada yaşıyoruz.
 
Sömürgecileri ete kemiğe büründürmeye, isimlendirmeye gerek yok diye düşünüyorum. Ancak, sömürürü ve sömürgecilikten bahsedildiğinde ilk akla AB ülkeleri ve ABD’nin geldiğini söylemek yanlış olmaz. Amerika’ya ilk giden Avrupalı beyaz adam öncelikli olarak kıtanın yerli halkını yok ederek o insanların topraklarına ve sahip olduğu zenginliklere el koydular. Bugün kültürel bir motif olarak kıyada köşede birkaç Kızılderili ailesi kalmış ise bunun sorumlusu Avrupalı sömürgeciler değil midir? Ve yine Amerika’nın yerlilerine soykırım uygulayıp kökünü kuruttuktan sonra geniş verimli arazilerde çalıştıracak insan ihtiyacı Afrika kıtasından gemilerle taşınan insanlarla karşılanmadı mı? Kısacası, Haçlılar kendileri gibi olmayan, kendileri gibi inanmayan, kendilerine benzemeyene insanlara yüz yıllardan beri hayat hakkı tanımadılar. Belki zaman içinde uygulamada sebepler değişmiş olabilir. Bu zalim soykırımcı katillerin sebepleri bazen ekonomik olabildiği gibi bazen de din farklılığı olmuştur. Haçlı Seferleri’nin ana sebebi Hıristiyanların Müslümanları Kudüs’ten atmak değil midir? Bugün Afrika’dan, Irak, Suriye ve Afganistan’dan çeşitli yollarla AB ülkelerinin kapısına dayananların ölüme terk edilmesinin sebebi paylaşmamak düşüncesi ve din farklılığı değilse nedir?
 
Bu arada Irak, Suriye ve Afganistan ya doğrudan işgal ya da maşaları vasıtası ile karıştırdıktan sonra ülkelerini terk etmek zorunda kalan insanların ülkemize sığınanların ya da AB kapılarına dayananlar arasında tahsillerine ve mesleklerine göre seçilerek kabul edilmesi, diğerlerinin ya kamplarda ya da Akdeniz’in sularında ölüme terk edilmesinin sebebi çağdaş kölelik anlayışı değilse nedir?
 
Artık Batı olarak nitelendirilen ya da kendilerinin verdikleri bu Batı tarifi içine girenlerin zalimliklerinin gizli bir tarafı kalmamıştır. Böyle olunca hiç olmazsa mazlumlar ve mazlumların safında yer alanların bu zalimlerle aynı safta olmaması gerekiyor. Aynı safta kalmayı tercih ettikten sonra zalimlerin zulmünden şikâyet etmenin fazla bir anlamı olmuyor. Elbette zulme karşı olan herkesin zalimlere tavır alması, sesini yükseltmesi gerekiyor. Ancak, bir yandan zalimlere karşı sesimizi yükseltirken ardından da AB Bakanı Çelik, “İşbirliği Avrupa’ya bağlı. Türkiye ile Avrupa arasındaki ilişkiler, yapısal olarak bundan sonra da çok güçlü bir şekilde sürecek. Bu tartışılmaz bir gerçek” diyorsa o zaman zalimlere karşı yükseltilen ses anlamını yitirmez mi? Öbür taraftan ABD’nin bölgemize yönelik politikalarının yakın geçmişi değerlendirilirken, “Obama bizi kandırdı” denmesine rağmen birlikte yürümek adına çeşitli temaslar sürdürülüyorsa birlikte olduklarımızın zalimliklerinin vurgulanması anlamını yitirmez mi? Böyle olunca da birlikte hareket etmemek gerekmez mi? Zalimlere karşı yükselen ses elbette insanın hoşuna gidiyor ama o zalimlerle birlikte hareket ediliyor olmakta üzüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi