Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Ben ve öteki (2)

Ben ve öteki (2)

Tonybee’nin “Meydan okuma ve Karşı koyma” kuramından etkilenerek yol çıkan Huntington medeniyetler çatışması tezinde, kültürel farklılıkları öne çıkararak, kitleleri çatışma ortamına çekmeyi ve İslam toplumlarından düşman oluşturmayı öngörüyordu. Buna göre kültürler arası çatışma körüklenecek ve durumdan vazife çıkarılacaktı. Nitekim Huntington’undemagog Michael Dibdin’in Ölü lagün adlı romanından alıntıladığı şu ifadeler bu zihniyetin hedefini açıkça ortaya koymaktadır: “Gerçek düşmanlar olmadan gerçek dostlar olmaz. Ne olmadığımızdan nefret etmediğimiz sürece ne olduğumuzu sevemeyiz” Huntington bu ifadelere dikkat çekerek, oluşturulacak yeni düşmanla nasıl iletişim kurulacağı noktasında da ipuçları veriyor ve gelecekte ortaya çıkarılacak çatışmaların ekonomik değil kültürel faktörlerden kaynaklanacağını işaret etmekteydi. Oysa tarihi süreç içerisinde vuku bulan savaşların birinci nedeni hep ekonomik nedenler olmuş ve çatışma bu noktada devam etmiştir. Fakat Medeniyetler çatışması söylemi ile yeni bir yön tayin edilmiş ve kültürel çatışmalar gündeme gelmeye başlamıştır. Yeni süreçle birlikte kaos teorisi aktive edilmiş ve sömürgeci odakların öne sürdükleri kültürel çatışmaların zemini ortaya çıkmaya başlamıştır. Daha evvel birbirlerini kardeş bilen birey ve toplumlar artık mezhep ve meşrep çatışması üzerinden birbirlerini vurmaya ve düşmanın ekmeğine yağ sürmeye devam etmişlerdir.
 
Bugün, Batının sömürü faaliyetleri için ileri sürdüğü nedenler dini ve kültürel öğeler ekseninde devam etmektedir. Din düşmanlığı körüklenmekte ve malum çevreler mazlum halkları katlederek kaynaklarını işgal etmeye devam etmektedirler. 
 
Huntington, barış ve özgürlüğün hâkim olduğu bir toplumun ABD için uygun olmadığını şöyle ifade eder “Uyum bir dünya paradigması gerçeklikten çok fazla kopuk olması nedeniyle soğuk savaş sonrası dünyada bize yararlı bir kılavuz olmaktan uzaktır” Huntington’a göre medeniyetler arası ilişkilerin bazıları diğerlerine kıyasla daha fazla çatışmaya müsaittir. İslam Ortodoks, Hindu Afrika ve Batılı Hristiyanlar bu kategoride yer almaktadır ve onlara göre taraflar arası çatışma körüklenmelidir. Kapitalist güç odaklarının emellerine hizmet eden küresel medya sektörü ise kitlelerin zihinlerini uyuşturarak onları kolay yutulur lokma haline getiriyor. Müslümanlar kendilerine yabancılaşarak bu zümrelerin kurdukları tuzaklara düşüyor ve kendi elleriyle kendi kuyularını kazmaya başlıyorlar. Zira ABD ve Avrupa zihniyeti sömürge faaliyetlerine devam ederken yola hep barış ve özgürlük gibi kulağa hoş gelen ifadelerle yola çıkıyor ve zihinleri uyuşmuş kitleleri ağlarına alabiliyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi