AKPM’nin Türkiye hakkında aldığı “siyasi denetim” kararı büyük tepki çekti. Bizimkiler bu kararı “tanımadıklarını” açıkladılar. “Çok sert çıktı, sert tepki” gibi haber başlıkları medyada uçuşup durdu. Ancak bir yandan bu kararın “tanınmadığı” açıklanırken bir yandan da Türkiye’nin “Avrupa’nın parçası olduğu ve öyle kalacağı” yolundaki söylemler tekrarlandı. Hatta “AB ile kapsamlı görüşmelerin başlayacağını” ileri sürenler bile çıktı! AKPM’nin aldığı Türkiye’nin tekrar “siyasi denetime” alınması kararına karşı çıkılmasından daha doğal bir şey düşünemiyoruz. Ancak bu karşı çıkış “lafta” kalmamalıdır.

 

Yani ne kadar çok sert çıkılıyorsa, ne kadar sert tepki veriliyorsa o kadar da kullanılan söylemin arkasında durulmalıdır.

 

Bir yandan Avrupa’ya meydan okunurken bir yandan da alttan alan mesajlarla onların gönülleri “hoşnut” edilmeye çalışılmamalıdır. AKPM’nin aldığı bu karar elbette Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu’nun da ile getirdiği gibi “ilişkilerimizi zayıflatan” bir karardır. Kuşkusuz ilişkiler “yeniden” gözden geçirilmelidir. Kimi AKPM üyelerinin terör örgütüne açık destekleri de asla “gözden uzak” tutulmamalıdır. Ve bütün bunlar yapılırken AKPM üyelerini yüreklendirici açıklamalardan da özenle kaçınılmalıdır.

Avrupa Birliği ülkeleri Türkiye’ye karşı açıkça tavır alıp terör örgütüne desteklerini esirgemezken iktidar sözcülerinin, “Avrupa’nın parçasıyız ve öyle kalacağız” diye adeta teminat verir gibi konuşmalarını anlamak mümkün değil!

 

Böyle konuşmaların Türkiye’nin “pazarlık gücünü” elinden tamamen alacağı unutulmamalıdır. Dahası “çok sert çıkışların” ya da “sert tepkilerin” inandırıcılığı ortada kalmaz. Avrupa ısrarla Türkiye’yi “tanımazdan” gelirken hâlâ onlara “yamanmaya” çalışmanın kime ne yararı olabilir ki? Netice itibarıyla Avrupa Birliği’nin AKPM’si Türkiye’nin iktidar partisi AKP’yi fena halde köşeye sıkıştırmış bulunuyor. Açık söylemek gerekirse AKPM’nin AKP’ye ettiği yenir yutulur cinsten bir şey değildir. Bu noktada bize göre yapılması gereken “çok sert çıkış ve sert tepki” diye nitelendirilen söylemlerin arkasında durulması ve “tanımıyoruz” açıklamasının hakkının verilmesidir.

 

Yoksa Türkiye’nin AKP’si Avrupa Birliği’nin AKPM’sinin elinde harcanıp gidecek gibi görünüyor! AKPM’nin alacağı kararlarla AKP’yi yerinden kımıldayamaz hale getirebileceği unutulmamalıdır.