Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Sorun çıkarmak için uğraşmak

Sorun çıkarmak için uğraşmak

Anayasa değişikliğinin kabul edilmesinin ardından bir kampanya sona ermiş, kampanya süresinde ileri sürülen eleştirilerin de son bulmuş olması gerekirken CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu oylama sonuçlarına rağmen kampanya boyunca dile getirdiği eleştirilerini hâlâ sürdürüyor. Bu eleştiriler, alınmış sonucu değiştirmeyeceğine göre niçin sürdürülür bilinmez. Bunu söylerken muhalefetin iktidara yönelik ülke sorunları konusunda eleştiride bulunmasına karşı çıkıyor değilim. Eleştiri muhalefetin hakkıdır ama aynı zamanda ülke sorunlarına çözüm teklifleri sunmak da görevdir. Hatta çözüm sunmak eleştiriden önce gelen bir sorumluluktur. Yol gösterici olmak, hataların en az indirilmesine katkıda bulunmak muhalefet partilerinin asli görevidir. Ne var ki, CHP bir yandan referandum sonuçlarına itirazlarını sürdürürken öbür yandan da cumhurbaşkanının partili olmaması gerektiği, hatta olamayacağı yönündeki itirazlarını sürdürüyor. İyi de anayasa değişikliğine göre bundan böyle partili cumhurbaşkanlığı dönemi açılmış bulunuyor. Bunu CHP doğru bulmuyorsa yapılacak ilk seçimde kendi adayını bir partisiz olarak belirler, seçime girer ve sözünün takipçisi olur. Böyle bir durum nasıl sonuç verir şimdiden kesin bir şey söylemek mümkün değil ama bundan önceki cumhurbaşkanı seçiminde izlenen benzer yoldan sonuç alamadılar.
Peki böyle bir adayın hiç mi gerçekleşme imkânı yok? Bu soruya hemen evet demek doğru olmaz. Olağanüstü dönemlerde toplumun tüm kesimlerinin sevgisi ve ilgisini kazanan isimler ortaya çıkabilir. Ancak normal şartlarda bağımsız adaylarla sonuç almanın imkânsız olmasa bile çok zor olduğunu söylemek yanlış olmaz.
 
Aslında CHP’nin gerek referandum kampanyası sırasında gerek daha sonrasında dile getirdiği partili cumhurbaşkanına itirazları yeni değildir. Uzun yıllardan beri tarafsızlık adı altında kendilerine yakın isimleri asker bürokratlarında devreye girmesi ile cumhurbaşkanı seçtirmişler ya da darbe dönemlerinin ardından bu ismi darbeciler belirlemişti. Ancak bu durum halk iradesini bir kenara ittiği için hep itiraz sebebi oldu. Ayrıca sürekli olarak asker-sivil bürokrasiye siyasete müdahale etme imkânı verdi. Anayasa değişikliği de bu durumla son vermek için yapıldı. En azından bizim kabulümüz bu yönde.
 
Bunun için gelinen noktada partili cumhurbaşkanlığına karşı çıkmak referandumda ortaya çıkmış halk iradesinin kabul edilmeyişi anlamına gelebilecek iddialardan artık vazgeçilmesi gerekiyor. Bunu söylerken partili cumhurbaşkanlığı uygulamasının eleştirilemeyeceğini söylüyor değilim. Uygulamada ortaya çıkacak yanlışlar elbet eleştirilecektir. Eleştirilmesi gerekir. Ancak, “Partili cumhurbaşkanlığına karşıyız. Bu bakımdan genel başkan olarak cumhurbaşkanlığına adaylığa karşıyız, kendim de bunun için aday olmam” demenin kesinleşmiş anayasa değişikliğine rağmen karşı çıkmak, anayasayı tanımıyorum demekten farkı yoktur.
 
Bu yaklaşım ve söylem gereksiz isimlerin ve tartışmaların gündeme gelmesine de zemin hazırlıyor. Daha ortada cumhurbaşkanlığı seçimi yokken ilgisiz kimseler birtakım isimleri gündeme taşıyor, böylece başka partiler adına söz söylüyorlar. Bunun da ötesinde isimlerin şimdiden tartışılması ve itibar kaybetmesine zemin hazırlamış oluyor. Şu anda ortada bir cumhurbaşkanlığı seçimi olmadığına göre birtakım isimlerin ortaya atılması gereksiz tartışmalara zemin hazırladığı gibi ülkenin acil çözüm bekleyen sorunlarından toplumun dikkatini başka noktalara çekmeye hizmet ediyor. Söz gelimi enflasyon rakamı iki haneli hale gelmiş, bunun üzerinde düşünülmesi, çözümü olanların tekliflerini tartışmaya açmaları gerekirken gündemde olmayan bir mesele üzerinde hayali tartışmalar yapmanın ülkeye bir yararı olmayacağını görmek gerekir. Sözün özü CHP’nin ülke sorunlarına yönelik tekliflerini gündeme taşıması, yaşanan olumsuzluklarla birlikte çareyi de ortaya koyması gerekiyor. Bu yapılmadığı takdirde işi polemiğe dökerek gereksiz sürtüşmelere zemin hazırlanıyor ki, bundan ülkemiz ve insanımız kaybedecektir. Ayrıca ülke olarak etrafımız ateş çemberine dönüşmüş, bölgemizde ve ülkemizde birtakım hesapları olan ülkeler bile referandum kapmayası sırasındaki hırçınlıklarını bir kenara bırakmış iken bizim birbirimizle uğraşmamızın anlamı yoktur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi