Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Türkiye’nin korunmaya ihtiyacı yok, ihanet etmeyin yeter!..

Türkiye’nin korunmaya ihtiyacı yok, ihanet etmeyin yeter!..

“Şecaat arz ederken …sirkatin söylermiş” diye bir atasözümüz vardır… Aslında bu sözü bundan böyle değiştirip boş bıraktığım yere ABD yazmak gerekir diye düşünüyorum. Böylece hem Roman vatandaşlarımızı rencide etmemiş oluruz hem de ABD’nin söyledikleri tam alarak karşılığını bulmuş olur. Obama’dan sonra Trump’ın da benzer tavrı sergileyerek YPG/PKK aşkını ilan etmesinin ardından ister istemez ABD-Türkiye ilişkileri gerilmiş durumda. Hatta gelişmeler karşısında yönetim kadrosundan yapılan açıklamaları çok hafif olarak nitelendirmek yanlış olmaz. Çünkü ABD’nin eski Türkiye Büyükelçisi bile atılan adımı içine sindirememiş olacak ki, “Amerika’nın kararı ihanet” değerlendirmesini yapmış. Bu değerlendirme ister içten gelen bir tepki ister gönül almaya yönelik bir açıklama olsun, ABD’nin Türkiye’ye karşı tavrını yüzde yüz izah ediyor. Gerçekten bundan sonra artık hiçbir yöneticimiz ABD’den söz ederken, “Dost, müttefik, stratejik müttefik” gibi nitelendirmeleri kullanmamalıdır. Kullandığımız takdirde yapılan ihaneti normal karşılıyoruz demektir.
 
Öfkemin yazıya yansıdığının farkındayım. Ama elimizden öfke dolu tepki vermekten öte de bir şey gelmiyor. Trump’ın YPG/PKK’ya her türlü silahın sevkinin önünü açan kararı imzalamasının ardından dünkü yazımda duygularımı dile getirmiş, aslında yapılanın sürpriz bir yanı olmadığını, ABD’nin yıllardan beri sürdürdüğü tavrının bir sonucu olduğunu ifade etmiştim. Ancak ABD Savunma Bakanı James Mattis’in Londra’da Başbakanımız Yıldırım ile görüşmesi sırasında YPG/PKK’ya verilen silahların kesinlikle Türkiye’ye karşı kullanılmayacağını söyleyerek, “Türkiye’yi korumakta kararlıyız” demiş olması yapılanın üzerine tüy dikmiştir. Sanki Türkiye’nin ABD korumasına ihtiyacı varmış gibi. Bu nitelendirme eğer bir tercüme hatası değil ise bana göre YPG/PKK’ya her türlü silahı verip ardından da, “Türkiye’yi korumakta kararlıyız” demek kabul edilebilir değildir. Çünkü böyle bir ifade hem gerçeğe aykırıdır. Yıllardan beri PKK ve YPG, ABD silahlarını zaman zaman bize karşı da kullanıyor. Bu bakımdan önce terör örgütlerini silahlandırıp sonra da onlara karşı Türkiye’nin korunmasından söz etmek ihanetin de ötesinde bir kirli oyunun ifadesidir. Bir başka ifade ile Irak’tan sonra sadece Suriye’nin değil, Türkiye’nin parçalanmasını da öngören bir planın uygulanmasına başlandığını, ancak Türkiye’nin şimdilik oyalanmasına ihtiyaç duyulduğunu gösterir. Bu bakımdan yüksek sesle Türkiye’nin kendi kendini sonuna kadar savunabileceğinin, bunun için ABD’nin korumasına ihtiyaç olmadığının haykırılması gerekiyor. Kısacası, bunca küstahlığın ardından birtakım sözlü açıklamalarla yetinilmeyerek başka adımların atılması gerekiyor.
 
Açıkça görülüyor ki, Türkiye’nin NATO üyesi olması bile birtakım saldırılardan korunmasına yetmiyor. Çünkü NATO bir işe yaramıyor. Hatta bir başka NATO ülkesinin saldırılarına muhatap oluyor. Hiç kimse ABD Türkiye’ye saldırmıyor demesin. Eğer YPG ve PKK terör örgütlerinin militanlarının elinde ABD silahları var ve bu silahlar TSK’ya karşı kullanılıyorsa bu durum aynı zamanda ABD’nin Türkiye’ye saldırısı anlamına gelmez mi? Bu konuda yanlış düşünmüş olmayı arzu ederim ama, nasıl ki, ABD; Irak ve Suriye’de hep terör örgütlerini maşa olarak kullanmış/kullanıyor ise gelinen noktada bu terör örgütlerini Türkiye’ye karşı kullandığı da netleşmiştir. Eğer YPG’nin silahlandırılmasından maksat Suriye’nin DEAŞ’tan temizlenmesi ise Türkiye bu hususta desteğe hazır olduğunu her fırsatta tekrarlamakla kalmamış, aynı zamanda ÖSO ile gerçekleştirdiği operasyonlarda DEAŞ terör örgütünü geniş bir alandan söküp atmıştır: Buna rağmen ABD, DEAŞ ile mücadelede Türkiye’yi değil de YPG’yi tercih ediyorsa iyi niyetten söz etmek mümkün değildir. Sonuç olarak artık ABD’nin Türkiye’yi koruması değil, gölge etmemesi sağlıklı olan yoldur. Çünkü sözünü ettiği korumadan çok Türkiye’nin güçsüzleştirilmesi, daha doğrusu sürekli olarak terör örgütleri ile meşgul edilmesinin tercih edildiği net bir şekilde görülüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi