Halil Mert

Halil Mert

Hain damat Kavurmacı, Şehit Başsavcı Alper!... Neler oluyor?

Hain damat Kavurmacı, Şehit Başsavcı Alper!... Neler oluyor?

İhanet devam ediyor.

Türk Milleti büyük bir Millettir. Devletimiz de büyük devlettir.

Düşünün; 1000 yıldır Batı’lı barbarlarla kavgadayız. Son 200 yıldır hem dışarıdan hem içeriden saldırıyorlar. Evet! İçeriden de saldırıyorlar. Nasıl mı? Milletimizin ölçülerini bozdular önce. Sonra her türlü kutsal değerimizi sulandırdılar. Kendi envai çeşit tanımlarıyla kafalarımızı bulandırdılar.

Gelinen duruma bakın!

Solcular, Sağcılar, Marksistler, Sosyal Demokratlar, Milliyetçiler, İslamcılar, Bölücüler, Türkler, Kürtler, Çerkezler, Arnavutlar.. Sünniler, Aleviler, Şiiler…

Nakşîler, Kadiriler, Nurcular, Süleymancılar, Mahmutçular, Adıyamancılar…  

El-Kaide, IŞİD, Selefiler…

Birde bunların alt gurupları var.

Hepside kendilerince en doğru yerde duruyor.

Nasıl bir oyundur bu? Nasıl bir kafa karışıklığı, gönül bulanıklığıdır bu?

Milletimize 200 yıldır ölümü gösterip sıtmaya razı ettiler. Evet, 15 Temmuz’a gelinen süreçte de malum bu milletin duygularını ve imanını istismar eden sözde cemaat, 17-25 Aralık’ta yaptıkları ile doğrudan devleti hedef aldı.

MİT’e yaptığı operasyonlar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni teröre silah sağlayan devlet, Halk Bankası’na yaptığı operasyonla ise, teröre para sağlayan devlet algısı oluşturup ülkemizi hedef haline getirmeyi amaçladılar.

Bu iğrenç süreçte, hükümetle ters düşmek bir yana devletle savaşmaya başladılar. Düşünsenize, kadrolaşmaya devam ettiler, medyalarında ülkemizi tehdidi sürdürdüler. TUSKON Başkanı resmen ülkeyi ve Cumhurbaşkanımızı tehdit etti. Bu damat denen parlak ise ayakta alkışlayanlar arasındaydı.

Kim bu damat?

İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı K. Topbaş’ın damadı. TUSKON üyesi, Fetö’nün prenslerinden, badem bıyıklı, parlak bir arkadaş… Bu arada K. Topbaş da darbe gecesi ABD’ndeydi malumlarınız…

15 Temmuz Darbesi, ihanetin ve Milletimize birilerinin ölüm fermanının adıdır. Yapanlar düşmanlarımıza sığındılar. Düşünün, bu adamlar sözde dindar diye 17-25 Aralık sürecinden sonra bile himaye edildiler. Şu anda da bazı Nurcular, Yeni Asya vs. himayeye devam ediyorlar. Batı’lı düşmanlarımızın her birinde varlar. Tabii en başta ABD’nde.. Düşünün Yunanistan’da dahi var. PKK’ya sığınanları var. Şimdi kimse kusura bakmasın, hani ERGENEKONCULAR haindi, din ve vatan düşmanıydı ya… Onlar geldi zamanında Fetö’cü olduklarını bile bile, adaletle yargılanmayacaklarını bile bile adalete teslim oldular. Peki dindar, şakirt Fetöcüler? Ya kaçtılar, ya da görev yaptıkları ülkelere sığındılar. Daha da kötüsü, Türkiye aleyhinde çalışmalar yapıyorlar.

Şimdi, bu sahte kahraman, parlak damat.. AKPARTİ’li İstanbul Belediye Başkanı’nın damadı. Avukatı da AKPARTİ İstanbul İl Yönetiminde. Bir özel hastaneden raporla serbest bırakılıyor. Allah aşkına, siz böyle bir şey duydunuz mu? Doktor yetkili değil. Muayene olması mümkün değil. Çünkü cezaevinden özel hastaneye gitmez mahkumlar.. Düşünün ki, doktor hastayı görmeden ve yetkisi dışında rapor veriyor. Bu yetkisiz adamın raporu ile bu parlak terör destekçisi serbest bırakılıyor.

 

Şimdi, başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere AKPARTİ’li zevata sesleniyorum. Zamanında Ergenekon’dan mahkûm Kuddusi Okkır cezaevinde bir deri, bir kemik ölürken, Genel Kurmay Başkanı suç uydurulup hapse atılırken sizler ilgili davaların savcısı olduğunuzu ilan ettiniz. Biz de davaların içeriğinin size de bakıp doğruluğuna inandık, sonuna kadar her zeminde yanınızda durduk, kolunuza girdik. Şimdi sizi kamuoyu önünde alçakça tehdit edenler uydurma raporlarla serbest bırakılıyor. Kimsenin gıkı çıkmıyor. Neredesiniz?

Kusura bakmayın.. Milletimizin Fedaisi olarak gördüğümüz devlet büyüklerine bunca adaletsizliği yakıştıramıyoruz.

Bir yanda Kahraman savcımız şehid ediliyor.

Referandumda bence ikinci darbe girişiminde bulunuyorlar. Bunlara rağmen Milletimize nanik yaparcasına parlak damat serbest bırakılıyor. Nerde adalet? Şimdi vicdanlarınıza soruyorum. Hapse attığınız 18-20 yaşındaki askeri öğrenciler, habersiz erbaş erler daha mı suçlu?

Allah aşkına, aklımızla oynamayın. Millet size güvenip sokaklara döküldü, şehid oldu, gazi oldu. Bu süreçte hala nasıl böyle bir adaletsizliğe göz yumarsınız?

Kamuoyunda bakıyorum, bu haksızlığa karşı konuşanlar, gizli Fetöcülükle, iktidar düşmanlığı ile Cumhurbaşkanımıza düşmanlık ile itham ediliyorlar. Hatta dinsiz, münafık vs. diyenleri bile duyuyorum. Bu nasıl bir mantıktır? Tv. kanallarına bakıyorum, 15 temmuz şehidlerini ananlar neredesiniz? İhaneti destekleyen, devleti tehdit edenleri ayakta alkışlayan biri, bir terör suçlusu sokakta.. Siz neredesiniz? Bu ne kadar namuslu bir duruştur?

Denizli Başsavcısı.. Mustafa Alper!

Şaibeli bir kazada şehid edildi. Vicdan sahipleri neredesiniz?

Başbakanımız “İsim üzerine yorum yapmak yanlış olur!” demişler. Bu mu sizin gözyaşları ile izlediğiniz şehid ailelerine cevabınız? Hangisi doğru? Gözyaşlarınız mı? Yoksa bu içeriği olmayan sözünüz mü? En azından “Adaletsizliğe izin vermeyiz, konuyu inceletiyoruz.vs.” deyin.. Hala korkularımız mı var? Yahu adamlar hayvan boğazlar gibi insanımızı şehid ettiler. Telsiz konuşmaları yayınlanıyor. Siz de hiç mi merhamet yok? 47 Polisimizi şehid ettiler Özel Harekatçı kahramanları okullarında.. Yazık değil mi? Daha da kötüsü, Fetöcüler kansızca her şeyi ve herkesi kullanırlar. İftira atarlar. Kul hakkı yerler.. Bu adaletsizlikle açtıkları gediği büyütecekler. Göreceksiniz.. Peki, o zaman ne yapacaksınız?

Gelin adaletsizliğe “DUR!” deyin. Ağzınıza pelesenk olmuş o mübarek cümleyi size hatırlatacağım. “Zulme rıza zulüm, küfre rıza küfürdür.”

Ve… Adaletin olmadığı yerde zulüm vardır.

Biz Cumhurbaşkanımızı ve Hükümetimizi destekliyoruz. Ama adaletsizliğe artık geçmişteki gibi asla “EVET!” demeyeceğiz. Asla aklımızı, yüreğimizi, imanımızı kiraya veya ipotek vermeyeceğiz. Biz bir daha aynı delik bir yana hiçbir delikten ısırılmayacağız. Zifiri karanlıkta ak sütün içindeki ak kılı göreceğiz. Birilerinin de iktidara yalakalık yapıp kolay yoldan köşe dönme operasyonlarını da yemeyeceğiz. Özellikle yerel yönetimlerdeki şımarıklıkları görüp karşısında olacağız.

Artık ülkemde iki cephe var. Biri Vatanını, Milletini, Dinini, Devletini sevenlerin cephesi.. Diğeri ise Millet düşmanı hainler.. Gördük ki her dindar görünümlü vatansever değil, her sol görüşlü ya da meyhaneden çıkan hain değil.

Gördük ki 15 Temmuz ihanet gecesi bazıları evlerinde Kuran’ı kerim bile değil, kendi cemaat, tarikat ne ise onların kitaplarını okuyup dua edip sonucu yatıp beklerken, aşağıladıkları, cahil deyip küçümsedikleri insanımız, camilerden, kahvelerden, meyhanelerden çıkıp tankların önüne geçti. Biz bunları unutmayacağız.

Sözün özü, adalet istiyoruz. Şehidlerimizin kanını kim yerde bırakırsa ona yazıklar olsun. Kim zulüm karşısında susarsa ona yazıklar olsun. Kim şahsi menfaatini Millet menfaatine tercih ederse ona yazıklar olsun…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Mert Arşivi