Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Nedim Şener’e kurban olun siz

Nedim Şener’e kurban olun siz

Cumhuriyet gazetesinin rezil başlığına itiraz etmek “insanlık borcu”ydu...

Nedim Şener bunu yaptı.

Medyadaki hayâsız tayfanın saldırısına uğradı.

İlk FETÖ iddianamesini hazırlayan savcı Mustafa Alper’in bir kamyon tarafından “biçildiğini” yazıyorsanız ve o savcıyı sadece mahut iddianameyle tanımlıyorsanız (yani “biçilmesinin” o iddianameyle ilişkili olduğu yönünde bir kanaat oluşturmaya çalışıyorsanız), size iki şey söylerler:

BİR- Ruh hastası...

İKİ- FETÖ militanı...

Cumhuriyet gazetesinin (ve kimi çalışanlarının) FETÖ’yle ilişkisine dair onlarca yazı yazdım; tartışmaya girdiklerimden “açık, inandırıcı” kanıtlar bekledim. Karşılık alamadım.

Cumhuriyet gazetesinin bir FETÖ organizasyonu olduğunu söylemeye çalışmıyorum elbette... Cumhuriyetle yaşıt ve Cumhuriyetin ilanıyla birlikte “kazanımlar” skalasında görmeye alıştığımız değerlerin temsilcisi olarak bilinen bu gazeteyi, tarihin bir aralığında bu değerlerle tezat bir siyasal çizgiyi savunurken gördük ve elbette çok şaşırdık.

Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın kafasına silah dayayan militanların sözcülüğüne soyunan ilk gazeteydi... Ayrıca o “meş’um” görüntüyü yayınlayan iki gazeteden biri oldu. Diğerinin Hürriyet olduğunu belirtmeye gerek var mı? (Hâlâ çaktırmadan FETÖ’cülük yapan Hürriyet...)

Kemalist umdeleri savunduğunu zannettiğimiz Cumhuriyet gazetesi, bir dönem, PKK’nın resmî yayın organı gibi çalıştı.

Dağdaki militanlara “çiçek çocuk” muamelesi yapan röportajları bu gazetede okuduk.

Hayır, terörist filan değillermiş. “Ekolojik devrimciler”miş. “Yere sigara izmarit dahi atmazlar”mış. O derece duyarlı çocuklarmış.

Bu duyarlı çocukların Ankara’nın göbeğinde patlattıkları bombalar, yine bu gazete tarafından “savunma” cümleleriyle haberleştirildi.

Bir “sinyal kazası” olmuş...

Bacıları (bombayı patlatan teröristi “bacı” olarak gördüklerinden kuşku yok)Çevik Kuvvet’in önünde kendini patlatacakmış ama birden önünde bir belediye otobüsü belirince telaşa kapılmış, pimi çekivermiş...

Evet, onlarca masum insanın hayatına mal olan “canlı bomba saldırısını” Cumhuriyet gazetesi bu cümlelerle duyurdu. Bütün kabahat, birden kızcağızın önünde beliriveren belediye otobüsündeymiş. Bomba doğru yerde patlamadıysa (bu arada “doğru yer” Çevik Kuvvet oluyor), suç belediye otobüsü şoföründeymiş.

PKK destekçiliğini “FETÖ yancılığıyla” taçlandıran Cumhuriyet gazetesi, 17/25 Aralık girişiminden sonra, Türkiye Cumhuriyeti devleti için bir “güvenlik sorunu”na dönüştü.

Devletin gizliliğini ilgilendiren belgeler, ilk kez bu gazetede yayınlandı. Düpedüz bir “casusluk faaliyeti” olan MİT TIR’ları spekülasyonuna bu gazete “yataklık” ve “öncülük” etti

Cumhuriyet, artık bir gazete değil, FETÖ’nün “geri dönüşüm kutusu”ydu.

FETÖimal ediyor, geri dönüşüm kutusuna atıyordu.

Cumhuriyet de bu bilgileri alıp “çerçeveleyip” bir güzel haberleştiriyordu.

Organizasyonun başında ise, yine bir FETÖ icadı olan ve casusluğu tescillenmiş Can Dündar bulunuyordu.

Bu vicdansız organizasyon, savcı Mustafa Alper’in ölümünü FETÖ’den ödünç cümlelerle haberleştirince, kamuoyu (haklı olarak) tepki gösterdi.

Gazeteci Nedim Şener de tepki gösterenler arasındaydı.

Hayır, öyle olmamış... Nedim Şener hedef göstermiş, savcılık da Cumhuriyet gazetesi hakkında soruşturma başlatmış ve çalışanlarından birini gözaltına almış.

Kaç gündür Nedim Şener’i linç ediyorlar...

CHP’lisi, “Kemalist” kılığına girmiş FETÖ’cüsü, eyyamcısı, tüccarı, solcusu...

Keşke öyle olsaymış ama savcılık Nedim’in tepkisinden bir gün önce harekete geçti.

Ayrıca, Nedim’e kurban olsunlar.

Önce onun gösterdiği delikanlılığın binde birini göstersinler, sonra çıkıp “meslek etiği”, “editoryal bağımsızlık”, bir gazetecinin görevleri” diye kafa ütülesinler!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi