Engin Ardıç

Engin Ardıç

Bekleyin bakalım

Bekleyin bakalım

Bir gazeteci arkadaşımız, Özlem Gürses, ünlülerin "başarısızlık hikâyelerini" toplamış kitap yapmış.
İçinde "milli başarısız" Kemal Kılıçdaroğlu'nu falan ara ki bulasın tabii! Zülf-ü yare pek dokunmamak gerekiyor.
Bunun yerine, "Cem Yılmaz'ın nasıl piyano çalamadığı" gibi magazin öyküleri var.
Sözcü ekibinden Özlem Gürses bacımız, şu kitabına "gazetem bir tarafını yırtmasınarağmen Tayyip Erdoğan'ı nasıl yiyemedi" öyküsünü de ekleseydi vallahi para verir alırdım.
Kitapta Cem Boyner de var.
"Yeni Demokrasi Hareketi fiyaskosunu" anlatmış.
YDH, doksanlı yılların en büyük balonlarından biriydi.
Cem Boyner'in başkanlığında, "liberal demokrat" bir parti olduğu iddiasıyla kuruldu.
Ne ki, Boyner çevresine bazı "meşkuk" adamları toplayınca, kısa zamanda halk onu bir "alafranga entel partisi" olarak algıladı.
Halkla ve politikayla uzaktan yakından ilgisi olmamış, üstelik halka her zaman çemkirmiş bazı üniversite profesörleri, doçentleri ve gazeteciler, Cem'in parasıyla particilik oynuyorlardı...
Bunlar böyle kendi aralarında mastürbasyon yapa yapa 1995 seçimlerine girdiler.
Ve toplam yüzde 0.48 oy aldılar.
(Bu seçimden Refah Partisi'nin hepsini sollayıp birinci parti olarak çıkması, gerek 28 Şubat darbesini, gerekse Türkiye'nin 2000'li yıllardaki yazgısını da haber veriyordu tabii...) Bir televizyon programında seyirciler arasında yapılan ankette YDH yüzde 45 çıkmıştı da Cem Boyner bile şaşırmış, umutlanmıştı...
Bu da, bu tür anketlerin ne kadar yanlış ve yanıltıcı olacağını gösteriyordu.
YDH'nin iki seksen yatmasının, burun üstü çakılmasının başlıca iki nedeni vardı.
Bir: Bu partinin seçmen tarafından bir "eski Marksistler hareketi" olarak algılanması.
(Boyner eski bir milliyetçiydi ama "çevresi" Marksistti.) İki: Bu partinin "ayrılıkçı Kürtler'e" sıcak bakması ve "Kürtler'i bırakacaklar gitsinler" imgesinin doğması...
Seçim hezimetinden sonra Boyner partiyi bıraktı.
Ama siyaseti bırakmadı ve İstanbul sermayesinin önde gelen temsilcilerinden biri olarak Tayyip Erdoğan'ın en büyük düşmanlarından biri kesildi...
Son kredisini de, Beymen mağazalarına "yeni bir Gezi ayaklanması olursa çocuklarayardımcı olun, Internet bağlantısı sağlayın, tentürdiyot ve sargı bezi bulundurun" talimatıyla yedi bitirdi.
Bugün TÜSİAD, muhalefetini "Avrupa'yla bağlantıyı hepten koparmayın" şeklinde cılız protestolarla ancak yürütebiliyor...
Erdoğan'ın TÜSİAD ziyaretinde kendi muhalefetini ancak ona dönüp bakmayarak ve kafasını eğip uyuma taklidi yaparak gösterebilen Boyner de, anladığı işi yapıyor, ceket pantalon satıyor.
Ama İstanbul sermayesinin basın şaklabanları "Cem bekleyecek... bekleyecek... ve bir gün mutlaka..." diye gaz vermeyi sürdürüyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Engin Ardıç Arşivi