Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Patronuna da ‘müptezel’ diyecek misin?

Patronuna da ‘müptezel’ diyecek misin?

Tarihçi Mustafa Armağan hakkında başlatılan soruşturma, Türk matbuatının da üstün gayretleriyle iddianameye dönüştü. Mahkeme iddianameyi kabul ederse, Armağan “Atatürk’e hakaret” suçlamasıyla hâkim karşısına çıkacak.

Burada CHP’lilerin ve “beyaz” sınıflandırmasına dâhil edeceğimiz kesimin emeklerini de anmak lazım.

Mükemmel çalıştılar...

Hele CHP’liler... “Erdoğan’a hakaret etmek serbest olsun” derken, biricik günahı Atatürk hakkında değerlendirme yapmak olan tarihçiler için Adliye önlerinde uzun “suç duyurusu kuyrukları” oluşturdular. Ve başardılar...

“Mustafa Armağan’ın suçu nedir?”bahsine girmek istemiyorum.

Görünür suçu, Atatürk’ün zevcesi Latife Hanım’ın bir mektubunu yayınlamış olması.

Bilinen bir mektup bu...

Daha önce farklı mecralarda yayınlanmış.

Sakıncalı değil.

Yani yayınlanmasının önünde herhangi bir yasal engel yok.

Orijinalinin nerede mahfuz tutulduğu biliniyor. Mektupta yer alan ifadelerin suç oluşturmadığı/oluşturmayacağı da biliniyor.

Ama savcılık “sayın muhbir vatandaşlar”ın baskısına dayanamayarak soruşturma açıyor. Maksat Mustafa Armağan ve onun çıkardığı “Derin Tarih” dergisini cezalandırmak olduğu için de, peşinden iddianamesini yetiştiriyor.

Süleyman Yeşilyurttutuklanmıştı.

Tutuklanması için kamuoyu oluşturulmuştu.

Kamuoyu oluşturan mecraların başında Hürriyet gazetesi geliyordu.

Hatta bir Hürriyet gazetesi yazarı (ismi Ahmet Hakan Coşkun’dur), Mustafa Armağan ve Süleyman Yeşilyurt hakkında şu aşağılık ifadeleri kullanmıştı: “Alçak, rezil, kepaze, hayâsız, sinsi, korkak, ikiyüzlü, ahlaksız, fare, pespaye, şerefsiz, yavşak, müptezel...”

Mustafa Kemal Atatürk hakkındaki en masum eleştiri suç sayılıyor... Anladık.

Peki, ismi cismi, belli bir konumu ve toplumda yeri olan insanlara Ahmet Hakan Coşkun ağzıyla saydırmak yasal mı?

Savcılık bu küfürlerin hesabını sormayacak mı?

Mustafa Armağan ve Süleyman Yeşilyurt’un avukatları, “Gel bakalım Ahmet Hakan Coşkun efendi... Müvekkillerim hakkında dava açtırmayı başardın. Sen de şu küfürlerin hesabını ver bir bakalım?” demeyecek mi?

İlber Ortaylı’ya “hödük” lafı yedirilmeyecek mi?

Ne yani, bu küfürbaz ve ağzı bozuk taifesi toplumda “saygın” muamelesi görmeye devam mı edecek?

Muhbir Ahmet Hakan Coşkun, (aralarında Mustafa Armağan ve Süleyman Yeşilyurt’un da bulunduğu yazarlardan bahisle) “Bu müptezeller, Atatürk’e dil uzatmanın bedeli olduğu dönemde susmuşlardı” diye yazmıştı.

Bu utanmaz adama şu hatırlatmayı yapmak lazım:

Bahsi geçen yazarlardan biri tutuklandı... Diğeri hakkında 4.5 yıl hapis cezası isteniyor.

Demek ki Atatürk’e dil uzatmanın hâlâ bedeli varmış.

Demek ki bu bedel sadece, “müptezel” diye hakaret ettiğin garibanlara ödettiriliyormuş.

Demek ki aynı suç (Atatürk’e dil uzatma suçu) Aydın Doğan tarafından işlendiğinde savcılık dönüp bakmıyormuş.

Hatırlatayım:

İçeri tıktırmayı başardığın Süleyman Yeşilyurt, tutuklanmasına neden olan “iddiaları” yıllar önce patronun Aydın Doğan’a satmıştı. Patronunun Posta gazetesi de bunları “haber” yapmıştı.

Hadi Aydın Doğan’a da saydır, “Alçak, rezil, kepaze, hayâsız, sinsi, korkak, ikiyüzlü, ahlaksız, fare, pespaye, şerefsiz, yavşak, müptezel...” diye.

Hadi Aydın Doğan ve Posta gazetesini de “linç konsorsiyumu”nun önüne at...

Hadi Aydın Doğan ve Posta gazetesi için de savcıları göreve çağır...

Hadi!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi