Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

ABD’yi dost edinenin başı dertten kurtulmaz

ABD’yi dost edinenin başı dertten kurtulmaz

Katar’a yönelik bir takım iddiaların ardından ABD’yi dost edinen ya da dost sananların bu ülkeye yönelik aldıkları abluka kararı, bununla da yetinilmeyerek bir bölgesel savaşın işaret fişeği görüntüsü veren gelişmelerin ABD tarafından sahnelenen bir oyun olduğunu, pek çok Müslüman ülkenin de bu oyunda figüran olarak rol aldığını söylemek yanlış olmayacaktır. Peki, sahnelenen bu oyunun başrol oyuncuları kimler? Bu sorunun cevabı çok net bir şekilde ABD ve İsrail’dir. Bunu Haçlı-Siyonist ittifakı olarak nitelendirmek de mümkündür.
 
Katar’a yönelik saldırıların sebebi ise teröre ve terör örgütlerine destek vermek olarak ilan edildi. Bu listede İhvan terör örgütü olarak ilan edilirken halkın oyları ile seçilmiş Mursi’yi ABD desteği ile deviren Sisi, Katar’a yönelik abluka kararının uygulayıcıları arasında başroldeki kişi. Yani, halkın seçtikleri terörist ilan edilirken darbeciler demokrat, özgürlükçü ve terörle mücadele eden kahraman olarak takdim ediliyor. Benzer örnekler çok. Hepsini sıralayacak değilim ama bu listede Müslüman Âlimler Birliği Başkanı Yusuf El Kardavi’nin de teröristler arasında sayılması sanıyorum olayın çarpıklığını, mantıksızlığını göstermeye yetecektir. Söz konusu listede, Mısırlı olduğu söylenen 5 isimin de Mısır’da darbeci Sisi yönetimi tarafından hapiste tutuluyor olması dikkat çekici değil mi? Yani Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile Mısır kendi muhaliflerini terör listesine koymuş, koydurmuşlar. Yine meşru Libya temsilcileri söz konusu listede terörist olarak ilan ediliyor. Bu noktada HAMAS’ın da terörist örgütleri arasında sıralanmış olması da işin içinde Siyonistlerin de bulunduğunu göstermeye yeter sanıyorum. Bu arada bir başka tehlike ise, Suriyeli mültecilere yardım için kamplar kuran bir takım örgütlerin de terör listesine alınmış olmasıdır. Bu ise her an şu anda gündemde olmasa bile bir süre sonra dünyanın çeşitli bölgelerinde yardıma ihtiyacı olanların imdadına yetişmek için çabalayan sivil toplum örgütü yardım kuruluşlarının da terör listesine alınabileceğini akla getiriyor. Yani, Haçlı-Siyonist ittifakı hem kendileri yardıma ihtiyacı olanlara ellerini uzatmıyor, ülkelerine girişlerini engellemek için duvarlar örüyorlar, hem de o insanların yardımlarına koşanları cezalandırma yoluna gidiyorlar.
 
Söz konusu listenin ABD-İsrail tarafından ortaklaşa hazırlanmış olduğundan şüphe yok. Özellikle de ABD’de seçimlerden hangi isim başkan olarak çıkmış olursa olsun Ortadoğu söz konusu olduğunda ilk hedeflerinin İsrail’in güvenliğini sağlamak için ne gerekiyorsa yapılacağının açıkladıklarını hatırladığımızda diyebiliriz ki, Müslümanların ABD’yi dost bilmeleri, kendilerini bu sömürgeci terör devletinin kanatları altına atmalarının sonuç olarak felaketleri olacağını görmeleri için daha hangi katliamı görmeleri gerekiyor anlamak mümkün değil. Sonuç itibariyle başlığa aldığımız ABD’yi dost edinenlerin başı dertten kurtulmaz değerlendirmemizi tekrar hatırlatmak gerekiyor. Sadece başları dertten kurtulamamakla da kalmayıp, dost bildiklerinin kölesi durumuna düştüklerini söylemek yanlış olmaz. Tüm bu yanlışların koltuk ve bu dünyaya yönelik çıkarlar uğruna yapılıyor olması, ama bunun da ABD dostları için kalıcı olmadığını görmeleri gerekiyor. Çünkü Haçlı-Siyonist ittifakının yarın, bugünkü gönüllü köleleri ile işleri bittiğinde bir başka köle tarafından iktidarlarına son verilebileceğini ne yazık ki göremiyorlar ya da görmek istemiyorlar. Zalimlerin dostluğunu, müminlerin dostluğuna tercih edenlerin ne bu dünyada ne de ebedi âlemde huzur bulmaları mümkün olabilir mi? Bu geçici dünya için ebedi hayatlarını unutanların vay haline.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi