Kemal Belgin

Kemal Belgin

Sadece sonuç, gerisi...

Sadece sonuç, gerisi...

Milli Takım içinde yaşanan onca problemden sonra sezonun son maçında Kosova’yı çok kolay yendi. Öyle oldu çünkü rakip futbolu yeni öğrenen bir topluluk görüntüsünde idi. Oysa maçı anlatan spiker kardeşimiz rakibin oyuncularını Avrupa’nın takımlarına dağıtmıştı bile... Ama takım olabilmek başka şeydir, tek tek iyi oyuncu olmak başka şeydir. Hep iddia ederim; Ronaldo’yu veya Messi’yi buraya bizim büyüklerden birine getiren hallerine gülersiniz iki maç sonra... 
 
Peki, ya Milli Takım? Beş gün önce Makedonya ile oynanan maça bir anlam veremediğimi yazmıştım. Çünkü sahaya çıkan takımdan kaç kişinin Kosova ile oynanacak maçta ilk on biri oluşturacağını merak ediyorum demiştim. Nitekim maça bir öncekinden sadece dört kişiyi alarak çıktık. Kaleci Volkan, Gökhan Gönül, Çağlar ve Ozan’ın dışındakiler bir önceki maçta hiç yoktular, ya da bitime az bir zaman kala girmişlerdi. Yani o Makedonya maçı hazırlık anlamı falan taşımıyordu. Acaba neydi Fatih hocama sormak isterim. Hoş, kendileri bazı oyuncuları görmek istedim demişlerdi ama, koca bir lig boyunca onları hiç mi seyretmemiş miydi? 
 
Evet, Mehmet Topal yine stoperde idi. Ozan ve Selçuk ise orta alanda hem ön libero görevini paylaşıyorlardı, hem de öne hücuma katılmada sanki nöbetleşe iş yapmaya çalışıyorlardı. Oğuzhan ağırlıklı olarak Burak arkası veya ön kenarlara yakın oynayan elemandı. Ancak ne var ki bu Oğuzhan o son maçlarda bildiğimiz oyuncu değildi. Volkan Şen, sanki Fenerbahçe’de kendisini yedek bırakanlara cevap verircesine etkili, Cengiz ise yarınlar benimdir dercesine vardı.
 
Maçın oyuncu bazında artı ve eksileri de vardı. Nedir o Emre Mor’un rezaleti? Gökhan Gönül gibi 33 yaşına gelmiş bir savunma kanat adamını iki defa bedavaya 50 metre koşturduktan sonra topu alıp kalabalığın içine girip kayboldu. Dua etsin de yıl 2017, yoksa 1960’lar olsaydı dayağı yemişti vallahi... Yusuf ise yarınlarda ben de olacağım mesajını verdi 74. dakikadan sonra girdiği oyunda. Aldı-verdi, aldı ve bir de gol pası uzattı Burak’a... Hani laf bitmiyor derler ya... Fatih Hocam; İsmail’in defterine bir milli maç daha yazacağınıza, cezalı duruma düşmüş Burak’ın yerine Cenk neden girmedi acaba? Öyle ya Makedonya maçı oyuncu görmek için değil miydi?
 
Sonuçta istediğimizi aldık. Ne mi oynadık? Karşıda ne vardı ki, ciddi ciddi değerlendirelim. Maç sonrası basın toplantısı mı? Dağ fare mi doğurdu? Bence öyle... Kimdir bu dış mihraklar? Nasıl bir oyun ve niçin oynanıyor Milli Takım üzerinde? Hatırlarsanız bir kaç gün önce ben bir senaryodan söz etmiştim bu sütunlarda... Şimdi Terim’in sözleriyle benim o satırlarımı alt alta koyun bakalım nasıl bir sonuç çıkacak?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Belgin Arşivi