Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

‘Cihan’daki savaştan sana ne!

‘Cihan’daki savaştan sana ne!

Televizyonda yorum yapan emekli büyükelçi Katar’ın ablukaya alınmasının son derece doğal olduğunu, çünkü Mısır’da Müslüman Kardeşler’i, Filistin’de Hamas’ı destekleyen bu devletin “devlet” özelliklerini yitirdiğini, dolayısıyla cezalandırılmasının yerinde olacağını söylüyor.

Neden “yerinde” olacakmış?

Çünkü Katar’ın desteklediği Müslüman Kardeşler de, Hamas da terör örgütleriymiş...

İtiraz geliyor: “Amerika ve İsrail böyle görüyor diye, siz de böyle bakmak zorunda mısınız?”

Değilmiş ama “realite” diye bir şey varmış...

Realite diye bir şey varsa, Müslüman Kardeşler’in de, Hamas’ın da, demokratik mekanizmaları kullanan yapılar olduğu gerçeğini neden göz ardı ediyorsunuz?

Müslüman Kardeşler şiddeti savunan ve yücelten bir teşkilatmış.

Örnek veriniz... Müslüman Kardeşler teşkilatı yahut “İhvan” ne zaman şiddeti savunmuş, hangi durumlar için bunu “siyasal bir enstrüman” olarak görmüş?

Geçmişte bazı eylemler yapmış...

İyi de beyefendi, geçmişte ne yapmış? Bu eylemlerden bazı örnekler verebilir misiniz?

Şu an aklına gelmiyormuş... Müslüman Kardeşler siyasal metotları benimsediğini söylüyormuş ama asıl amacı “demokratik mekanizmaları” kullanarak bir “din devleti” kurmakmış...

Sizin meseleniz “din devleti” o halde? Suudi Arabistan’ın başını çektiği “konsorsiyum”un abluka kararını bu nedenle “yerinde” görüyorsunuz? Öyle mi?

Evet...

Madem “din devleti” diye bir derdiniz var, kurulduğu günden itibaren “din devleti” olduğunu neredeyse haykıran Suudi Arabistan’a niçin itiraz etmiyorsunuz? Amerika’nın kulu-kölesi olmuş din devletine “evet”, bölgede Amerika’nın ve Batı’nın hesaplarını bozan din devletine “hayır” mı? Bunu mu demek istiyorsunuz?

Efendim, her ülkeyi kendi koşulları ve yerel dinamikleri içinde değerlendirmek lazım...

Peki, Mısır’ı niçin kendi koşulları ve yerel dinamikleri içinde değerlendirmiyorsunuz?

Değerlendiriyoruz elbette ama Mısır’da demokrasi henüz kâmil noktada değil. Mısır halkı, Türk halkının yaşadığı tecrübeyi yaşamadı. Sanki biraz geriden geliyor...

Haltetmişsiniz beyefendi... Mısır, “temsil mekanizması”yla sizden önce tanıştı... Türkiye’de “tek parti otokratizmi” varken, Mısır’da çok partili sistem yürürlükteydi. Mısır, anayasasını bile sizden önce yaptı...

Fakat Mısır gelişmesini tamamlayamadı, “ileri” bir telakkiye ulaşamadı...

Bu da sizin halt karıştırmanız... Meseleyi “ileri-geri” eksenine oturtursanız, mahcup olursunuz... Mesela, “Niçin geç geldi?” diye hayıflandığınız matbaayı Mısır sizden önce getirdi... Mesele “ileri-geri” meselesi değil. Mesele tastamam şu: Mısır halkı (yani Mısır halkının “ortalaması” olan Müslüman Kardeşler teşkilatı) “anti-kolonyalist” özellikler gösterdiği için Batı’nın hedefinde... Bu kadar basit bir gerçeği göremiyor musunuz?

Efendim bize ne Katar’dan, Arapların kendi arasındaki savaştan? Bizim düsturumuz belli: Yurtta barış, cihanda barış...

Bunu baştan söylesenize... O zaman size ne Birleşik Arap Emirlikleri’nden, Suudi Arabistan’dan, Mısır’dan, Ürdün’den? Niçin taraf tutuyorsunuz? Niçin cihanı savaştırmaya çalışanların abluka kararını “gerekli” ve “yerinde” görüyorsunuz? Arapların kendi arasındaki savaştan size ne?

HAMİŞ

Muhtemel bir “Türkiye-İran” savaşında İran’dan yana saf tutacağını söyleyen CHP milletvekili Eren Erdem saf değiştirmiş... Şimdi de, İran ve Türkiye’ye karşı “Suudi Arabistan-Amerikan” çizgisini destekliyor. Bu da kayıtlara geçsin!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi