M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

İslam medeniyeti

İslam medeniyeti


İSLAM dar mânada bir din değildir; hem din, hem kültür, hem medeniyettir. “Dinim İslam, medeniyetim Batı medeniyetidir” sözü yanlıştır, büyük bir çelişkidir. Müslüman, İslam medeniyetinden uzaklaşırsa, İslam’dan da uzaklaşmış olur. Medeniyet yazılı kültürle olur. Şifahî kültür seviyesinde kalmış olan Müslümanlar, geri kalmaya, zelil ve esir olmaya mahkumdur. Yazılı ve medenî İslam kültürüne sahip olmak için çalışmalıyız. Bin yıllık islamî yazımızı öğrenmeliyiz. İngiltere’nin, Japonya’nın, Fransa’nın, İsviçre’nin, Singapur’un güçlü ve vasıflı liselerinin verdiği seviyede yüksek genel kültür sahibi olmalıyız. Din kültürümüz yeterli olmalı. İslam medeniyetinin dışına çıkmış Müslüman, sudan çıkmış balığa döner. Müslüman halkı, bilhassa gençleri İslam medeniyeti ile medenîleştirecek eğitim, hizmet ve faaliyet çığırını hangi münevver şahıslar ve kurumlar açacaktır? Bugünkü şifahî kültürden yazılı İslam kültürüne nasıl geçeceğiz?
 
***
 

Ramazana ve Oruca Saygı

 
1960’larda Çemberlitaş Vezir Han altında küçük bir koltuk meyhanesi vardı, sahibi gayr-i müslim bir vatandaştı. Ramazan gelince dükkânını kapatır, kapısına şöyle bir yazı asardı. “Dükkânımız bir ay müddetle kapalıdır.” Vaktiyle resmini çektirtmiş, haftalık Yeni İstiklal gazetesinde yayınlamıştım.
 
Eskiden medenî gayr-i Müslimlerin bile sergilediği bu nezaket, kibarlık, mürüvvet artık tarihe karıştı.
 
İstanbul’a sanki Ramazan uğramamış; yiyenin, içenin, sigara tüttürenin haddi hesabı yok.
 
Bazı doğu Anadolu şehirlerinde Ramazana hürmet ediliyormuş, caddelerde, meydanlarda, açık yerlerde yenilip içilmiyormuş. Keşke imkânım olsa da mübarek ayı oralarda geçirebilsem. Hiç olmazsa gönlüm üzülmez.
 
Açıkta oruç yiyenlere ne diyorum?.. Allah ıslah etsin, inşaallah onlar da oruç tutmaya başlasın duasını ediyorum.
 
***
 
Diyanet bir ara camileri kadınlarla doldurma kampanyası başlatmış, bu konuda planlar projeler yapmış, afişler bastırmıştı. Bu çalışma Şeriata aykırı idi. Şeriat, kadınlar camie gelmesin demiyordu ama onların namazlarını evlerinde kılmalarını efdal (daha iyi, daha uygun) görüyordu.
Duyduğuma göre Diyanet kadrolarına yirmi bin kadın eleman alınmış, bunların bir kısmı feministmiş. Yüzde kaçı?
 
***
 
Diyanet, camilere sandalye, tabure konulmasının uygun olmadığın dair fetva verdi ama yine birçok camide bunları görüyorum. Reformcular camilerimizi kiliselere benzetmek istiyor. Camilerdeki bütün oturaklar atılmalıdır. Ayakta duramayanlar, yerde oturarak namaz kılsınlar.
 
***
 
Osmanlı hanedanına mensup açık çağdaş laik bir hanım, M. Kemal’in ve devrimlerinin reklâmını yapmış. Kemalist medya onu alkışladı, övdü. Fesubhanallah!
 
***
 
Allah’ı ve Peygamberi (Salat ve selam olsun ona) seven, Ehl-i Tevhid, ehl-i namaz, dindarbir taifeyi kötüleyen, onlara hakaretler savuran, bunlar kafirden beterdir diyen,meşreb taassubuna kapılmış öfkeli yobaz adamın yanından, randevum var, acele yetişmem lazım diyerek kaçtım. Akşam
üstümü silkelerken bir yığın gıybet, iftira, yalan, yobazlık tozu ve zibili döküldü yere.
 
***
 
Sonradan görmüş o türedi, ucuz ve mütevazı lokantalarda yemek yemeyi reddediyormuş. Ondan uzak olmalıyım. 
 
***
 
O kadında kuş kadar akıl, iz’an, vicdan, idrak olsaydı o rüküş şeytanî tesettüre bürünmezdi. A kadın madem örtüyorsun, Kur’ana Sünnete Şeriata hikmete uygun bir şekilde örtünsene!
 
***
 
Çocuklarına sahih itikadı, ilmihal bilgilerini, İslam ahlakını öğretmeyen, onlara beş vakit namaz kıldırmayan Müslüman anne babalar evlatlarına hıyanet etmiş olur.
 
***
 
Dev gemi buzdağına çarpmış, muazzam bir rahne açılmış, birkaç saat içinde batacak ama herkes farkında değil. Üst katlarda orkestra çalıyor, danslar ediliyor, yeşil çuha kaplı masalarda kumar oynanıyor, şampanyalar patlatılıyor.
 
***
 
Şu cahil herife bakın… Ölüm anındaşeyhiyetişir, onu Cennete postalarmış. Sapıklığın böylesi…
 
***
 
Şeriatsız tarikat olmaz. Bir ayaklarıyla veya ikisiyle birden Şeriat dairesi dışına çıkmış kimseler gerçek şeyh ve gerçek derviş değildir.
 
***
 
Bütün gerçek ve hak tarikatlar Tarikat-ı Muhammediye’dir. Nakşilik Kadirilik HalvetilikBayramilik Mevlevilik vs. şube adıdır.
 
***
 
Camiler beytullahtır. O mukaddes mekânlarda dünya büyükleri için tezahürat yapılmaz, yaşa nurol diye bağırılmaz.
 
***
 
Hatâ ve günahlarına ağlayan kişi, ibadeti ile övünen, ucba düşen, gururlanan kibirlenen gafilden üstündür.
 
***
 
Ey filan!... Evine kapan, odana gir, kapıyı arkasından sürgüle ve hem kendi haline, hem de Müslümanların ahval-i pür melaline ağla.
 
***
 
Kedim beni çok seviyor. İlle de kucağıma çıkmak istiyor, Keşmir yününden yeni ceketimin iplikleri onun tırnakları yüzünden lif lif oldu. Bu kadar sevgiye ceket feda olsun.
 
***
 
Dünyanın en alçak, en rezil kimseleri din sömürüsü yapanlardır. Uyanık, firasetli, ihlaslı, şuurlu Müslümanlar bu alçakların tuzaklarına düşmez. Düşenler gafildir, salaktır, eblehtir.
 
***
 
İftar vaktine bir iki dakika kaldı. Birazdan Ezan okunacak. Süleymaniye Camii önündeki lokantalardan birindeyiz. Akşam namazı için camiye girdik. Biz on üç kişiyiz. On kişi daha var. Dışarıda lokantalarda en az yedi yüz kişi vardı. 
 
***
 
Müslüman, yararına ve zararına olan şeyleri bilen, yararına olanları yapan, zararına olanlardan uzak duran kişidir. Böyle olmayan laf Müslümanıdır.
 
***
 
Şucubucu ocu geçiniyor ama rehber kabul ettiği büyük zatı anlamamış, yolundan gitmiyor. Böyleleri tarikatçı olabilir ama tarikatlı olamaz.
 
***
 
Müslüman, israf etmemek ve haddinden fazla tıkınmamak şartıyla arada bir güzel şeyler yiyebilir. Bayramdan sonra, yemekleri lezzetli bir esnaf lokantasında kendime ve üç kişiye ziyafet çekeceğim. Hesap 100 lirayı geçmemeli. On lira da bahşiş… Maneviyat büyükleri buna izin verir mi?
 
***
 
Almanya’da Kerküklü Dr. Yusuf Zeynel Âbidin… Eşi Sevim hanım… Türkiye’de Dr. Asım Taşer… Şile savcısı Yalçın bey… Bunların çok iyiliğini gördüm… Onları ve iyiliklerini gördüğüm diğer kimseleri minnet ve teşekkürle anıyor, Cenab-ı Hak’tan rahmet diliyorum. Bu zevat ve iyiliklerini
gördüğüm diğer kimseler hakkında müstakil bir yazı kaleme almam gerekir.
 
***
 
O zat gerçek bir Nurcu olduğu için, Bediüzzamanın vefatından sonra Nurcuların yirmi küsur fırkaya ve şubeye ayrılmalarını kesinlikle uygun bulmadı ve kabul etmedi. Nurculuk ittihad, uhuvvet, tesanüd esasları üzerine kuruludur.
 
***
 
Anne ve babalara: Lütfen şu cümleyi kafanızın görünür bir yerine yazınız: “Çocuklarını iyi insan, iyi vasıflı güçlü Müslüman olarak yetiştirmeyenler” onlara kıymış olur.
 
***
 
Be adam!.. Sen ne hayırsız kimsesin. Aç bir kediyi doyuracak, parktaki serçelere ekmek kırıntısı atacak kadar cömertliğin ve hayrın yok. Vah sana!
 
***
 

Beyazıt Kitap Fuarında

 
Bugün 18 Haz. Pazar günü, saat 16 ile 19 (öğleden sonra 4-7) arasında BEDİR YAYINEVİ standında, içinde seksen küsur faydalı bilgi bulunan ZERRE isimli küçük broşürü ücretsiz dağıtıp kitap imzalayacağım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi