Sibel Eraslan

Sibel Eraslan

Amerika’da bir cami: Makasıd

Amerika’da bir cami: Makasıd

İtikaf günlerindeyiz. Adanış, sadakatle, içtenlikle bağlılık demek itikaf. Ramazan'ın son 10 günü, kendini dünyadan çekerek, Allah için sükunete odaklanmayı tercih edermiş Hz.Resulullah(s). İbadet, İstikamet ve Kulluk bilinci anlamında ''itikaf''.

Alburtis'teki Makasıd Mescidinde, rengahenk bir kardeşler topluluğuna karışarak iftar ve teravih çatısında buluşmak nasip oldu. Mortianya'dan, Hindistan'dan, Pakistan'dan, Yemen, Afganistan, Senegal, Özbekistan, İngiltere'den gelmişler. Ve onları Amerika'da buluşturan kelime-i şehadet'te hiza tutmuşlar. Makasıd hem islami eğitim veren bir kültür merkezi gibi, hem Müslümanları buluşturan bir Cami, kapısı herkese açık, entelektüel, mütebessim, konuksever bir çevresi var. Hristiyan Amerikalı konuklar da vardı yer sofralarında iftar açtığımız saatlerde.

Ezanın ne kadar evrensel bir çağrı olduğunu, İslam kardeşliğinin anlamını, tevhidin hiçbirimizi dışarıda bırakmayacak kadar geniş kanatları olduğunu fark ediyorsunuz Makasıd Camii'nde. "İlim talep edenler Peygamberin gerçek varisleridir'" diyor Ebu Hüreyre... Makasıd Camiinde ilim önderliğini yapan Yahya Rodos Efendi'yi dinlerken, sanki Ashabı Suffe'nin, ilk İslam Üniversitesi'nin nefesleri değiyor yüzünüze. Kırk yaşında, beyaz ve Amerikalı. Renge dair açıklama yaptığım için üzgünüm ama Amerika'da veya Avrupa'da Müslüman dendiğinde göçmenler geliyor ilkin akla. Bu önyargıyı kıran bir kimlik Şeyh Yahya. Daha ortaokuldayken akşamları dua edişlerinde kalbinin inceldiğini, Allah'a yaklaştığını farketmiş. Tüm gün dünyanın rüzgarları önünde koşuşarak geçse de Annesinin teşvikiyle ellerini duaya açtığında ruhuna huzurun indiğini farkedermiş. Ne ki Hz.İsa'nın Allah'ın oğlu olduğu fikrine kalbi hiç yatışmazmış. ''Müslüman olmazdan evvel de ben Haniftim'' diyor konuşurken, aklıma Nevfel bin Varaka geliyor, o tertemiz bir itikada sahipti ve Hz .Peygamberimizi ilk onaylayanlardandı, bir hanifti.

Şeyha Yahya, Üniversite'de Mortianyalı Şeyh Hatıri'nin huzurunda müslüman olmuş.Müslümanların Hz. Muhammed öncesindeki Peygamberleri de saygıyla kabul ediyor oluşu onu çok etkilemiş. Müslüman arkadaşlarıyla abdest alıp Cuma namazı kılmış üniversitede ve arkadaşları onu çok sevmişler. O da onları...

Şeyh Yahya'yı İslama davet eden hidayet adımlarını dinlerken, İslamın zihinsel ve ruhi fitrata uygunluğuyla karşılaşıyorsunuz. Ardından İslam'la şeref bulmuş, ''ama'' diyor, ''daha önceki yaşamımda da İslam gibi yaşıyormuşum, Allah beni İslama hep yakınlaştırmış''...

Yahya Rodos, Berkeley Üniversitesinden kabul aldığı halde, dini tahsil ve ilmini ikame edebilmek için Moritanya'ya gitmiş, oradan Yemen'e. Tam 9 yıl sürmüş ilmin peşinden koşması. ''Modern dünya teknolojik ve bilimsel büyük imkanlar sağlıyor insana, ama kalbe hitap etmiyor, modern insanın kalbinde derin bir boşluk ve baş edilmeyecek bir yalnızlık var'' diyor. Sık sık İslam fıtrat dinidir diyor... Berkeley'de Ekonomi'yi iyi dereceyle bitirmiş, master'ını tamamlamış. Afganistan Kabil doğumlu Peri Hanımla evlenmişler, Peri Hanım Tamamlayıcı Tıp ve fitoterapiyle meşgul Muhammed, Ebubekir ve Fatıma Zehra isimli evlatları mücevher gibi parlıyor.

''Bilinç, adayış ve davaya hizmet'' diye tanımlıyor Makasıd'daki çatıyı Şeyh Yahya. Tekke, Medrese ve Merkez ihtiyaçlarını bir arada karşılayan, legal, yasal bir kurum Makasıd. Tebig ve öğret gayeleri içiçe.

Biz kendisini ziyaret ettiğimiz sırada Virginia'da müslüman bir kıza iftar sonrası gerçekleşen saldırı ve cinayet haberi vardı ajanslarda. Şeyh Yahya'nın gölgesiz ve aydınlık yüzü, artan İslamofobiyi farkında ama öte yandan optimizmini de yitirmemiş bir özgüvenle duruyor İslami kimliği. ''Peygamberimiz için kullanılan ümmi ifadesi onun okumayı bilmeyişinden ibaret değil, O, ümmetine çok hassas bir Peygamberdi'' diyor... Makasıd çatısı çoğu hekim ve akademisyen olan Müslümanlarla dolu. Okaliptüs kokusu ile tütsü, insanın zihnini açıyor, Teravihi uzun cüz okuyuşlarıyla kılıyorlar, fevkalade kibar, mütebessim ve ikramseverler. Burada ülkeler, ırklar, sosyal aidiyetler birer engel veya sınır değil. Onların tevhide icabet edişleri, evrensel bir anahtara dönüşmüş. Sabırlı birer ırmak gibi İslam Okyanusuna dökülen kardeşlerimiz onlar...

Makasıd Cami'nin destekçilerinden Murat Güzel ve eşi Zeynep Hanım'a bizleri bu güzel insanlarla karşılaştırdıkları için teşekkür ediyorum. Bizim kuşak, belki tasavvufi manada irfani imkanlardan veya içe kapalı cemaatleşmelerden uzak kaldık, uzak durduk. Yetiştiğimiz sosyoloji bizi tevhid bilincine, İslam kardeşliğine yöneltti. Bu evrensel ve alçakgönüllü davetin izdüşümü olarak selamlıyorum Makasıd Camiini...         

 

İtikaf günlerindeyiz. Adanış, sadakatle, içtenlikle bağlılık demek itikaf. Ramazan'ın son 10 günü, kendini dünyadan çekerek, Allah için sükunete odaklanmayı tercih edermiş Hz.Resulullah(s). İbadet, İstikamet ve Kulluk bilinci anlamında ''itikaf''.

Alburtis'teki Makasıd Mescidinde, rengahenk bir kardeşler topluluğuna karışarak iftar ve teravih çatısında buluşmak nasip oldu. Mortianya'dan, Hindistan'dan, Pakistan'dan, Yemen, Afganistan, Senegal, Özbekistan, İngiltere'den gelmişler. Ve onları Amerika'da buluşturan kelime-i şehadet'te hiza tutmuşlar. Makasıd hem islami eğitim veren bir kültür merkezi gibi, hem Müslümanları buluşturan bir Cami, kapısı herkese açık, entelektüel, mütebessim, konuksever bir çevresi var. Hristiyan Amerikalı konuklar da vardı yer sofralarında iftar açtığımız saatlerde.

Ezanın ne kadar evrensel bir çağrı olduğunu, İslam kardeşliğinin anlamını, tevhidin hiçbirimizi dışarıda bırakmayacak kadar geniş kanatları olduğunu fark ediyorsunuz Makasıd Camii'nde. "İlim talep edenler Peygamberin gerçek varisleridir'" diyor Ebu Hüreyre... Makasıd Camiinde ilim önderliğini yapan Yahya Rodos Efendi'yi dinlerken, sanki Ashabı Suffe'nin, ilk İslam Üniversitesi'nin nefesleri değiyor yüzünüze. Kırk yaşında, beyaz ve Amerikalı. Renge dair açıklama yaptığım için üzgünüm ama Amerika'da veya Avrupa'da Müslüman dendiğinde göçmenler geliyor ilkin akla. Bu önyargıyı kıran bir kimlik Şeyh Yahya. Daha ortaokuldayken akşamları dua edişlerinde kalbinin inceldiğini, Allah'a yaklaştığını farketmiş. Tüm gün dünyanın rüzgarları önünde koşuşarak geçse de Annesinin teşvikiyle ellerini duaya açtığında ruhuna huzurun indiğini farkedermiş. Ne ki Hz.İsa'nın Allah'ın oğlu olduğu fikrine kalbi hiç yatışmazmış. ''Müslüman olmazdan evvel de ben Haniftim'' diyor konuşurken, aklıma Nevfel bin Varaka geliyor, o tertemiz bir itikada sahipti ve Hz .Peygamberimizi ilk onaylayanlardandı, bir hanifti.

Şeyha Yahya, Üniversite'de Mortianyalı Şeyh Hatıri'nin huzurunda müslüman olmuş.Müslümanların Hz. Muhammed öncesindeki Peygamberleri de saygıyla kabul ediyor oluşu onu çok etkilemiş. Müslüman arkadaşlarıyla abdest alıp Cuma namazı kılmış üniversitede ve arkadaşları onu çok sevmişler. O da onları...

Şeyh Yahya'yı İslama davet eden hidayet adımlarını dinlerken, İslamın zihinsel ve ruhi fitrata uygunluğuyla karşılaşıyorsunuz. Ardından İslam'la şeref bulmuş, ''ama'' diyor, ''daha önceki yaşamımda da İslam gibi yaşıyormuşum, Allah beni İslama hep yakınlaştırmış''...

Yahya Rodos, Berkeley Üniversitesinden kabul aldığı halde, dini tahsil ve ilmini ikame edebilmek için Moritanya'ya gitmiş, oradan Yemen'e. Tam 9 yıl sürmüş ilmin peşinden koşması. ''Modern dünya teknolojik ve bilimsel büyük imkanlar sağlıyor insana, ama kalbe hitap etmiyor, modern insanın kalbinde derin bir boşluk ve baş edilmeyecek bir yalnızlık var'' diyor. Sık sık İslam fıtrat dinidir diyor... Berkeley'de Ekonomi'yi iyi dereceyle bitirmiş, master'ını tamamlamış. Afganistan Kabil doğumlu Peri Hanımla evlenmişler, Peri Hanım Tamamlayıcı Tıp ve fitoterapiyle meşgul Muhammed, Ebubekir ve Fatıma Zehra isimli evlatları mücevher gibi parlıyor.

''Bilinç, adayış ve davaya hizmet'' diye tanımlıyor Makasıd'daki çatıyı Şeyh Yahya. Tekke, Medrese ve Merkez ihtiyaçlarını bir arada karşılayan, legal, yasal bir kurum Makasıd. Tebig ve öğret gayeleri içiçe.

Biz kendisini ziyaret ettiğimiz sırada Virginia'da müslüman bir kıza iftar sonrası gerçekleşen saldırı ve cinayet haberi vardı ajanslarda. Şeyh Yahya'nın gölgesiz ve aydınlık yüzü, artan İslamofobiyi farkında ama öte yandan optimizmini de yitirmemiş bir özgüvenle duruyor İslami kimliği. ''Peygamberimiz için kullanılan ümmi ifadesi onun okumayı bilmeyişinden ibaret değil, O, ümmetine çok hassas bir Peygamberdi'' diyor... Makasıd çatısı çoğu hekim ve akademisyen olan Müslümanlarla dolu. Okaliptüs kokusu ile tütsü, insanın zihnini açıyor, Teravihi uzun cüz okuyuşlarıyla kılıyorlar, fevkalade kibar, mütebessim ve ikramseverler. Burada ülkeler, ırklar, sosyal aidiyetler birer engel veya sınır değil. Onların tevhide icabet edişleri, evrensel bir anahtara dönüşmüş. Sabırlı birer ırmak gibi İslam Okyanusuna dökülen kardeşlerimiz onlar...

Makasıd Cami'nin destekçilerinden Murat Güzel ve eşi Zeynep Hanım'a bizleri bu güzel insanlarla karşılaştırdıkları için teşekkür ediyorum. Bizim kuşak, belki tasavvufi manada irfani imkanlardan veya içe kapalı cemaatleşmelerden uzak kaldık, uzak durduk. Yetiştiğimiz sosyoloji bizi tevhid bilincine, İslam kardeşliğine yöneltti. Bu evrensel ve alçakgönüllü davetin izdüşümü olarak selamlıyorum Makasıd Camiini...       

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Sibel Eraslan Arşivi